Cevap: yaşarken ölmek.
ben öldüm.. ama yaşıyorum..
ruhumu yitirdim bir terkedil'iş kazasında..
biraz canım acımadı değil... eçti sonra..
hiç birşey hissetmiyorum şu an.. gerçekten..
törenle toprağa verdiler ruhumu..
gömdüler.. "isyan şarkılarım" çalıyordu fonda..
üzerine ben de birkaç kürek toprak attım..
yazık oldu..
ruhumu uğurlayan cemaate şöyle bir baktım..
annem, babam, bacım, arkadaşlarım hiç kimse yoktu..
kimseyi tanımıyordum..
''acaba'' dedim..
ama baktım ruhuzar taşına isim doğruydu..
sonra baktım köşede birkaç tanıdık yüz..
hayatımdan geçmiş ya da bir maalesef parantezinde geçememiş adamları gördüm..
sayenizde demek istedim..
vazgeçtim..
sonra boşverdim.. "daha cok gencti diyen" yaşlı bir teyzeyle gözgöze geldim.. ''ıstırabın yaşı olmaz'' dedim..
sustu..
''sen kimsin'' demedi..
ruhumu gömdüm, bedenim sapasağlam..
burdayım!
düşününce komik geliyor..
gülmek istiyorum ama beceremiyorum..
ruhumu gömdüm..
çiçek gondermeyin.
onun yerine karşılıksız aşk acıları çekenler derneği'ne ya da yitip giden hayallerin ardından, boş gözlerle hayatı seyredenler vakfı'na
bağısta bulunun dememe rağmen, birkaç çelenk vardı ruhumun cenazesinde..
bi tanesi dikkatimi çekti..
simsiyah çiçekler vardı..
ortasında tek bir solmuş karanfil..
ve altında şöyle yazıyordu silik harflerle, 'ruh dibini aydınlatmaz..''
muhtarlıktan kaydımı sildirdim..
hiç bir seçimde adım okunmayacak artık..
ikametgah adresim artık bir muamma..
zilim zaten çalışmıyordu, cama vuranlara da bakmam artık..
telefon çalıyor bazen, buyrun ''o'ydum bir zamanlar'' diyerek açıyorum... telleri kopmuş yaralı bir gitar gibiyim artık...
yenilerini takamıyorum ve manalı bir ses çıkaramıyorum..
ben öldüm..
ama yaşıyorum.. |