16 Nisan 2015, 11:51
|
#4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] öyle güzel ifade etmişsin ki, 3 kez okudum ve söylediklerinin Türkiye'ye ne kadar yabancı olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Burada bütün yaşam ''başkalarının ne düşündüğü'' ile sınırlı, kendi kendimize zaman içinde uydurduğumuz ''toplumsal ahlak'' ile sınırlı, yani ahlaksız olmak için saç renginin uçuk bir şey olması bile yetiyor ne yazık ki. Düşünecek bir sürü konu varken, aranacak birçok hak varken hiç tanımadığın bir insanı görünüşüne bakarak onu bir nevi fenomen haline getirmek daha kolay geliyor. Senin bahsettiğin şeyler aslında normal olması gereken yaşam şartlarıyken biz bunlara bu ülkede ''özgürlük'' diyoruz ve buna da ancak birileri izin verirse sahip olabiliyoruz, tabii özgür Türkiye diye bir şey yok ama bununla kandırılmamız da cabası. Sen şanslısın. Oradaki yaşantıyla burada bizim yaşadığımızı görebiliyor, ikisi arasındaki farkları hepimizden iyi ifade ediyorsun. Üniversitenin ilk yılında saç rengim biraz daha farklı diye soğuk, umursamaz, aykırı ve kötü gibi birçok etiket yapıştığını da biliyorum, bir keresinde sunuma geç kaldığımda metroda mecbur makyaj yaparken yanımdaki kadının yanındaki kadına ''hiç terbiye almamış'' dediğini de duydum ve tabii o an oradaki erkeklerin bana ne gözle baktığının da üzüle üzüle farkındaydım. Site içinde aciliyetten-çünkü anca ölüm kalımda pijamayla sokağa inersin- pijamayla markete giderken ''devir çok değişti, ahlak kalmadı bunlarda'' denildiğine de yine üzülerek şahit oldum, ayıcıklı bir pijama bir insanı bu kadar ahlaksızlaştırabilirdi. İnsanlar herkesin biletini çok kolay kesebiliyor, saç rengin bile senin iğrenç bir insan olmana yetiyor onların gözünde, garip. Metroda yemek yemek mi? Yani arada küçük çocuklara gofret verildiğini, tek tük yetişkinlerin bir parça simit yediğini görmüşümdür ama gizli gizli çaktırmamaya çalışarak. Çünkü bir yerde yazmamasına rağmen metroda bir şeyler yemenin yasak olduğunu atmışız ortaya, belki de o an sen simit yerken yanındaki insanın açlıktan kırılıyor olacağını düşünüp böyle bir yasak gibi bir şey getirmişlerdir, bilinmez. Bunların hepsinin konu olması bile garip haklısın ama gel gör ki, üzerimizde binlerce gözle yaşamaya çalışıyoruz. Bu teknolojiyi en pis haliyle kullanan ülkelerin başında da geliyor olabiliriz biz, insanları izinsiz çekebilecek kadar özgür(!) bir toplumuz aslında, ne ayıp bir de özgür değiliz diyoruz.
Teşekkür ediyorum güzel düşüncelerin için ve yaşadığın yerin bol bol tadını çıkarman dileğiyle.
*
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sana da ayrı teşekkür ederim, açmış olduğum her konuyu okuma zahmetinde bulunup yorum yaptığın için. Eleştirdiğimiz insanlardan farklı davranmıyoruz evet, zaten bundan da bahsettim. Hepimiz bu önyargılar içinde çürüyoruz, sorun bu önyargıları yıkma fırsatımız olduğunda onu yıkmaya çalışmak yerine karşıdaki insanın kafamızdaki profile göre eksik olan yanını bularak, onu küçük düşürmeye çalışmamızdan ibaret. Toplum olarak temelimizde sıkıntı olması bize insanlar hakkında kolay hükümler verme hakkı tanıyor, bu hakkı nerden nasıl almışız bilinmiyor ama herkesin bir yorum hakkı var, birinin hayatına burnunu sokup kendi değer yargıları dışındaymış gibi düşünüp onu öteki ilan edebilme hakkı var ve bunu çok büyük topluluklar halinde yapıyoruz. Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan daha zor diye boşa dememiş Einstein. Zor olanı seçmemiz lazım bazen; kolay olan çünkü gördüğüne aldanıp kafanda bir yer belirlemektir kişilere. Ne diyelim, değişmemiz çok zor ama bir insan değişiyorsa bu bile bir şeydir.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |
| |