Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Nisan 2015, 20:39   #235
Çevrimdışı
Melodram
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: her şey anını bekler




Üniversite hayatımın zirvesi olan iki sınava girdim bugün, zirve diyorsam gerçekten zirve yani, ağlattım diyeyim kısaca, kabalaşmadan! Ama konumuz bu mu? Değil, hatta konumuz bile yok, sadece üşüyorum, bu soğuk mahvetti beni bugün o yüzden ellerim ısınsın diye azıcık saçmalayayım dedim.
Bana şey oluyor, keşke size de olsa, kulaklığı taktığım an metroda, yolda nerede olursam olayım kendi kendime klip çekiyorum. Hatta bence abartıp yüz mimiklerimle bayağı bir duygulara giriyorum, çıkıyorum, hele ki cam kenarındaysam ve metro dışardan gidiyorsa, hadi cam patlasa da düşsek hissi uyanıyor. Tam böyle griyken şu an koyu laciverte çalan bir havada, sizce de camdan atlamak için güzel bir fırsat değil mi? Hem de yükseklik korkumuz varken! Bugün mor ve ötesi bana bu duyguları yaşattı, çok özledim ben bu grubu, bir gün oturup baştan sona bütün albümlerini dinleyeceğim, belki de bugün olur ama çok özledim. Son Sabah şarkısı, beni niye böyle bitirdi bilmiyorum, şöyle şeyler diyor şarkıda:
'' her şeyden bir şarkı çıkmaz ya,
her şarkıdan da çıkılmaz ya,
kalbin de ruhun da farkında,
hikayen bitmemişti aslında.
hakikat neye yarar, göz yalansa,
bilsen hiç ağlar mıydın sonunda?
duyar mı ki anlar mı sorunca?
koca bir an yansın mı karşımda?
belki son sabahtır, belki de bahardır
al aklımı al da, yerine koy zamanı.
başka bir karanlık, istemem ki artık
rüyadan güzelse, ah bu aşk bu aşktır. ''
Şimdi bununla sokaktayım, son ses kulağımda. Hiçbir şey duymuyorum bu sözlerden başka, karşıdan insanlar geliyor, ben hafif vücudumu geri çekip yol veriyorum ve an neden hep ben omzumu çekiyorum diye düşünüyorum. Size de öyle olmuyor mu? Sanki karşıdaki hiç çekmiyor omzunu, insanlara çarpmamak için çaba sarf eden hep kendimiz oluyoruz. Birine çarpmaktan mı korkuyoruz, çarpınca yere yığılacağımızdan mı korkuyoruz? Ya zırhlarla çevrili bir duvarsa karşıdaki, ya ateştense etrafı, ya düşersek, ya yanarsak? Yolun ortasında, ne yaparız. Sonra 8 tane köpek üzerime doğru koşuyor, bence bir tanesi atlar üstüme diyorum hiçbiri atlamıyor; çünkü sabah hepsine domuz pastırması verdim kaç kilo! Nankörlük insanlara mahsus sonuçta. Köpekten korkmama rağmen-ki ben her hayvandan korkarım da- hiç kaçmıyorum, hatta utanmadan birini sevdim bile. Korkuların üzerine gitmek bu oluyor sanırım ama yine de şansımı fazla zorlamadım. Şarkının sonuna gelirken, bakkal abi çıkıyor. Bakkal abi mi? Adı yok mu bu abinin? Var var ama bizce bakkal abi. Senelerdir önünden geçince selam vermeyince çıkıp onca yıl geçmesine rağmen '' dershaneye mi gidiyorsun? '' diyor. '' ABİ BEN ÜNİVERSİTEDEN MEZUN OLACAĞIM ÖH! '' Sus sus. Sen hala dershaneye giden küçük kızsın onun için. 15 adımlık yolda sayısını tam hatırlayamadığım ama milyon tane olacağı rivayet edilen anılarım canlanıyor. '' Beni burada öpmüştün '' diyor şarkı da ama biz de öyle romantikli şeyler olmadı pek ama '' bana burada küsmüştün aaaaağğğhh, Ağustos'ta üşümüştüm '' kısmı doğru olabilir. Sonuçta kötü şeyleri hatırlamak daha kolaydı. O arada dershane hocalarımdan biri çıkıyor. Hala en sevdiği öğrencisi olduğuma eminim aslında; bir insanı ne kadar zaman geçerse geçsin gördüğünüz an sarılabilecek kadar seviyorsanız, başka bir şeyi düşünmenize hiç gerek yok. O klasik cümle '' ne kadar büyümüşsün, artık düğününe çağırırsın '' (eheheheheheeh) Tabii hocam tabii. Sonuçta bizi okutup, sınava hazırlayıp, kariyere temel hazırlıyorlar mürüvvetimi görmek de hakkı, hakları!-bak asla inanmıyor burada dediğine- Yine şarkı bitiyor, yine başa sarıyorum. O da nesi, liseden biri geliyor karşıdan. Yürürken sohbet etmeyi bilir misin? Zıt yönlere giderken hani. Tam böyle 1 metre kala selamlaşıp, 70 cm kalınca ''naber?'' dersin, 50 cm kalınca '' iyidir senden? '' derken 30 cm kalır '' iyiyim ben de ne olsunlar '' havada uçuşur, tam omuzlar birbirinin hizasına gelince '' görüşürüz '' dersin ya, mükemmel iletişim. Ne fazla samimiyet ne de çok gudubet. Eah ama bir yalnız bırakın da klip çekeyim! derken zaten evin kapısı beliriyor, ne olur asansörde yalnız olayım, ne olur asansörde yalnız olayım. Yanlış anlamayın ya bir dakka! Klip çekeceğim.-çekemedi- Sonra fark etti ki işte bunlar hep klip. Sonra telefon çalıyor, en sevdiğim kuzenim, en sevdiğimiz şeyi yapıyoruz ve yine İzmir'de bir işletme açıyoruz. O zaten hukuk okuyor, ben de işle alakalı ne kadar hukuk varsa hepsini biliyorum, eh tamam o zaman ya, her şey kuralına uygun! Sonra hayal gücü giriyor devreye. Cafeye gelen çiftler kavga ediyormuş, hemen kuzenim ''bence daha fazla uzatmayın, buyrun kartım diyor '' Çünkü boşanma avukatı! Herhangi bir bayılma, sinir krizi geçirmede de kardeşim devreye girecekmiş doktor olarak. Fakat ben ne saçmalıyorum?
Amaç buydu zaten. Bugün kendimi çok özgür hissediyorum, hatta bir tek bunu hissedebilince mutlu oluyorum. Hadi mor ve ötesiyle devam edelim, sabaha kadar. Bakın size bu şarkılardaki asıl hayal edilen klibi atacağım şimdi. Hepinizin aklından geçen o sahne, kesin geçmiştir, bence yani.



Ne diyelim, güzel kavuşmalara.
Ha bu arada
'' bak dinledim seni, dokunmadım sana,
dokunmadım kalan rüyalara,
zarar ziyan döküldü ortaya, ölüm kadar rahatmış ayrılık,
ufak tefek birkaç sorun mu var? geçer geçer zaman şu an yalan
nedir ki bak silindi hafızam, hayat kadar yalanmış ayrılık. ''
güzel şarkı güzel.
şarkıların gözü kör olsun, gidiyorum.
bir de bence ayrılmayın.



__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver