Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Anaxagoras
Anaxagoras:Milattan önce 5. yüzyılda ya*şamış olan Yunanlı filozof. Anaxagoras da, çağdaşı olan Empedokles gibi, oluşun mümkün olduğunu göstermeye çalışmış ya da hiçten hiçbir şeyin meydana gelmediğini, ve hiçbir şeyin yok olup gitmediğini ortaya koyarak, mutlak anlamda bir oluş ve yok oluş olmadığını, mutlak değişmenin imkansız olduğunu kabul eden Eleacı görüşün birciliğiyle, değişmenin ve oluşun gerçekliğini kabul eden sağduyunun plüralizmini uzlaştırma çabası vermiştir. Bir başka deyişle, değişme olgusunu yadsımayan, fakat bir yandan Elea Okulunun bir olan varlığıyla ilgili tezlerini ve “hiçten hiçbir şeyin doğmadığı” ilkesini, gerçekliğin özü itibariyle kalıcı ve değişmez olduğu fikrini, diğer yandan da göreli bir değişmeyi benimseyen Anaxagoras, şeylerin ya da varolanların, temel öğelerin birleşmesi ve ayrılması anlamında değiştiğini iddia etmiştir. Başka bir deyişle, dünyadaki şeyleri meydana getiren temel öğelerin, varlığa gelmemek ve yokolup gitmemek anlamında değişmez olduğunu, duyusal dünyada gözlemlenen değişmenin, bu temel öğelerin birleşip ayrılmasından meydana geldiğini öne süren Anaxagoras, bu temel öğelerin, sonsuz sayıda olduğu teziyle farklılık gösterir. O dünyamızın zengin ve çok sayıda nitelikle dolu olduğu için, bir ya da birkaç arkhe ile açıklanamayacağını, toprak, hava, su ve ateşin, hiçbir şekilde temel öğe ya da arkhe olmayıp, başka tözlerden meydana gelen karışımlar olduğunu iddia etmiştir. Buna göre, varolan her şeyi meydana getiren nihai ve en yüksek öğeler, ilk madde ya da arkheler, her türden şekli, rengi ve kokusu olan sonsuz sayıda tözdür. Çok küçük olmakla birlikte, bölünemez olmayan bu tözler yaratılmamışlardır. Onların nitelikleri kadar nicelikleri de sabittir.
Anaxagoras’ın öğretisi ne göre, evrenin ilk başlangıç halinde, yaratılmamış olan tüm tohumlar, varlığın sonsuz küçük parçaları birbirlerine karışmış bir durumda bulunuyorlardı. Bütün bir varlık kütlesi, sonsuz sayıda küçük tohumun bir karışımıdır. Bugün varolan dünya, söz konusu kütle ya da karışımı meydana getiren tohumların ayrılıp bir araya gelişinin bir sonucudur. Bu parça ya da tohumlar, başlangıçtaki bu karışım ya da kaostan, Anaxagoras’ın öğretisinde, ilk karışıma ondan evreni meydana getirecek hareketi verdiren ilke olan Nous, demek ki, akıllı ve düzenleyici bir ilkedir. Varolan şeylerin en incesi ve en safi olan Nous, aynı zamanda geri kalan her şeyin bilgisine ve onlar üzerinde bir kudrete sahiptir. Nous işte bu durumun bir sonucu olarak, kaosu kosmos haline getirmek üzere, ilk karışımı harekete geçirmiştir. Nous’un ilk karışıma verdirdiği hareket, bir dönme ya da çevrinti hareketidir. Bu dönme hareketi sonucunda, yoğun ve soğuk olan bir şey olarak Havayla, ince ve sıcak bir şey olarak Eter birbirinden ayrılmıştır. Buna göre, hava ve eter anaforun çevresine gitmiştir. Öte yandan, çevrintinin merkezinde, maddenin yoğunlaşma durumunun bir sonucu olarak, toprak meydana gelmiş ve çevrinti içinde meydana gelen taş kitleleri, anafor hareketinin büyük hızından dolayı, çevreye doğru fırlamışlar; orada da, ateşli eter kütlesi içine düşünce, kor haline gelerek, yıldızları meydana getirmişlerdir Anaxagoras, madde dışı, maddeden bağımsız tinsel bir ilke olarak, Nousun faaliyetini ilk karışıma verdirdiği hareketle sınırlar ve daha sonra Platon’un şikayet etti*ği gibi, onu bir deus ex machina olarak kullanır. Başka bir deyişle, Nous’un faaliyetini, hareket kaynağı olmakla sınırlayan Anaxagoras, diğer zamanlarda mekanik nedenlere başvurmuştur. Maddi nedene ek olarak fail nedeni ortaya koyan filozof, Nous’a final neden olma işlevi yükleyememiş, ona dünyadaki düzeni ve nesnelerin sergilediği güzelliği açıklayacak bir ereksellik izafe edememiştir.
__________________ #MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦ {22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ} |