Frank Stella Biyografisi - Frank Stella Hayatı - Frank Stella Kimdir - Frank Stella Yaamı
Frank Stella (D. 12 Mayıs, 1936), ABD'li ressam ve gravür sanatçısı. Minimalizm ve geç resimsel soyutlamanın önde gelen isimlerinden biridir.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Frank Stella
12 Mayıs, 1936
ABD'li ressam ve gravür sanatçısı.
Minimalizm ve geç-resimsel soyutlamanın önde gelen isimlerinden biridir.
Massachusetts, Malden'de dünyaya gelen ressam, Phillips Akademisi'nde liseyi okuduktan sonra Princeton Üniversitesi'ne devam etti. Burada okurken Jackson Pollock ve Franz Kline'nın soyut dışavurumcu eserlerinden etkilenerek tablolar yaptı. 1958 yılında, mezun olduktan sonra New York'a taşındı. ABD'nin savaş sonrası tanınan ve bugün hala çalışmalarına devam eden ressamlarından biridir. Elli yıllık kariyeri boyunca, birbiri ardından gelen farklı çalışmalarıyla kendini yenilemektedir.
Ressam, New York'a taşındıktan sonra soyut dışavurumculuk hareketindeki pek çok ressamın yaptığı gibi boyanın dışavurumcu etkiyi göstermek için kullanılmasına karşı çıktı. Bunun yerine Barnett Newman'ın çalışmalarında olduğu gibi yassı yüzeyler çizmeye başladı. Etkilendiği bir diğer ressam ise Jasper Johns oldu. Resimde herhangi bir objeyi temsil etmeyi, kendi duygularının ifade etmeyi ya da fiziksel dünyadaki bir nesneyi betimlemeyi hedeflemeyen Stella, resmin kendisini amaç olarak gördü. 1961 yılında, daha sonraki senelerde ünlü bir sanat eleştirmeni olan Barbara Rose ile evlendi. Aynı günlerde, bir resmin "üzerinde boya olan düz bir alandan başka hiçbir şey olmadığını" açıkladı. Böylece, eskiz hazırlayarak resim yapma tekniğinden ayrılmış oldu. Pek çok çalışmasını basit bir şekilde fırça darbelerini kullanarak yarattı. Bu eserlerin bazılarında duvar boyası kullandı.
Yeni bulduğu bu estetik ifade ile
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Kara Resimler (Black Paintings) adını verdiği bir seri yarattı. Kara Resimler'de boyanmamış tual üstünde çok ince aralıklarla ayrılmış siyah şeritler vardı. Die Fahne Hoch! da bunlardan biriydi. Türkçesi Yükselen Bayrak manasına gelen çalışmanın adı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin marşının ilk mısrasından geliyordu ve Stella, eserinde bu partinin şerit oranlarını kullandığına dikkat çekti. Çalışma, ayrıca, Jasper Johns'un bayrak çizdiği bir tablosu ile aynı ismi paylaşıyordu. Her durumda, eserin duygusal soğukluğu ile isminin ateşliliği birbiriyle çelişiyordu ve Stella'nın sanatındaki yeni yönü işaret ediyordu. Sanatındaki yenilikler sebebiyle ressam yirmi beş yaşından önce keşfedildi. 1959'da, pek çok çalışması, Oberlin Koleji'ndeki Allen Memorial Sanat Müzesi'nde "Üç Genç Amerikalı" ve New York'taki
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Museum of Modern Art'ta On Altı Amerikalı isimli sergilerde sergilendi. Stella, 1959 yılında, sanat tüccarı Leo Castelli'yle çalışmaya başladı. 1960'tan itibaren tablolarında alüminyum ve bakır renklerini kullanmaya ve Kara Resimleri'ni andıran tablolar yapmaya başladı. Fakat, bu çalışmalarında daha geniş bir renk aralığından faydalanmıştı ve ilk defa dikdörtgen ya da kare haricinde şekillere sahip tualler kullanmaya başladı. Tuvaller çoğunlukla "L", "N", "U" ya da "T" şeklindeydi. Daha sonra Düzensiz Poligon Serisi gibi örneklerde olduğu gibi daha özenli çalışmalara imza attı.
Gene 1960'larda, ressam, özellikle düz ya da kavisli çizgilerinin düzenlemesinde daha geniş
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
bir renk aralığı kullanmaya başladı. Açıölçer Serisi'nde (Protractor Series) yayları kimi zaman üst üste getirdi, kareleri yan yana yerleştirdi ve tam ya da yarım daireler üretti. Bu çalışmasını, Orta Doğu'daki çember şeklinde düzenlenmiş şehirleri gezdikten sonra yaptı. Hem Düzensiz Poligonlar hem de Açıölçer Serisi şekil verilmiş tual kavramının gelişmiş haliydi.
Stella'nın grafik tasarımı ile ilgili 1960'ların ortalarında başladı. İlk olarak Gemini'de bu konuda usta bir isim olan Kenneth Tyler ile birlikte çalıştı. 1960'ların sonunda Quathlamba (1968) ile başlayan bir grup grafik tasarladı. Stella'nın litografi, serigrafi, oymabaskı ve kendisinin bulduğu ofset litografi teknikleri ile geliştirdiği soyut grafikler sanatsal açıdan büyük ilgi çektiler.
Ressam, 1967 yılında Merce Cunnigham'ın dans gösterisi "Scramble" için sahne ve kostüm tasarladı. 1970 yılında, Museum of Modern Art (New York) Stella'nın bir retrospektifine ev sahipliği yaptı. Sonraki on sene boyunca, Stella, heykelvari özellikleri yüzünden "maksimalist" olarak isimlendirdiği bir sanat anlayışı edindi. 1960'dan önce yaptığı ve kendisine ün kazandıran tabloların hiçbir derinliği olmaması ile bu yeni anlayışı birlikte ironi oluşturuyordu. Eksantrik Poligon serisi bu çalışmalarına örnek olarak verilebilir. Ayrıca, eserleri, üç boyutlu olarak tasarlandıkları ve büyük metal parçalarından oluştukları için (parçaları boyuyor olmasına rağmen) heykel olarak kabul edilmeye başlandı. Polish Village Serisi'nde tahta ve diğer araçları kullanmaya başladıktan sonra tablolarında esas malzeme
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
olarak alüminyumu kullanmaya başladı. 1970'ler ve 1980'lerde bu değişiklik daha da özenli ve coşkun bir hal aldı. Hatta, ilk minimalizm örneklerinde, ressam daha da baroklaştı.
Stella, 1973'te New York'taki evinde bi baskı stüdyosu açtı. 1976'da BMW firması tarafından, BMW Sanat Arabası Projesi kapsamında BMW 3.0 CSL'i boyaması istendi.
1980'lerin ortasından 1990'ların ortasına kadar, Stella, Herman Melville'in Moby Dick'ten etkilenerek büyük boyutlara sahip çalışmalara imza attı. Bu dönem boyunca, Stella'nın tabloları koniler, sütunlar, dalgalar,
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
dekoratif mimari öğeler içeren üç boyutlu nesnelere dönüştüler. Bu eserleri yaratabilmek için, ressam kolajlar ya da maketler kullandı.
1990'larda, Stella kamu alanları için heykeller yarattı ve mimari projeler geliştirdi. Örneğin, 1993'te Toronto'daki Princess of Wales Tiyatrosu için dekoratif bir şema oluşturdu. 1993'te Dresden için önerdiği bir projesi sonuçlanamadı. 1997'de Houston'daki Moores Opera Salonu için "Stella Projesi"'ne imza attı.
Stella'nın çalışmaları 1960'ların sanatını anlatan önemli sergilerde yer aldı. ABD, Avrupa ve Japonya'da retrospektifleri açıldı. 1984 yılında Harvard Üniversitesi tarafından ders vermek üzere davet edildi. 1986 yılında, üniversitede verdiği altı ders Harvard Üniversitesi Yayınları'nca Working Space ismiyle basıldı.
Stella halen New York'ta yaşamını sürdürmekte ve sanat çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca, ressamların haklarını savunmada aktif rol almaktadır.