eski arkadaşlarla buluştuk mangal yapacağız. görev dağılımı yapılmış, herkes bir tarafa yollanmış. benimle bir kızı da migros'a et almaya yolladılar. gidiyoruz yolda. kıza karşı en ufak bir ilgim yok. normalde onun sadece kız olması yeter ama dönemlerim var benim böyle, bazen dış dünyaya kendimi tamamen kapatıyorum. arkadaş bir insan ne kadar çok konuşabilir. yani 20 dakika yol boyunca sadece hoşlandığı çocuktan bahsedebilir mi bir insan?
adamın eski sevgilisini, eski sevgilisinin yeni sevgilisini, eski sevgilisinin eski sevgilisini, anasının nikahını... allahım neler neler anlatıyor. bir süre sonra benim kafa oldu sümeyye erdoğan kafası. sadece onaylıyorum. bir de çocuğun öyle garip özellikleri var ki. mesela adam üsküdar dan beşiktaşa yüzmüş. niye deli mi öpmüş adamı diyorum içimden. vapur var ordan buraya. binlerce insan her gün geçip gidiyor, bu gitmiş ordan oraya yüzmüş. kız da gözünü belerterek anlatıyor. ben atlasam mala bak denize atladı der. bi dur belki ben de varcam beşiktaşa. sorsan o adam beşiktaş maçına gitmemiştir hiç. ama ordan oraya yüzmüş mal.
omuzları çok genişmiş. tipi fenerbahçeli bekir'e benziyormuş, çok tatlıymış. bak bu iki oldu benim duyduğum, bekir'e baya baya aşık olan kızlar var. zannedersem gol sonrası bi taraftarla telörgüler arasında yaşadığı yasak aşktan sonra böyle prim yaptı. kesin bir şey var bu adamda. erkekler bile hasta. size şöyle şehvetle bakan bir kız oldu mu hiç?
bekir'in böyle sevilmesi bizi de umutlandırıyor açıkçası. da vinci'si demons izledim. leonardo da vinci di mi adam? mucit. süper zeka. bu adamın bile çirkin olmasını kaldıramamışlar. hayır bu adam zaten dahi. azcık tipi normal olsa nolur? normal bile yapmamışlar. adam da vinci mi, birazdan banka reklamında oynayacak murat boz mu belli değil.
iki elinle aynı anda çizim yap, tipin de murat boz'dan hallice olsun. defol ordan. şaftı kayar adamın arkadaşım. o yüz o zekayı kaldıramaz. biz sürekli her yakışıklı ve zengin olan adamın bir şeyleri eksiktir diye kendimizi teselli ediyoruz, adamlar bütün özellikleri yükleyip önümüze koyuyorlar herifleri.
23 yaşıma kadar şöyle düşünüyordum ben: bir adam yakışıklıysa salaktır. parası çoksa anası babası ayrılmıştır, sevgi görmemiştir. zekiyse parası yoktur. komikse tipsizdir. iyi bir okulda öğrenim görüp karı kızla geziyorsa geceleri çıplak ayak sokaklarda ağlayarak koşuyordur. çok iyi ingilizce biliyorsa sevgilisi aldatıyordur
vb. daha sonra bir adamla tanıştım, hatta akraba oluyorduk herifle az kalsın. normal yollardan akraba lan. adamda para bok. tipe bakıyorsun manken gibi. karısına bakıyorsun tescilli türkiye güzeli gibi bir şey. çocuğuna bakıyorsun "ay ben seni yerim". allah sen inandırsın köpekleri bile bi ayrı güzel. gittim yanına abi dedim allahını seversen söyle, neyin var senin, milyonda bir olacak bir hastalığa yakalandın da 3 ay ömrün mü kalmış. ne zaman öleceksin, bi yerin ağrıyor mu, katlanılmaz acılar mı çekiyorsun allah aşkına bana derdini söyle dedim. kovdu beni. neden bahsettiğimi bile anlamadı. o olay öyle değilmiş yani. gerçekler bunlar alışın hacılar.
neyse yolculuğumuza geri dönersek; adamı o kadar anlattı anlattı kız, lan neymiş dedim. bi bekir olacak hali yok heralde. sinir oldum ben de. düşünsene bi kız sürekli senin cinsinden birini övüp duruyor. bu da bünye lan. yeter artık. benim de kendimce özelliklerim var diye kuruluyorum içten içe kıza. bir şey de yapamıyorum. migros'a kadar geldik. migros'un orda da yaya geçidi var. ışıkların altına da buton koymuş adamlar. basınca arabalara kırmızı yanıyor, biz de geçebiliyoruz böylece. adı nedir bilmiyorum ama "lost'taki basılmazsa dünyanın sonunu getirecek buton" gibi gözüktü bi ara gözüme. bu kız hala konuşuyor. hala muhteşem birtakım yanlarından bahsediyor adamın. bütün sinirimle, bütün birikmişliğimle gittim o butona bir koydum elimle.
3 saniye içinde çift gidiş geliş akan trafiği durdurdum. 10-12 tane araba sadece biz geçelim diye durdu. ortalık buz kesti, derin bir sessizlik oldu. vitesler boşa atıldı. kollar camdan dışarı çıkarıldı. sürücüler yapacağın işi senin diyerek sitem ediyor. yaptığım olağanüstü hareketin bilincindeydim ancak tek kelime etmedim. övünmek istemedim. kız kendi görsün istedim şu yeteneğimi. mal mal bakmaya devam etti. kafamı çok bilmiş edasıyla yavaşça ileri geri salladım, "biz de boş değiliz. o trafiği öperler" anlamında. adam ordan oraya yüzüyor da kime ne faydası var. bak bana... bana bak... kız da biliyordu ki o herif dahil kimse bu anı ona bir daha yaşatamazdı. şimdi gitsin beni anlatsın benim arkadaş arabaları durduruyor diye. sinirlenince yapabileceklerimin sınırı yokmuş. o gün fark ettim.
butona basınca duruyo lan arabalar. ara sıra gidip basıcam ona. trafiği kitleyeceğim. arabam yok zaten gıcık oluyorum vızır vızır geçiyorlar. şunu yapan halihazırda bi adam niye yok anlamış değilim zaten, "benzin 5 tl olmuş, ben durdum siz de durun lan" deyip birilerinin yapması lazımdı bunu. türkiye'de manyak mı kalmadı noluyor arkadaşlar bize lütfen biraz kendimize gelelim. biz bu değiliz.
bide anket açılmış forumda. kadınlar ne zaman susar diye. Susmaz arkadaşım susmaz. zorlamayın kendinizi.o da benim yaptığım gibi ani hareketlerle 5-10 dakika kadar. 10 dkdan sonra nemi oluyor.
kaç..kaç..kaç..