İstanbul’da Dört Yıl Kalan Bir İspanyol’un Anılarından:
Kanunî Sultan Süleyman devrinde 1552-1556 yılları arasında İstanbul’da dört yıl kalan bir İspanyolu’un kitabından bazı notlar:
Galata ve İstanbul’da cami ve hamam çoktur, birkaç bini bulur. İki tarafın da hamamları çok gösterişlidir. Dışarıdan saraylara benzerler. Yarım portakal şeklinde, kurşun kapı kubbeleri vardır. Hamamın içi de yeşim, mermer ve somaki kaplıdır...
Erkek ve kadın hamamları ayrıdır. Hamamlarda sadece Türkler değil Yahudi, Hıristiyan ve Yakın Doğu’nun bütün insanları yıkanırlar. Ben de hamama gidip yıkanarak hem dinçleşir hem de temizlenirdim. Aynısını biz de yapsak çok iyi ederiz. Türkler haklı olarak temizliğimizi tenkit ediyorlar. İspanya’da hiç bir erkek ve kadın ömründe iki defadan fazla yıkanmamıştır.
Dünyada, çeşmesi İstanbul’dan, Galata’dan daha çok olan şehir yoktur. Onun için her hamamın çeşmesi var. Hayırsever Türkler çeşmelerden çok uzak olan sokaklara mahzenler (su deposu) yaptırıp kendi hesaplarına doldurturlar. Tahta tıkacı tıkamayıp suyu boşuna akıtmak günah sayılır.
Doğudan batıya hiç bir şehir eski adı Bizans olan İstanbul kadar elverişli yere kurulmamıştır. Lüzumlu şeyleri dünyanın neresinde olursa olsun kolaylıkla getirebilirler.