|
esekherif Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
Konu çok dağılıyor gibi olsada bahsi geçen konunun temel kaynağı konuştuğumuz konulardır. Nihat Sami Banarlıyı okumuştum. Kitabında çok iyi anlatmış ; Git, gel kalk, yat, koş, sus v.s gibi Türkçe kelimeler Savaş jargonuyla oluşmuş ve Türkçemize girmiştir. Savaşta ve göçebe anında çok iyi ve isabetli olsada , yerleşik düzende felsefeden, edebiyattan, şiirden beslenmesi çok zordur. Aruz böyle değildir bugün bile batıya şiir'i yerleştiren arap edebiyatıdır denilebilir.
Dolayısıyla Kur'an-ı sırtlayan bir dil olarak Arapça, başka kitaplara sığamaz.. Arap dili demek ne kadar doğru bilmiyorum. Kur'an dili diyelim biz buna.
Okumasını bilmediğimiz içinde Talibana talabani, Kurtuluş savaşı veren bir halk'a terörist muamelesi yapmaktan geri durmayız.
|
Ben Kuran dili deyince farklı bir şey anlıyorum o da şu, Kuranın ve İslamiyetin mesajı. Hep diyoruz, bu tartışmada da geçiyor, "İslam hoşgörü dinidir" evet Kuran ve peygamber bunu emreder ancak bu ne kadar eyleme dökülüyor? Osmanlının çeşitli dönemlerinde bu hoşgörünün örneğini görüyoruz ancak Kuranın indirildiği millet ve coğrafyada bu hoşgörünün yanından bile geçemiyoruz. Nedir bu ? Komşu olur, yabancı olur herhangi birine saygı duyma, dinini yaşantısına karışmama, insanları rahatsız etmeme veya yaftalamama gibi. Evet teorikte güzel ama pratikte yansıması yok bunun. İşin bence en can alıcı noktası bu. İslam ve cihat anlayışı doğrudan bağlantılıdır ancak kimi kaynaklarda geçen hadislerde yabancılarla yani gavurlarla dost olunmamasını söylüyor. Evet şu noktada bir çelişki yok, dost olunmadan da hoşgörü sağlanabilir ama İslam temelsiz bir düşmanlığı yani senden olmayan birine düşmanlığı meşru kılmıyor. Bu sebeple İŞİD veya Türkiye içerisinde bulunan cemaatler birbirlerinden ayrılmıyor. Hepsinin ortak noktası gavur tü kakadır. Peki cihat nasıl olacak illa silahla mı ? Senden nefret eden bir insanın sana karşı nasıl hoşgörülü olmasını beklersin? Kuranın dili temelsiz düşmanlığı meşru göstermek değil. Aksine yaşantınla örnek olup insanlara bu dinin güzel yanını göstermek. Zamanında bir mevzu vardı "dinler arası diyalog". İnanılmaz tepki çekti. Gavurla ortaklık olmaz falan diye. Eee peki o gavur tü kaka İslamın hoşgörü dini olduğunu nereden bilecek ? İslamın hoşgörüsü sadece Müslüman milletlere mi ? Hayır aksine her dinden ve ırktan insanı kucaklayan bir din İslam ama bu mesajı anlamak ve anlatmak çok zor. Yine dolaylı yoldan dil mevzusuna geldik. Dil faktörü burada devreye giriyor. Tabi dil tek faktör değil bir de dini yorumcular var. Abdest bozulma mevzusunda dahi sayısız görüş var. Bu görüş farklılıkları ortadayken iletişim, hoşgörü, gerçek islam gibi kavramlar ne derece realist? Başladığımız noktaya geri dönüyoruz tekrar