Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
"Dışarıdan delilik olarak görülebilen şeyler, içine girildiğinde hak verilen durumlar haline gelebiliyordu bu hayatta. Sadece bakış açınızı değiştirmeniz yeterliydi."
Akilah Azra Kohen - Fi Sen birden çökeceksin Selim. Çünkü neden? Çünkü için boş senin. Birden, kollarımın arasında için boşalarak; birden üçüncü boyutunu kaybedip bir düzlem olacaksın ve ben de seni duvarda bir çiviye asacağım.
Oğuz Atay - Tutunamayanlar Her şey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da… ”
İskender Pala - Kitab-ı Aşk Ağlamaktan Korkma Gözüm!
Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.
Bir gözyaşı, bir cevherdir ateşten kaynayan ve alev gibi yanan. Özü sudur ama avuçta bir yalım, gönülde bir yangın olur. Bir ateş düşünün, dumanı âh ile çıkar da külleri göz yaşına karışır ya…Hayat bir mum alegorisidir hani, mumun başındaki yanış gözde yaş olur da gözyaşı alevle barışır ya…Alev can ipliğini yakınca, acıdır ki, bedenini eritir de mumun, su ile alev birbiriyle yarışır ya… Aşıka göre cennet olur cinnet ve kendi gözyaşında boğulur akıbet...
Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler…Fazilettir, diyettir…Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır.
Tohumu eken bilir, Göz yaşın döken bilir, Gül kadrin diken değil, Çileyi çeken bilir, Ve ey gözyaşım,
Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel, ve kadim bir dostu uğurlar gibi git… Bir atımlık mesafede yalnızlığın kurşunlanan coşkusuyla gel, geleceği savaşa mecbur annelerin korkusuyla git…Geceyi içine döken tomurcukların yeşiliyle gel; goncayı açılsın diye bekleyen bülbülün diliyle git…Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel, ve derinlerde bendini yıkan bir ırmak gibi git. Yalınkalem savaşlara meftun acılarla gel, pişmanlık dolu yüreklerden sancılarla git…
Ve ağlamaktan korkma gözüm!..
İskender Pala - Divane Güzeller "Yarabbi benim gibi bir utanmazı yaratmaya sıkılmadın mı?"
Hüseyin Rahmi Gürpınar - Utanmaz Adam Elindeki servetle yetin Dolant.Açgözlülük ölümcül bir kusurdur.
Christian Jacq - Ramses - Işığın Oğlu Mutluluk dönemlerinde herkes başarının sorumlusu olarak kendini görür.Ama felaket gelmeye görsün,tek suçlu sensindir.
Christian Jacq - Ramses - Işığın Oğlu HERAKLİT, HERAKLİT; NE AKIŞTIR BU!
...
Kim bilir belki böyle bir akşam,
böyle bir akşam,
Heraklit alnını
yeşil gözlü zeytinliklerde akan
suya eğdi
ve dedi:
«— Her şey değişip akmada,
bu hâl beni hayran bırakmada..»
Heraklit, Heraklit; ne akıştır bu!.
ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
Heraklit, Heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
...
N. Hikmet
Nazım Hikmet Ran - Benerci Kendini Niçin Öldürdü? Şiirler 2 Evet diyemezdim ama hayır da demek istemiyordum. O yüzden susmayı tercih ettim (S. 155)
Laura Fitzgerald - Güllerin Duvağı "Lütfen söyler misiniz bana, burada ne yana gidebilirim?"
"Bu gitmek istediğin yere bağlı"dedi Kedi.
"Neresi olursa olsun, önemi yok" dedi Alice.
"O zaman ne yana gitsen olur" dedi Kedi.
Alice sözünü açıklamak amacıyla, "Yeter ki bir yere varayım." diye ekledi.
"Tabii varırsın" dedi Kedi. "Yürümekten yorulmazsan bir yere varırsın elbet"
Lewis Carroll - Alice Harikalar Diyarında (Tam Metin) "Asıl bulaşıcı korkudur; ömrümüzün sonuna kadar bize eşlik edecek birini bulamamaktan duyduğumuz o geçmek bilmez korku. Bu korkunun yüzünden akıl almaz şeyler yaparız, yanlış kişilere evet, deriz ve tek doğru kişinin o olduğuna, karşımıza Tanrı tarafından çıkarıldığına kendi kendimizi inandırırız..."
Paulo Coelho - Aldatmak O beni ikna ettiğine emin gibi davranıyor, bense söylediklerine inanmış gibi.
Paulo Coelho - Aldatmak Dürüstçe söyle, hiç kendine karşı dürüst oldun mu?
Lovato - Güçlü Kal - 365 Gün Hayata Tutun Ne zaman tırmanışa geçsem, peşime ego adında bir köpek takılır.
Demi Lovato - Güçlü Kal - 365 Gün Hayata Tutun "Devrimin ne olduğunu anlamak istiyorsanız, ona iİerleme deyin, ilerlemenin ne olduğunu anlamak istiyorsanız ona Yarın deyin. Yarın, karşı konulmaz bir şekilde işini daha bugünden görmeye başlar ve ilginç bir şekilde her zaman hedefine ulaşır." Cilt 2;sayfa 59
Victor Hugo - Sefiller - 5 Kitap Kutulu -Yıldızlar kimin ?
-Ne bileyim ben? Hiç kimsenin.
-Öyleyse benim. Çünkü bunu ilk akıl eden ben oldum.
Antoine de Saint-Exupery - Küçük Prens Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da «Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?» dediler. Onlara de ki: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez.»
NİSA Suresi 77
Kuran-ı Kerim ve Açıklamalı Meali Mustafa Kemal Anadolu ya gitti haa .... o yapar diyorlardı
Falih Rıfkı Atay - Çankaya Atatürk Lenin i her türlü emperyalizmi reddettiği için ve Rusya içindeki milletlere hürriyet verdiği mühlet içinde sevmişti Stalin i hiç sevmemiş fakat küçümsememiştir ,Mussoliniyi küçümserdi
Falih Rıfkı Atay - Çankaya Doğrusu Atatürk de Kemalizm de ne alaturka ne alafranga doğrudan doğruya Türk tü.
Falih Rıfkı Atay - Çankaya
[FONT="Monotype Corsiva"][SIZE="4"]Zamanın birinde bir memlekette, ağzından küfür eksik olmayan bir adam yaşarmış. Nerede hoşuna gitmeyen bir durum görse basarmış küfrü, basarmış küfrü. Zamanla o memleketin en küfürbaz adamı olarak nam salmış tabi. Gel zaman git zaman, herif bu kötü namından rahatsızlık duymaya başlamış; fakat küfretme alışkanlığından da bir türlü vazgeçemiyormuş. Gitmiş bir tekkeye. Şeyh efendiden derdine bir çare dilemiş. Şeyh buna bir avuç bakla vermiş. Al bunları demiş, birini ağzına koy, tam küfredeceğin zaman bakla diline değer; küfretmemen gerektiğini hatırlayıp, kendine hakim olursun. Bizim adam uygulamaya başlamış. İşe yarıyormuş da. Neyse bir gün yine bu şeyhle bizimki gezerlerken müthiş bir yağmur başlamış. Acayip ıslanmışlar. Tam tekkeye doğru koşarlarken bir evin penceresinden bir kadıncağız seslenmesin mi: "Hocaefendi bir bakıver!" Ulan koskoca keramet sahibi şeyh, yağmur yağıyor diye halkın talebini geri mi çevirerek: durmuşlar tabi. Ama yağmur nasıl yağıyor! Penceredeki kadın kaybolmuş, bizimkiler de kapıyı açmaya geliyor sanıp beklemişler. Neyse, beş dakika sonra kadın bir daha belirmiş pencerede: "Biraz bekleyiver hocaefendi!" Haydaaa! Ulan yağmur sırılsıklam etmiş bunları, kadın bekletiyor, bizim küfürbaz homurdanmaya başlamış tabi. Şeyh de 'ya sabır' çekmeye koyulmuş. Kadın birazdan tekrar görünmüş pencerede, "Tamam hocaefendi gidebilirsiniz." demiş. Hayda ki haydaaa! "İyi de hanım, bizi niye beklettin boş yere şu yağmurun altında?" diye kızmış şeyh. "Yok." demiş kadın gülümseyerek, "Boş yere bekletir miyim hiç hocaefendi; bizim tavuklar kuluçkada. Yumurtayı tavuğun altına koyarken kapıdan bir şeyh geçerse, yumurtadan horoz çıkar derler, o yüzden beklettim sizi." İyi mi. Dangalaklığın bu kadarına artık dayanamayan şeyh, bizimkine dönmüş, "Ulan arkadaş demiş, çıkar ağzından baklayı!"
Ömer Faruk Dönmez - Bir Yobazın Günlüğü[/BIZE][/CONT] "deniz küçükken babasına çok düşkündü. kadir'in tevkif edildiği günlerde üsküdar pazarbaşı ilkokulu'nda ikinci sınıftaydı. (...) devamlı babasını soruyordu. biz de, 'okulda, nöbette' diyorduk. bir gün bize: 'ben biliyorum. babamı benden ayırmak için hapse attılar, ben gazetede okudum. bizi kıskandılar!' dedi. okulda ilk zamanlar hocası onu örnek öğrenci olarak gösterirmiş. babasının komünist olduğunu öğrenince, tavrı tamamıyla değişmiş, her fırsatta ona kötü davranmış.
barış'a gelince, kadir'i aldıklarında iki buçuk aylıktı. babasını tanımıyordu. üç yaşındayken ona bir bebek almıştım. onu çok sevmişti. bir gün sordum: 'sen bu bebeğin nesisin?' 'annesiyim!' dedi. 'oğlum, sen erkeksin, bunun babası olursun' dedim. 'babası isem nerde benim hapsim?' diye cevap verdi. barış babasını dört yaşlarında cezaevinde tanıdı. eve döndüğümüzde babasını sorduklarında 'baba dedikleri kocaman bir adammış' dedi."
Sebahat Özdemir - Vedat Türkali
Konu AngeL tarafından (04 Mayıs 2017 Saat 23:51 ) değiştirilmiştir.
Sebep: FLood.
|