A
Ablak : Gösterişli
Acık : Azıcık,biraz
Acımuh : Buğday tarlasında biten ve garamuh ta denilen yabani ot
Adab : Terbiye
Adamılık : Erkeklik
Afırmak : Öfkeyle ağzına geleni söylemek
Afalamak : Şaşırmak
Ağ : Ak
Ağarşak : İğ altında dengeyi sağlayan ortası delik yuvarlak ağaç
Ağbuda : Beyaz buğday
Ağca : Ak. Beyaz
Ağ damla : Süt ve süt ürünleri
Ağız eymek : Rica etmek
Ağızlık : Yayığa yoğurt koymaya yarayan alet
Ağrı : Yönünden, tarafından (Oradan ağrı)
Ağu : Zehir
Ağyel : Batıdan esen sıcak yel
Ağzı bek : Sır vermeyen
Aha : İşte
Ahbun : Eve yakın verimli tarla
Ahiretlik : Öbür dünyalık
Ahlat : Küçük armut
Ahmak : Aptal
Ahtarmak : Tohum ekmeden tarlayı sürmek
Ahur : Hayvan ağılı
Ak : Beyaz
Akındırık : Çam ağacından sızan reçine
Alabula : Karışık renkli
Al basma : Lohusa kadınlarda görülen hastalık
Aluç : Bir çeşit meyve
Andır : Kötü şeyler
Aruh : Yağsız
Alaf : Hayvan yiyeceği
Aluk : Salak
Anadut : Ot yada ekin toplamak için kullanılan alet
Analık : Üvey anne
Anca : Ancak
Andavallı : Aptal, ahmak
Annamak : Anlamak
Anuk : Yabani nane
Apışarası : İki bacak arası
Araba : Kağnı
Arbaza : Birbirlerine düşman olan( köpekler)
Arınmak : Temize çıkmak
Ars : Gelincik
Aruk : Zayıf, cılız
Ataş almak : Çok acele etmek
Atgu : Büyük ve kalın kadın başörtüsü
Aurt : Çenenin iki yan tarafı
Avanak : Çabuk aldanan
Avara : Başıboş, işsiz
Avaralık : İşsizlik
Avulanma : Zehirlenme
Avutma : Oyalama, aldatma, teselli etme
Avuz : Doğum yapan hayvanlarda ilk süt
Ayak bağı : Engel
Ayak yolu : WC.
Ayama : Lakap
Ayı mantarı : İçi boş yenilmez mantar
Ayın oyun : Hile, oyun
Ayvan : Balkon
Azık : Yiyecek
Azınsımak : Az bulmak :
B
Baba çıkasıca : Beddua
Bacılık : Çok samimi bayan arkadaş
Badal : Merdiven basamağı
Başgöz etmek : Nişanlamak
Başını bağlamak : Evlendirmek
Başlık : Evlenecek erkeğin kız tarafına verdiği para
Bayramcalık : Bayram elbisesi
Bazlama : Mayasız sacda pişirilen ekmek
Beğermek : Hayvan melemesi
Behni : Hayvan yemliği
Bek : Yumuşak olmayan
Bekitmek : Desteklemek, güçlendirmek
Bel vermek : Direk, kiriş, duvar gibi nesnelerin ortadan eğilmesi
Belemek : Bebeği beşiğe yatırmak
Bertilme : Ezilme
Bezmek : Bıkmak, usanmak
Bıdıhtı : Boyunduruğun orta kısmında kayışın bağlandığı küçücük iki ağaç parça
Bıdık : Küçük
Bıdırdamak : Mırıldanmak
Bıldır : Geçen yıl
Bibi : Hala
Bicimcik : Azıcık
Biçik : Danaları çağırmak için kullanılır
Bi dıkım : Bir parça
Bileki : Mısır ekmeği
Bilohma : Azıcık
Biz : Ucu sivri tornavida benzeri bir alet
Boncuklama : Hayvanlar için yükten kaçma
Boran : Şiddetli kar
Boydah : Tek başına, yükü olmayan yaya
Boyunduruk : Kağnı arabası ve dövende öküzlerin bağlandığı alet
Boz : Nadasa bırakılan tarla
Böremit : Fırına verilmiş olup tam kurutulmamış armut
Böön : Bugün
Börükbaşı : Ocakbaşı
Börtttürmek : Hafif haşlamak
Börtme : Sıcak ve soğuktan etkilenme,porsuma
Böör : Yan
Böörce : Fasülye
Bulamaç : Koyu un çorbası
Burulgan : Rüzgarın aniden çoğalması, hortum
Buymak : Üşümek
Büğek : Buzağıların analarını emmelerini önlemek için ağızlarına takılan sivri uçlu aygıt
Büğelek : Sığırlara musallat olan sinek
Bükme : Viraj, dönemeç
Bükmek : Dolamak
Bükrü : Kambur
Bürüme : Koruluk
Bürün : Yarın değil öbür gün
C :
Cağ : Kağnı arabasında ot veya ekin yüklemek için kullanılan parmaklık parça
Camış : Manda
Cas cavlak : Çıplak
Caymak : Vaz geçmek
Cecim : Kilim gibi kullanılan yün döşeme
Cecik : Ağaç çivi
Cehal : Cahil
Cemek : Kazmanın küçüğü
Cıbır : Çıplak, züğürt kişi
Cılbır : Yoğurtlu yumurta
Cılga : Tek kişi geçebilecek yol
Cımbış : Eğlence
Cırıhla : Cıvık hamurdan sacda yapılan mayasız ekmek
Cıvık : Çok sulu
Cızık : Çizgi
Cızlamak : İçi sızlamak
Cudam : Aşağılık, avanak,
Cücük : Civciv
Ç
Çağla : Ham meyva
Çakıldak : Değirmende zahirenin taşın deliğine akmasını sağlayan cıngırdak
Çalpama : Yağı alınmamış ayran
Çamdu : Duvar
Çangal : Fasulyelerin sarması için dikilen çubuk
Çangal : Dallı budaklı ağaç
Çaput : Bez parçası
Çara : Hayvanların dişilik organından akan sıvı
Çebiş : Bir yaşındaki keçi
Çec : Samandan ayrılmış buğday yığını
Çecik : Ağaç çivi
Çedene : Kupkuru
Çekü : Yazma, başörtüsü
Çekü : Kantar
Çeten : Saman yada kerme taşımak için kağnılara yerleştirilen tahta düzen
Çevrük : Etrafı çevrili küçük bahçe
Çiğit : Çekirdek
Çıkrık : Yün ip kıvratmaya mahsus alet
Çillenme : Yeşerme, çimlenme
Çimmek : Banyo yapmak
Çit : Ağaçtan örme bahçe korumalığı
Çitimek : Yırtık ve delikleri örmek
Çoğunsuma : Çok görme
Çor : Çok tuzlu
Çorak : Bataklık
Çöğdürmek : Ayak üzeri küçük abdestini yapmak
Çöğe durma : Yeni yürümeye başlayan çocuğun ayakta durabilmesi
Çöpür : Keçi kılı
Çörüş koşma : Yedek öküz koşma (1. öküzlerin önüne koşulur.)
Çüş : Eşeklere verilen yüRÜME KOMUTU
D :
Dabak : Hayvanlarda görülen bir hastalık
Daha : Ora, şu
Daim : Sürekli
Dalaklanmak : Karın boşluğuna vurulan darbe sonucu düşme, bayılma
Daldırma : Dalgın olma. Suya batırma
Danışık : Düğün yapacakların danışmak için komşuları davet ettiği toplantı
Dastar : Kilime benzeyen yün dokuma
Davar : Koyunlar
Dayama : Duvara dikine konulan odun ve kütükler
Dayfalma : İçi geçme, bayılma
De daha : İşte Orada
Deh : Atlara verilen yürü emri
Dek gelme : Uygun, tıpa tıp
Dene : Tahıl, tane
Deyha : İşte orada
Deynek : Çobanların kullandığı düzgün ağaç tan bir parça
Dıhılmak : Girmek,uzun süre kalmak
Dıkız : Çok dolu
Dırdır : Boşuna konuşma, söylenip durmu
Dırık : Zayıf
Dibek : Buğday dövmede kullanılan çukur taş
Dillik vermemek : Geçimsizlik
Dilliksiz : Geçimsiz
Dirgon : Harmanda kullanılan alet
Dikilgen : Kramp, keskin adele ağrısı
Ditmek : Parçalara ayırma
Diyeze : Teyze
Dolak : Kaşkol
Don yağ : Hayvan iç yağlarının eritilerek ve dondurularak elde edilen yağ
Dönemeç : Viraj
Döş : Göğüs, bağır
Döşşek : Yatak
Dooğç : Atlara verilen dur emri
Döğme : Ahlat unundan yapılan ezme
Dövenleme : Harmanda arpa buğday
vb. saman haline getirme
Duncukma : Fazla koşarken yorulup düşme
Dulda : Soğuk, sıcak ve rüzgar almayan yer
Dunuk : Mat
Düğ : Bulgurun incesi
Düğdü : Balta kazma gibi aletlerin çivi ve kazık çakmaya yarayan kısmı
Dünürşü : Dünür gidenler
Dürme : Top pancar
Dürmek : Katlamak
Düve : Genç inek
Düven : Ekin saplarını tanelerden ayırmada ve saman yapmada kullanılan altı çakmak Taşlarıyla döşeli ağaçtan araç
E
E, e : Ha öyle mi ?
Ebe : Büyük anne
Ebem kuşağı : Gök kuşağı
Ebür cübür : Gelişigüzel, işe yaramaz
Ecene : Marangoz aleti
Efil efil : Rüzgarın afif ve serin esmesi
Eğenk : Karasabanın bir parçası, el ile tutulan kısmı
Eğiş : Ekmek veya köz çeviren demir alet
Eğleşmek : Oturmak, kalmak
Ehbap : Dost
Eke : Büyük yetişkin hayvan
Ekin : Arpa, buğday gibi tarım ürünlerinin genel adı
Ekin kellesi : Başak
Ekmekaşı : Kurumuş ekmeklerden ıslatılarak elde edilen yemek
Eksik : Azalmış
Eksik etek : Kadınlar için söylenir
Ekşamur : Hamur mayası
Elti : Erkek kardeşlerin hanımları
Emekleme : Yavaş yavaş yürüme
Emenmek : Varmak,gitmek,gelmek
Emişik : Süt kardeşler
Emme : Ama, fakat
Emmi : Amca
En : Koyunların kulağına vurulan damga
Engame : Kargaşa
Enteri : Kadın elbisesi
Enük : Köpek yavrusu
Erinmek : Üşenmek
Erincek : Tembel, üşenen
Erişte : Evde kesilip fırında kurutulan makarna çeşidi
Essah : Doğru, gerçekten, sahiden
Eşgi : Ekşi
Eşgin : Atın yürüyüş şekli
Evlek : Tarlaya tohum ekmek üzere parça parça bölünen kısım
Evmek : Acele etmek
Evsabı : Ev sahibi, koca
Eza : Eziyet
F
Fehmetme : Anlayış. anlama
Fer : Güç, kuvvet
Ferah : Serin
Ferik : Tavuklarda horoz olmayan piliç
Fetil : Sacda yapılan mayasız incecik ekmek
Fırhıl : Haşlanmış meyve
Fırdolayı : Çepeçevre
Fırdöndü : Her taraflı
Fışkı : Dışkı, hayvan gübresi
Fırahtu : Bahçe çevresindeki tahta korkuluk
Fison : Değirmen oluğunun daralan uç kısmı.Suyun hızla çarka vurmasını sağlar
Fisil : Tohumluk soğan
Fodul : Kaba-saba
G :
Gağnak : Değirmen taşını kaldırıp çevirmek için kullanılan ağaç
Gaile : Dert, sıkıntı (Gayle)
Galbur : İri gözlü büyük elek
Galtak : Kötü kadın
Gamaşma : Gözün güneşten etkilenmesi
Ganmak : İnanmak
Garaz : İftira
Garsanba : Sıkışık, telaşlı devre
Garıpsıma : Özlemek
Gasbanek : Kasıtlı olarak
Gaş : Tepe, yükselti,uçurum
Gaşoo : Kaşağı
Gaylık : İşlenmemiş düz kara taş
Gavil : Söz
Gavralaşmak : Döğüşmek
Gavut : Buğday ununun kavrulmuşu
Gaykılma : Geriye doğru yaslanma
Gazel : Kuru yaprak
Gazo : Tekne kenarındaki hamuru toplamak için kullanılan alet
Gedek : Genç manda
Gedük : Eksik
Gelecoş : Tuz, nane, yoğurt ve ekmekten yapılan yemek
Gero : Bir şeyleri çekebilmek için kullanılan ucu çengelli değnek
Gelberi : Fırındaki ateşi veya kuru ekmeği çekmek için kullanılan araç
Gelinti : Başka köyden gelen
Gendüme : Keşkeklik buğday
Geven : Tortop dikenli bir bitki
Gever : Su karığı, ince su yolu
Gıcık : Çam kozalağı
Gıç : Bacak
Gıdık : Küçük sepet
Gıdım gıdım : Azar azar
Gıldır gıldır : Ağır ağır
Gıldır gıcık : İşe yaramaz şeyler
Gılıç : Karasabanın ökçesini oka bağlayan kısım
Gıramise : Beşibirlik benzeri altın
Gırklık : Koyun yünü kırkma aleti
Gıybet : Dedikodu
Gıymık : Odunun ufak parçacığı
Gızan : Kedi, köpek gibi dişi hayvanın erkek istemesi
Gidişme : Kaşınma
Gilik : Evde hazırlanan peynir kalıbı
Girge : İki kulplu keşkek kazanı
Girebi : Ucu eğri küçük balta
Golit : Somun. Kurutulmuş ekmek
Gostil : Patates
Goşan goşma : Ormandan kütük çekme
Gödel : Keşkeğin karıştırıldığı alet
Gödük : Tahıl ölçeeği
Göğ : Ham, yetişmemiş
Görenek : Görgü, terbiye
Göynek : İç çamaşırı
Gözer : Geniş delikli elek
Göğnümüş : Yetişmiş armut
Göğnükme : Fazla ağlama sonucu insanın kendine hakim olamaması
Gökçe : Ökse otu
Gömeni : Dövenle boyunduruk arasındaki ağaç aksam
Göze : Su kaynağı
Gubarmak : Gururlanmak
Gubat : Kaba
Gursak : Mide, karın
Guşburnu : Yabani gül ağacı ve meyvesi
Guz : Güneş almayan yer, kuzey
Gübür : Sü
prüntü, toz, çöp
Gücük : Kısa
Güdü : Otlatma
Güdük : Kısa, eksik
Güğüm : Bakır su kabı
Güldür güldür : Suyun bol akması
Günlükçü : Gündelikçi
Gün yüzü göstermemek: Geçimsizlik
Gütmek : Hayvanları otlotmak
Güvermek : Yeşillenme