Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Haziran 2013, 18:30   #2
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ordu yÖresel kelİmeler




Habire : Ara vermeden , sürekli, devamlı

Hacet : Eşya,mal, araç.
Hacıl olma : Mahcup olma

Halbur : Delikleri geniş bir elek çeşidi

Haral : Büyük çuval

Hark : Küçük su karığı

Hameyli : Bir çeşit nazarlık

Hampa : Birbirlerine dost olan köpekler

Hamança : Çoban çantası

Hasput : Kağnı arabasının tekerindeki ağaç aksam

Haşıl : Mısır unundan yapılan bir yemek

Havadis : Haber

Hayat : Evin giriş salonu

Haylamak : Sürmek, öküzlerin hareketini sağlamak

Hazetmek : Hoşlanmak, beğenmek

He : Evet

Hedik : Mısır haşlaması

Heğ : Büyük sepet

He mi : Öyle mi? Veya rica anlamında (gel hemi)

Hengame : Kuru kalabalık, gürültü

Hengirt : Danalaarın boynuna takılan tasma

Herk : Toprağın sürülüp dinlendirilmesi

He ya : Gerçekten

Hışıltı : Ormanda uzaktan duyulan ses, gürültü

Hışır : Eski, kullanılmaz

Hile : Aldatma

Hizmeker : Hizmetkar

Hoyrat : Çirkin

Hozan : Ot biçmek için bırakılan tarla

Hozmur : Toprakta kalarak ertesi yıl kendiliğinden biten bitki

Höllük : Bebek toprağı

Höst : Hayvanlara için git



I
Ikbal : Şans

Ilıncak : Bir çeşit hamak

Irahat : Rahat

Irıb : Usul

Irgat : Bir başkasına ekin biçen kadınlar

Iskat : Cenazede dağıtılan para

Işmar : Göz kırparak işaret etmek

Izgar : Çelimsiz, bakımsız




İ :
İçkil : Şüphe

İçerlemek : Çok üzülmek

İğ : Yün eğirmek için kullanılan alet

İkircikli : Her iki tarafa da temayül eden

İlk güz : Sonbaharın ilk yarısı

İlenç : Beddua

İliç : Çamların öz suyu

İlik : Düğme

İlistir : Süzgeç olarak kullanılan kap

İlme : Tarla sürerken sabana takılan taş, kaya

İlmek : Düğüm, çözülebilir şekilde bağlama

İlmük : Hayvan yiyeceği artığı

İmece : Bir çok kimsenin toplanıp bir işi görmesi

İskembi : Sekmen.

İstida : Dilekçe

İye : Sahip


K
Kabir : Mezar

Kalık : Evlenme yaşı geçmiş kız

Kancık : Dişi köpek

Karamuk : Buğdaylarda görülen bir hastalık

Karahaber : Kötü haber

Karamet : Dert

Kasnak : Davul, elek, kalbur gibi aletlerin kenarı, ağaç kısım

Kaşık düşmanı : Çalışmayan kadın

Kayınçı : Kayınbirader

Kaypak : İradesiz

Keh : Dağların eteğindeki yol, kenar, uç

Kelik : Terlik gibi kullanılan eski ayakkabı

Kepek : Buğdayın soyulmuş kabuğu

Kepenk : Dükkan ve pencere kanadı

Kerme : Hayvan gübresi

Kes : Fiğ ve otlardan yapılan saman

Kesmük : Harmanda taneleri iyice ayrılmamış başak

Keş : Kurutulmuş çökelik

Keşik : Sırayla iş yapma

Kevük : Elek üstünde kalan işe yaramayan kısım

Kılıç : Dokuma işlerinde kullanılan alet

Kındıra : Göl ve akarsu içlerinde biten ot

Kırklı : Doğum yapan kadının lohusalık dönemi

Kırklık : Koyun kırkma aleti

Kıt(Gıt) : Az

Kirkit : Halı tezgahı tarağı

Kocacık : Urgan bağlamak için semerlerin arka kaşına çakılan demir çengel

Kolaçan etmek : Kontrol etmek için dolaşmak

Koyultmaç : Sadece koyunun güz sütünden yapılan yiyecek

Köhne : Bakımsız

Köp : Öküzle çekilen kağnı ve kızakların bir parçası

Köken : Ecdad, soy

Köremez : Sonbaharda koyun sütünden yapılan sütlaca benzer yemek

Köslemek : Kapıyı arkadan sürgülemek

Köstüre : Bileyi taşı

Köy bohçası : Köy bütçesi

Kulanlama : Atın doğurması

Kuşane : Tencereden küçük iki saplı yemek kabı

Kuşluk : Tan yeri ağardığı zaman,sabahla öğle arası

Kuz : Güneş görmeyen yer

Kücü : Çul,çuval,heybe, cecim dokuma işlerinde kurulan düzen

Külek : Ağaçtan yapılmış bakraç biçiminde kap

Kürümek : Temizlemek

Küpdüşen : Kış armudu

Küskü : Demir veya ağaçtan basit kaldıraç

Küt : Sakat, kötürüm

L
Lotaşı : Silindir şeklinde ağır taş

M
Mada : İştah

Madımak : İlkbaharda yetişen ve yemeği yapılan bir ot.

Mafacan : Çok ekşimiş

Mahat : Sedir

Mahna : Bahane

Mahuk : Tuzluk suyundan kaynatılarak elde edilen ve limon yerine kullanılan siyah

madde

Malama : Ot yada ekinlerin saman halinden biraz kalını.Taneleri ayrılmamış samanla

Karışık harman

Maluk : Kağnı ve kızakların kayışının ucuna takılan ağaç yada boynuz parça

Mantı : Çakı bıçağı

Mayasıl : Hemeroit

Mayıs : Hayvan pisliği

Mayışmak : Gevşeyip kalma

Mayhoş : Ekşimsi

Mazbata : Tutanak

Mazlum : Uysal

Mazu : Kağnı ve kızaklarda tekerlekleri birbirine bağlayan kısım

Meğel : Geniş ağızlı çapa, küçük kazma

Mengürt : Hayvanları bağlamak için Boğazına geçirilen U şeklinde ağaç

Mensup : İlgisi bulunan, ait

Menba : Kaynak

Mertek : Döşeme olarak kullanılan ağaç

Mesinmek : Beğenmek

Mes’ul : Sorumlu

Mıh : Çivi

Mındar : Eti yenmez

Mısmıl : Eti yenir

Mitil : Yüzsüz ve çarşafsız yatak

Mucur : Tahıl ölçeği

Mudul : Övendere ucuna çakılan çivi yada sivri uçlu madde

Muhanet : Evhamlı, işe yaramaz

Muhkem : Sağlam

Musibet : Felaket. Sıkıntı

Müdavim : Devam eden

Müşkül : Zor

N
Nacak : Baltanın küçüğü

Nalet : Lanet

Nalbant : At nallayan kişi

Niza : Dava, çekişme. Kavga



O :
Oğalamaç : Ayran yada süte ekmek doğrama sonucu meydana gelen yiyecek

Oohaa : Öküzlere ve sığırlara dur emri

Ok : Kağnıda mazı üzerine her iki taraftan uzatılan ağaçlar

Oluk : Su akan kısım

Osmak : Acıkmak

Oşt : Köpek kovma

Oturaklı : Ağır başlı kimse

Oyulgama : İri aralıklarla dikme




Ö :
Öbek : Toplu halde

Ödlek : Korkak

Öğner : Ekin tarlasında şahısların biçilmek üzere önlerine aldıkları kısım

Ökso : Tam olarak yanmamış odun

Örk : Hayvanları bağlamaya yarayan kalın ip

Örkleme : Hayvanların yayılması için bağlama

Örsek : Hayvanların aygır istemesi hali

Örtü : Yatak

Örüm : Gece koyun otlatma

Övendere : Ucu çivili uzun çubuk

Özengi : Atların eyerinde ayak konulan kısım

P
Pala : Bez parçalarından dokunan kilim, uzun bıyıklı

Paaç : Bir ekmek çeşidi

Pataklamak : Dövmek

Pee (Pey) : Duvar, taş yığını

Peklemek : Temizlemek

Pelepoş : Derbeder

Pıtırak : Dikenli bir çeşit yabani ot

Pıtırak gibi : Çok

*** : Babası belli değil

Pisik : Kedi

Postal : Ayakkabı

Puar : Çeşme

Purmut : Orakla ekin biçilirken elde tutulabilen kısım

****a : Kütüklerden çıkartılan kenar tahtası

R :
Rahmet : Yağmur

S :

Sadır : Sidik

Sacayak : Ocakta kazan altına konulan demir ayak

Sağrak : Tereyağı konulan ağaç çanak, bir çeşit mantar

Salak : Yaylada koyunların ağılı

Sapalatmak : Ne yapacağını bilmemek

Savmak : Suyun yönünü değiştirmek, meyvelerin sona ermesi

Savuşmak : Çekip gitmek

Sayvan : Çardak

Sazak : Bataklık

Seçek : Koyun ile kuzuyu birbirinden ayırma

Sefil : Düşkün

Seklem : Sırt yükü kadar, sırtta götürülecek kadar

Sellim : Sonbaharda hayvanların serbest otlaması

Sellim keleği : Boşta gezen

Seme : Sersem, uyuşuk

Sergi : Yıkanmış kurutulmak için serilmiş tahıl

Seyirtmek : Koşmak

Sıçan : Fare

Sıfa : Harmanın ön saçak altı

Sığırtmaç : Köy çobanı

Sınama : Tecrübe

Sıvarma : Bostan sulama

Sıyırgı : Harmanda samanı toplamada kullanılan ağaçtan araç

Siğıl : Sıvılce, ben

Siper : Okul önlüğü

Silkeleme : Ağacı sallamak, armutları toplamak

Sitil : Büyük bakır bakraç

Sivişmek : Saklanmak, kaybolmak

Sivrik : Buğday ve arpanın sivri kısmı

Soğukluk : Soğuk içecekler

Sohu : Taş dibek

Soharıç : Yemeklere yapılan sos

Soluğan : Terli iken su içen atlarda görülen bir hastalık

Sonca : Partuç, fırın süpürgesi

Songur : Asık suratlı, gülmeyen

Sorhunmak : Gocunmak

Soyha : İşe yaramaz. Uğursuz,hayırsız, aşağılık

Sömek : Mısır koçanı

Söye : Kapı ve pencerelerin yerleştiği çerçeve

Söykenmek : Duvara yaslanmak

Sözkesme : Kız ve erkeğin evlenmelerine izin verilme

Sümsük : Arsız, sevimsiz

Süyem : Başparmak ile işaret parmağı arasındaki en uzun mesafe


Ş :
Şal dokuma : Yerde düzen kurularak dokumanın genel adı

Şaplak : Şamar, tokat

Şargada : Çok yaramaz

Şello : İçerisine taze erik konulan türlü

Şinnemek : Şımarmak

Şil : Şapak

Şip : Çabuk

Şişek : Bir yaşındaki koyun

T ;



Tapan : Tohum ekildikten sonra toprağı düzeltmeye yarayan ağaç

Tecelli : Kader

Terpuşlu : Kenarları işlenmiş kapaklı sahan

Tahtamaç : Sedir

Tay etmek : At yükünü ikiye ayırmak
Tavlanmak : Şişmanlamak

Tebelleş : Musallat olma

Tedirgün : Telaşlı

Teeltü : Semere benzer alet

Telek : Kuş kanadı

Telis : Çuval çeşidi

Temelli : Her zaman, ebediyen

Teneşür : Cenaze yıkama tahtası

Terki : Eyer ve semerlerde heybe koymaya yarayan arka kısım

Testi : Topraktan yapılan su kabı

Tevek : Ormanda yetişen geniş yapraklı bir bitki

Tevekkelü : Hoşgörülü

Tığ : Dövenlenip saman haline gelmiş olan yığın

Tırmık : Harman aleti

Tille : At ve eşeğe yük yüklemek için kullanılan ucu çatal ağaç

Tirkeşmek : Sataşmak

Tirşe : Sele, sepet yapımında kullanılan ağaç parçası

Tokaç : Çamaşır, halı ve yün yıkamada kullanılan ağaç parçası

Tolos : Ot konulan yer

Tosba : Kaplumbağ

Tösmen : Geniş kalçalı

Tump : Tarlalarda sınırı ayıran hafif yükselti

Tutak : Tencereyi iki tarafından tutmaya yarayan bez

Tutya : Yaylada nadir yetişen çiçek çeşitlerinden biri

Tüğlemek : Bağlamak

Tülemek : Tavukların tüy dökmesi

Tünemek : Tavukların uyuması





U :



Ufak : Küçük

Uğunmak : Kendi kendini parçalarcasına ağlamak

Umaç : Unlu çorba

Umuk : Ilık


Ü :

Üleş : Hayvan ölüsü

Ünelme : Gelişme, büyüme, çoğalma

Ümük : Gırtlak

V :

Verep : Dönemeç, viraj

Y :

Yaannı : İnsanın sırt bölgesi

Yaba : Harmanda saman toplama yada tığ savurmada kullanılan ağaç alet

Yal : Hayvan yiyeceği

Yalınkulplu : Büyük kazan

Yama : Dik yer, yokuş, yamaç

Yamalıh : Bez parçası

Yancak : Kağnı ve kızakta yan şasiler(Ağaç)

Yavan : Yağsız, kuru

Yanığara : Yanıkara(Şarbon için kullanılar)

Yapoo : Koyun yünü, yapağı

Yapuk : Koyun ve sığırlarda eğri büyüyen boynuz için söylenir

Yastık kaçırma : Gelin evinden erkek evine küçük yastık getirme(Bahşiş alınır)

Yaykamak : Sadece su ile yıkamak

Yaylım : Hayvanların otlak yeri

Yazgı : Alın yazısı

Yazı : Düz oba, düzlük

Yeğin : Zorlu, şiddetli

Yeniyetme : Genç çocuk

Yel : Ağrı, sızı

Yel almak : Soğuk almak

Yelmek : Bir işin peeşinde çok koşmak

Yelmük : Ekin tarlalarında biten yenecek ot

Yerişmiş : Olgunlaşmış

Yiğrençi : Çok çirkin, tiksinilen

Yolak : Keçiyolu

Yoo : Hayır

Yoz : Süt vermeyen koyun topluluğu

Yumuk : Kapalı

Yunmak : Çimmek, banyo yapmak

Yunaklık : Banyo yapılan ve çamaşır yıkanan yer.

Yüğrük : Güçlü, çevik, kuvvetli

Yüleme : Taşa tutma, bileme

Z :


Zahra : Zahire, tahıl ürünleri

Zangadak : Ansızın

Za’ya : Boş

Zebella : İriyarı

Zebil : Çok fazla

Zefil : Bakımsız

Zeklenmek : Alay etmek

Zelve : Öküzleri boyunduruğa bağlamak için kullanılan eğri çubuk

Zeftir : Zelveleri birbirine bağlayan deri bağ

Zıngıç : Sırta vurulan yumruk

Zopa : Dayak

Zual : Yufka açmak için bölünen hamur parçası

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver