Cevap: İçini dök!
Gerçekten içimi dökebilseydim şuraya, belki de her şey hallolacaktı ama ben içimi dökmeye yeltenecek gücü bile kendimde bulamıyorum ve ben bu gücü kendimde bulamazken, benim içimi ne de kolay çözüyor insanlar kendilerince, ne de çok konuşuyorlar bilip bilmeden, ne de güzel atıyorlar tutuyorlar dar beyinlerinde. Şimdi gerçekten içimi döksem, kaç kişi kalacak hayatımda? Kaç kişi daha susturduğu yanında beni bulacak? Kaç kişi, utanacak ağzından çıkan cümlelerden? Kaç kişi geç kaldığını anlayacak, kaç kişi daha erken diye yerinde sayacak? Ben saymadım. Yerimde de saymadım, kaç kişi olduklarını da saymadım. Ben konuştum, onlar başka şeyler söylediler, anlamalarını beklemedim, anlatmak istedim ve uzun bir süre bunu tekrarlayacak gibiyim, önce kendime tahammül etmeyi öğrendim çünkü insanları hiçbir zaman öğrenemeyeceğimi çok iyi biliyordum. Sonra sorumluluklarımı öğrendim, hem de tam 7 yaşında, 17 yıldır durmadan bir sorumluluk var omuzlarımda, hiç sorumluluğu bilmeyenlerin dillerine malzeme olacak kadar ucuz sorumluluklar olsun istedim, olmadı. Önce çok sustum, sonra çok konuştum ben, ikisinde de hep yanlış olanı seçtiler, yanlış olanı çektiler. Ben büyüdüm. Yani, onlar anlamadı, ben büyüdüm. Şimdi şuraya gerçekten içimi dökmek isterdim ben, kimseye değil, tam şuraya. Bir gün daha büyüdüğümü anlatmak isterdim, anlatırım da belki bir gün ama daha ne kadar büyüyeceğim bilmiyorum. Biraz fazla ileri gittim kendi çağımdan. Biraz soluklanayım. Soluklanayım da, içimi dökeyim, kim öle, kim kala, kim boğula! Ba na ne.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |