Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Kasım 2015, 12:24   #1
Çevrimdışı
HerakLes
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
bebek ağlaması




el alem ne der.böyle düşünmekten yaşamaya fırsat bulamıyorum. bunun çok saçma olduğunu bildiğim halde engel olamıyorum kendime. içime işlemiş resmen. muhtemelen kimsenin umrunda bile olmadığım, varlığımdan bile haberleri olmadığı bir durumda bile herkes bana bakıyor, birazdan bir şey yapcam ve dalga geçecekler, alay konusu olcam, kınanacağım gibi hissediyorum. hissetmekle kalmayıp buna karşı önlem alıyorum. olmayan bir şeye önlem alınca da durum iyice çığrından çıkıyor tabii. şimdi bununla ilgili çok basit bir örnek vereceğim.

(not: çok basit bir örnek vercem deyip susmamışım. yazı bitmek bilmemiş. baştan söyleyeyim sonra küfretmeyin. dikkat uzun yazı)

salı gecesi sirkeci'den ayrılık çeşmesine gideceğim marmarayla (2 durak). ordan da aktarma ile kartal'a gideceğim metroyla. ordan da bir otobüse daha binip eve gideceğim. neden? çünkü istanbul'un ulaşım sisteminin içine ettiler. eskiden tek otobüsle gidiyordum. kafam girsin. metroyu tuzla'ya kadar götürsen hadi neyse. yer altında köstebek gibi yürüyoruz zaten. bari güzel yapın, nokta atışı çıkayım ben gideceğim yere. acemi köstebek gibi ordan dalıyorum başka yerden çıkıyorum. tekrar dalıyorum bambaşka bir yerdeyim. eve gidemiyorum lan. ne kadar çok araç değiştirirsen o kadar problem bir de. ben sabit manyaklarla yolculuk etmek istiyorum. bi tane amca oluyor mesela onun belli bir manyaklığı var, ona yol boyu alışıyosun. otobüsü ya da metroyu değiştirince alıştığın bütün manyaklar gidiyor yerine yenileri geliyor. valla bünye kaldırmıyor.

neyse bindim sirkeci'den marmaraya geldim ayrılık çeşmesine.ordan da yaptım aktarmayı geçtim kartal metrosuna. içeri bir girdim. bebek arabasında bir bebek. annesi de yanında. beni görünce ağlamaya başladı. bıkmışım artık kafam kazan gibi olmuş. bi an şöyle durdum. lan dedim ben bunu duymak zorunda değilim ki. otobüste, uçakta yer değiştiremiyorum ama trendeyim ben lan dedim. kartal metro'da vagonlar arası geçiş var. istediğin kadar yürüyebiliyorsun içeride. tren kalkalı 1 dakika olmuş. ben aldım başımı gidiyom. vagonlar arasında bebek ağlaması kaybolana kadar yürüdüm. yürürken de insanlar bakıyor nere gidiyo bu diye. çünkü normalde içeri ilk girdiğin an yürürsün bir yer belirler durursun ya. ben baya hedefe kitlenmiş, bir bok yapacakmış gibi gidiyorum. bebek ağlamasının hiç gelmediği ve güzel bir kızın olduğu yerde durdum ben.

daha sonra telefonla falan uğraştım baya. bir durağa gelmişiz haberim yok. insanlar inmiş, durakta bekleyenler içeri dalmaya başlamış. bana göre epey zaman geçmişti, dedim herhalde baya durak geçti, acil inmem lazım. panik oldum koşarak atladım trenden. iner inmez gitmek istediğim durağa henüz varmadığımızı, daha oraya 1 durak olduğunu gördüm. bak gördüm diyorum. ama indikten sonra ordan geri binemedim. insanlar "mala bak aceleyle atladı ama yanlış durakta atlamış meğerse şimdi de geri biniyo hahaha" demesinler diye dönemedim. daha sonra dışardan ters yöne doğru yürümeye başladım. ama o vagonlardan da içeri giremedim. insanlar "lan bu herif tren hareket halindeyken içerden dolaşıyor, tren durunca dışarıdan dolaşıp içeri giriyor, nasıl bi manyak bu tipe bak hehe" demesin diye.

trenin dışından geriye doğru koşup, trenin içinde ya da dışında volta attığımı henüz hiç görmemiş insanların bulunduğu bir vagona varınca trene binmeye karar verdim. aklıma bu muhteşem fikir gelince silah atmışlar gibi koşmaya başladım, birden start verilmişti adeta. tam trenin istediğim bir noktasını yakalamaya ramak kalmışken trenin kapıları kapandı ve hareket etti. siz biraz önce indiğiniz bir treni yakalamak için koşarken ille de şu vagon olsun diye tutturdunuz mu hiç? ben tutturdum ama başaramadım.

inen indi, binen bindi. tren gitti. arkasından bakakaldım. "ulan demin ben bunun içindeydim ne güzel eve gidiyodum. neden böyle oldu acaba... içine edeyim böyle işin şuna bak nasıl da gidiyo beni bırakıp" diye küfrediyorum. sanki birisi beni zorla dışarı çıkarmış gibi hissettim. ne yaptıysam kendi kendime yapmıştım halbuki. geriye bir tek ben kaldım zannederken kafamı sağa çevirdiğimde güvenlik görevlisiyle göz göze geldik. tren kalktıktan sonra serin bir rüzgar esti. güvenlik görevlisi ile karşılıklı bakışıyoruz. çok duygusal bir sahne yaşadık bence. adam bütün yaptıklarımı gördü de ne anladı acaba. o kadar utandım ki ordaki banklardan birine oturdum başımı öne eğdim bekliyorum. ne bekliyorum? bir sonraki treni. "onla da 1 durak gidicem. ben çünkü prensip gereği bir trenle bir duraktan fazla gidemiyorum şekerim. yani benim klasıma yakışmıyo.HerakLes aynı trende 2 durak gitti dedirtmem ben arkamdan. benim bu camiada bi ağırlığım var. aynı kıyafeti iki kez art arda giymemek gibi bir şey. benim de olayım bu. ulan hakikaten ne bok yedim ben deliriyo muyum gerçekten?"

bir sonraki tren saatine baktım. 12 dakika sonra. saat gecenin 23.30'u. güvenlik görevlisi de volta atarken acayip acayip bakıyor bana. rahatsız oldum bir durağı da ben yürüyeyim ne var ki dedim. 5 dakika orda oturduktan sonra kalktım gidiyorum. iyice acayip acayip bakmaya başladı adam. çıktım metro'dan. durağın adı hastane -adliye midir ne boktur işte orası.metronun içide karanlık böyle, çıkmaya çalıştığım yerin yanlış olduğunu fark eder gibi oldum. 90 derece açıyla sağa saptım. 3 tane adamın önünden geçtim. sırtımda sırt çantası var. biraz uzaklaştıktan sonra içine tükürdüğümün yerinde 3 tane adam bana "nere gidiyosun babacan" diye laf attı. (sakın inmeyin lan orda) dönüp bakmadım. arkamdan ıslık çaldılar. dönüp bir şey söylesem en iyi ihtimalle dayak yiyeceğim. devam ettim. caddeden yaşlı bir amca geliyor.

-pardon bir şey sorabilir miyim?
-evet
-kartal metro durağına nasıl giderim yürüyerek
-kartal uzak yürünmez öyle. sen ne yap biliyo musun. bak şurda metro var tren?
-evet
-ona bin sen, ordan aktarma yap 1 durak zaten
-ordan mı gideyim ben
-ordan git sen

rahat durabilsem ben ordan gidiyodum zaten. gidiş yolumdan kırdılar. hep o bebeğin yüzünden. ne ağlıyon suratıma suratıma. neyse adam biraz önce terk ettiğim metro durağını tarif etti bana. ben de sanki biraz önce ordan çıkıp gelmemişim gibi dinledim adamı. anladım teşekkür ederim dedim. muhit de pek tekin olmadığından geri döndüm gidiyorum. arkamdan bağırıyor "hah ordan sola dön şimdi" diye. sen giderken biz geliyorduk dayı. bi sus çıldırtma beni. biraz önce geldiğim yerin tarifini senden aldığımı biri görecek rezil olcaz. hayvan herif.

geldim durağa tekrar. girerken yine akbil bastım. yukarı çıktım. güvenlik görevlisi aynı yerinde bekliyor tabii (özledin mi lan beni diyerek koşmak istedim, yeni bir sayfa açalım, biraz önceki yaşadıklarımız hiç yaşanmamış olsun istedim. olmadı.) daha 5 dakika olmamış, adam beni tekrar görünce sinirleri boşaldı galiba. yüzüne bi hal geldi. bi titredi adam. ben fazla yaklaşmayayım, adamı delirtmeyeyim dedim de herif dayanamadı yanıma geldi.

-abi bi sıkıntın mı var senin? (bela mısın ulan gece gece demek bu. hani tam mesai bitecekken bir iş çıkartırlar ya başına. ben oyum işte)
-yok iyiyim sen nasılsın?
-çok şükür. yol iz bilmiyorsan yardımcı olayım?
-yok biliyorum ben sağol gitcem bu sefer. (valla gitcem lan. tren tutuyo beni. ondan indim demin. biraz hava alayım diye iki turladım. dışarısı pek tekin değil. yine burdayım.)

bir sonraki tren geldi. bindim ona. binmeden önce; bebek ağlarsa ya da beni herhangi bir şey rahatsız ederse gözlerimi kapatıp yerimden kıpırdamayacaktım. zira çok yorulmuştum artık eve gitmem lazımdı. artık yeterdi. o gelen treni de bekledikten sonra binmesem, adama dönüp hiç hareket etmeden baksam adam mesleği bırakır bir dağ evine yerleşir miydi acaba.

ben bu bokları yerken saat epey geç oldu tabii. metrodan indiğimde otobüsler bitmek üzereyken son arabaya bindim.normalde 1 saat 10 dakikada evde olacakken 2 saati buldu eve gitmem. şarjım bitti, gecenin körü olmuş evdekiler aramış ulaşamamış. eve vardığımda herkes paniklemişti. millet nerde kaldın ulan diye soruyor. tren arıza yaptı dedim artık ne diyim. ben arıza yaptım diyemedim. anlatsa mıydım en baştan onlara da. bebek ağlıyordu ondan oldu hep mi deseydim. neyse o önemli değil güvenlik görevlisine bir şey olmasın.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver