| Cevap: Soma'da yaşanan maden faciasinın üzerinden bir yıl geçti
Hala sorumluların ceza almadığı, hatta pişkinliklerinin tavan yaptığı Soma'yı unutmamız mümkün değil. Danışmanın madenci yakınına tekmesini, Tayyip'in vatandaşa yumruğunu, ''İsrail dölü'' diye başlayan cümlesini, Soma AŞ yöneticilerinin ''biz buraya çok para yatırdık biz daha mağduruz'' dedikleri kan donduran açıklamalarını, alt tarafı 2 gün yalandan olay yerinde bulunan bakanın ''iki gündür aynı gömleği giyiyorum'' diyerek, kendi mağduriyetinin ölen işçilerden ve yakınlarından daha çok olduğunu ispatlama çabası ve dahası. Yetim çocuklar, acılı anneler, babalar, eşler. Sadece fotoğraflarını çekip, iki üç güzel cümleyle olayı süsleyen samimiyetsiz medya. Bu işin fıtratında ölüm var açıklamalarına madenciler Almanya'daki işçilerin fıtratında yok mu diye soruyor, cevap yok. İsyan etseler nankörlük oluyor, bir hak talep etseler işten atılıyorlar, hoş atılmasalar da böyle bir cinayete kurban gidiyorlar. Böyle bir acının altında bile politik sebeplerin yatıyor olması ne acı. Hiçbirimiz bu ailelerin yarasını saramayız, bir tek mücadele edebiliriz daha fazla insan ölmesin diye, ki bu olaydan sonra da Ermenek'teki kazayı yaşadık. Akıllanmıyor, önlem almıyor, aksine yaptıklarını aklayarak daha çok para için daha çok insan öldürüyorlar. Bir madenci ''Bak buradaki herkes ilkokul mezunu ama biz aptal, cahil değiliz. Kapitalizm, sömürü düzeni nedir iyi biliriz.'' diyor, kulak vermeliyiz. Çizmelerimi çıkarayım mı diyen madenciye toplumsal fairplay ödülü vermekle olmuyor bu işler maalesef. Acıların üzerinden zaman geçer sadece, acılar unutulmaz. Tutulan yasların hesabını sormadan az da olsa soğumaz hiçbir yürek, unutturmayalım.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |