Cevap: Nazım'ın Pirayesi, Ahmed'in Leylası
Bence oldukça anlamlı bir tartışma açabilirim, ülkem gençliğinin arayışı, sorgulayışı, felsefik bakış açısı, kendi farkındalığını derinleştirme çabası beni oldukça mutlu eder.
İktidarcı, hiyerarşik ve merkezi devlet yapısının kendisini toplumun bütün hücrelerine yansıtttığı, onları kendisinin bir versiyonu olarak örgütleyip , planladığı, kendi zihniyeti ile toplumsal ahlak ve düşünceyi oluşturduğu kesin. Dolayısıyla verili egemenlikçi, sümürgeci düzen ile kavga demek , öncellikle içsel arınma,saflaşma olarak algılanmalı, onun etkisinden kurtulma biçiminde tanıma kavuşturulmalıdır.
Nnasıl ilişki, nasıl birliktenlik ve nasıl yaşam sorusu cevabını nasıl kadın, nasıl erkek ve nasıl insan sorusunun cevabından almaktdır. Kapitalist modernite kadını yada erkeği, eşit,özgür, demokratik bir birliktenliğe hazır değildir, çıkarcı,hesapçı ve mülkiyetçidir. Birbirini güçlendiren, büyüten geliştiren ve anlamlı kılan bir ilişki biçimini geliştirme düzeyinden uzaktır. Karşı çıktığımızyanılsamalı sevgi ve ilişkinin tüketici, bitirici, düşürücü yanıdır..
Sevdim dediği an, düşmenin, sistemiçileşmenin, karşılıklı bir birini kemirmenin başlamasıdır. Aşırı bencilliğe kapılarak toplumsal sorumluluklardan kopmaları, çıkarcı bakış açısını en kutsal değerlere dahi yansıtmalarıdır. Yani mesele ilişkiye bir isim yada ad verme meselesinden çok ötedir. İstersen ilişkiyi bütün özgürlük ve komünal kavramlarla süsle, ama içerik, ve ilişkinin öznesi olan bireylerin niteliksel, yada kendisini özgürlük değerleriyle yaratma düzeyi belirleyicidir...
Günümüzde kapitalist modenitenin şemsiyesi altında yorumlanan sevgi ve aşk anlayışı, çıkar ve menfaat ilişkileri üzerinden sürdürülmektedir. Bu noktada Nazım'ın Pirayesi, Ahmed'in Leylasına olan aşkı derin bir felsefe ve anlam kazanır. Bu aşkların karşılıkları yoktur olamaz.. |