Ben gittim bu kez.
Yine geldin her gece olduğu gibi.
Bütün gece penceremi kırmak için telaş verip, duracaksın.
Daha da sertleşirken yüzün, belirginleşir çizgilerin.
Amacına ulaşıp, cam kırıklarını dökeceksin ayak uçlarına, yürüyeceksin.
Tenin kırmızı, kokun günah!
Adın, vakitsiz gelen bir kalp krizi gibi,
Ta derinden hissederim acını, çaresizliğini
En kirli halinle karşıma geçip güleceksin, heyecanla.
Alay edercesine maziye sargı bezi uzatacaksın.
Affet beni diye diz çökerken tanrı'ya,
Lanet yağdıracaksın tüm benliğinle alıp gittiğin ellerine.
Gözlerin dolup dolup boşalacak durmaksızın.
Dudakların, dikişleri yerken birbir,
Ruhunu arındırıp, geçeceksin karşıma, dilsiz halinle.
Ne bir söz ne de bir kelam, dindirmeyecek sızını.
Pişmanlık vakitsiz esir alırken ruhunu
Soğuk duvarlar daha da üşütürken seni ve sen bile teselli edemezken kendini,
Mendil diye uzanacaksın gökyüzüne.
Nafile!
Tuttuğun bulutlar değil, son aldanışın olacak!
2015'in 14 Şubat kırıntıları.
Rüzgar*
__________________ Exy.. |