Cevap: Mürekkep lekesi, kağıt kesiği dolu ellerim.
Bazen bir şeylere engel olamıyorsun.
İçimden geçen tek cümle bu oldu, çünkü açıklamam gereken bir şey vardı.
Ama açıklasam da, adını değiştirmeyecekti.
Birinin sadece ''o mutlu olsun.'' diyerek yanında olmayı tercih eden de belliydi.
Stajyerinde de yediğim fırça ile birlikte, oturdum Çağla ablaya ağladım.
Bir insan en çok ağlarken masum oluyor herhalde.
Ben istemezdim ki, böyle olsun.
Bazı şeyleri, yüzyüzeyken konuşmak istiyor insan.
Bu yüzdendir, sahi yüzyüzeyken konuşur muyuz? demem.
Zaten Behzat abimizin dediği gibi, varsın olsun mutlu olmayalım. Benimle mutsuzluğa da var mısın? Yok, ben tek başıma mutsuzluğa varım.
Zaten kendime bile yararım olmayacak kadar, bitkinim.
Anlatamadığı şeyler oluyor insanın, kimsenin de anlayamayacağı.
Bunun pahasına hayatın boyunca duymadığın sözleri de duysan.
Sokak ortasında hıçkırı hıçkıra da ağlasan, telafisi tabi ki olmuyor.
Çünkü insan pek vefalı bir varlık değil.
Ve ben, stajı bile beklemeden defolup gidiyorum.
Acilen toparlanmalıyım, Muğla yolcusu kalmasın. Bir süre daha yazacak bir şeyim olmadığına eminim zaten.
__________________ ''Mükemmel olmamak, tek istediğim. Dünkü kendimden daha bir şey olayım yeter;
Daha yorgun, daha verimli, daha anlayışlı, daha umutlu, daha kırgın,
daha çok şarkı bilen, daha bile erken uyanan…
Mükemmel olmanın endişesinde muhteşem şeyleri kaçırmak istemem.'' |