Sevgili @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] , konuyla direk ilgisi olması hasabiyle başıma gelmiş bir olayı nakledeyim sana.
Dursun Gürlek'in ''Ayaklı Kütüphaneler'' Kitabını okurken Ali -Emiri'nin Divanu Lugati Türk kitabını nasıl elde ettiği ve yüzlerce altın vererek aldığı ve sakladığı v.s (şu fatihte ünlü millet kütüphanesini kuran adam.) okurken okurken kendimi sirkecideki kültür bakanlığı yayınlarından buldum ve ''Divanu Lugatit Türk kitabını buldum ve 80 lira vererek aldım. Aldım
( Ali Emirinin 300 altına aldığı kitabı ben 80 liraya ucuza kapatmıştım ) kitap bildiğin arapça 1000 yıl önce yazılan Türkçe eser. Türkçe dediğime bakma az çok arapça ve osmanlıca okuyabilen biriyimdir.
Kitabı elime aldım okuyamadım. Bu eser TÜRKÇE . Kutadgu Bilig gibi birkaç akademisyen dışında kimsenin okuyamadığı, okusa bile birşey anlayamadığı bir kitap.
Buradan yola çıkarak Kur'an anlamak, okumak, ondan hükümler çıkarma konusuna gelirsek. Nebi'nin hira'da ''İkra'' ayetine gönderme yapmak istiyorum. Cibril oku diyince , Muhammed ben.. ben okuma yazma bilmem. Günün şartlarında binlerce kervan yöneten biri okuma yazma bilmiyor değildi. Ticareti, ekonomiyi, uluslar arası hukuku çok iyi bilen biriydi. Ben bilmem derken okuyamam.. ben yapamam bunu diyordu. Peygamberin yapamadığını maşallah isminin önünde prof, doç, şeyh, hoca ünvanlarıyla yapmak isteyen aciz insanlar var. Bismi dedi cibril ve okumaya başladı muhammed. Yukarıda o bahsettiğin ayet biz kur'an'ı arapça indirdik. anlayabileseniz diye derken kast buydu. Arapça herkes anlasaydı peygambere gerek yoktu.
Dolasıyla gelmiş geçmiş bütün kalıcı eserler arapçadır. Dünyanın en büyük kütüphanesi Vatikanda bile arapça eserlerin olduğunu Aytunç altındal'dan duymuştum. Şirazi, ömer hayyam, mevlana, yunus v.s bütün şiirler ve edebi eserler arapçadır.
Batılı oryantalistlerinde öyle kendi dilleri ve arapça arasında gel git yapmaları tamamen kapitalist düşünceden ibarettir. Onlarda Arapçanın evrensel ve değişmeyen bir dil olduğu konusunda hem fikirdirler.