Adın, şifasız bir hastalık.
O kadar çok olasılık tümörü ile dolu ki beyinim, doğrular arap saçı.
Ne düşündüğümü dile getirebilirim ne de düşünmeyi engellemeyi..
Kıskacı altındayım dikenlerinin, göz bebeklerinin kaçışım yok..
Ne vahim bir telaş bu bendeki...
Kendimi, bedenimi bir izmaritin ucunda yargılarken soluksuz şekilde,
En biçimsiz halinin biçimiydi suretin.
Töre cinayetine kurban gitmiş gibiyim en olmadık yerde, sen-de..
Bağımsızlığımın önemi kalmamış gibi tutukluyum, tutkunum..
Huzur, seninle bir akşam vakti çay içemedikten sonra uğrar mı şimdi bana?
Verdiğin çek bile karşılıksız çıktı aşk bankasında, şimdi kime inanabilirim ki?
Bütün inanç zincirini kırmışken sen!
Kimden aşk dilenebilirim ki?
Şimdi boynumda bir kırmızı dudak lekesi, ameliyatla alınması gereken bir sen dövmesi!
Üzerini örtmeye çalıştığım bir dünün ertesi, bir sen perdesi..
Ayna'ya her bakışımda tam da oradan vuruyorsun beni, oradan! bildiğin yerden..
Üzgünüm..
Ben seni OHAL ile severken,
Sen saflığını yitirdin, kendini yitirdin
Bizi bitirdin!
Şimdi arkandaki tüm siyah beyaz tablolar senin, senin...
2015 Şubat'ının 8'i.
Başlıkla alakasız!
Rüzgar*
__________________ Exy.. |