Çevrimdışı

60-70 ve 80lerin türk filmleri aşk, kavga ve dram konuları ile nam salmışlardır. O nedenledir ki; Bu kelime takımı, genel itibariyle üç durumda ortaya çıkar. Bir kavgada, iki aşkta, üç dramatik yaşam hikayelerinde.

Cüneyt Arkın'ın, Serdar Gökhan'ın, hatta Kemal Sunal'ın (mesela yani repliğini hatırlamanızı rica ederim) ve Şener Şen'in (Ziya karakteri aklınızda canlansın) müthiş kavga hikayelerini bilirsiniz, tatar ramazanlar, kara muratlar, tarkanlar, yedi bela hüsnüler, günümüze doğru deli yürekler, polat alemdarlar... Biz kavgada bunları hatırlayabilir ve türk filmlerini aratmayabiliriz.

Ve Türk kızlarının yüzde 80i Türkanın, Gülşen'in, Hülya'nın, Filiz'in kör kız, çiçekçi kız, zengin ve şımarık kız, küstah kız karakterleri ile aşk yaşamak isterler, e bu durumda anlattıkları hikayeler, daldıkları hülyalar türk filmlerini aratmaz.

Veeee adaletini sevdiğimin Türkiye'sinde bir yaşam olmasın ki Türk filmine konu olmamış...