Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Türkler ve kitap okuma oranı - Türkiye ve dünyada kitap okuma oranları araştırması.
Türkler ve kitap okuma oranı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ortalama bir Hindistan yurttaşı, kitap okumaya haftada 10,7 saat ayırıyor. Rusya’da ise bu süre 7,1 saat, yani günde bir saatten biraz fazla. En çok okuyan ilk 10 ülke sıralaması şöyle: - Hindistan, Tayland, Çin, Filipinler, Mısır, Çek Cumhuriyeti, Rusya, İsveç, Fransa, Macaristan.
Günde ortalama 4,5 saat televizyon izleyen Türkiye halkı ise kitap okumaya YILDA sadece 6 saat ayırıyor. Düzenli kitap okuyanların oranı Japonya’da yüzde 24, ABD’de yüzde 12, İngiltere ve Fransa’da yüzde 11 iken Türkiye’den binde 1 kişi. Bir Japonya yurttaşı yılda ortalama 25 kitap okurken bir Türkiye yurttaşı 10 yılda bir kitap bitiriyor.
2007’de Rusya’daki kütüphanelerde 739 milyon kitap varken, bu sayı Almanya’da 104 milyon, Bulgaristan’da 46 milyon, Türkiye’de ise 13 milyon idi. BMÖ İnsani Gelişim Raporu’ndaki kitap okuma sıralamasında Türkiye’nin yeri 86. basamakta. Türkiye’de kitap, genel ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. TÜRKİYE VE DÜNYADA KİTAP OKUMA ORANLARI ARAŞTIRMASI
Bir Fin atasözü:
" Kitaplıklar demokrasinin kaleleridir" demekte.
Kaleleri ve muhafızları olmayan ülkelerdeki idarenin zarfı demokrasi olsa da buna mazrufsuz demokrasi denmezse başka ne denir!...
2000 yıl öncesinden Ovidius'da(İ.Ö. 43 – İ.S. 17) "Gençlerini kitapla beslemeyen toplumların sonu acıdır." uyarısını yapmış....
Kalesiz ve mecalsiz muhafızlı Türk Demokrasi'nin gürbüzleşmesi zamana kalmış gibi!..
Yapılan bir araştırmanın sonucuna göre;
• Kitap Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235 nci sırada yer alıyor.
• Japonya’da toplumun yüzde 14’ü, ABD’de yüzde 12’si, İngiltere ve Fransa’da yüzde 21’i düzenli kitap okurken, bizim ülkemizde sadece on binde bir kişi kitap okuyor.
• Türkiye’de günde ortalama beş saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece altı saat ayrılıyor.
• Türkiye’de okunan kitaplar genellikle siyaset, aşk, cinsellik konularını işliyor.
• 8 milyon Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 75 milyona yakın Türkiye’de bu rakam ortalama 2 bin - 4 bin dolayında. Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı 70 bin dolayında.
• Japon yılda ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, Türkiye’de bir kişi on yılda bir kitap okuyor.
• Birleşmiş Milletler araştırmasına göre kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçikalı ve Avustralyalı 100, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor yılda. Dünya ortalaması da 1,3 dolar. Ülkemizde ise bir kişi kitaba yılda ancak 0,45 dolar yani 45 sent ayırabiliyor.
• Türkiye’de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı yüzde 95.
• Biz Türklerin kitap okumaya ayırdığı zamanı, Norveçli 300’e, ABD’li 210’a, İngiliz 87’ye, Japon 97’ye katlıyor.
• Birleşmiş Milletler’in insani gelişim raporunda ülkeler kitap okuma oranına göre sıraya dizilmiş. Türkiye 86 ncı sırada.
Cumhuriyet Gazetesinde aşağıdaki haber dikkatimi çekti. Örütağdan buldum.
Öbekdaşlarla paylaşayım istedim.
İlgilenenlerin dikkatine sunulur.
"Kitapçılar da, dağıtımda rol oynayamaması nedeniyle kapanmak durumunda kalıyor. Tam da bu nedenle şu ana kadar Anadolu’da 10 binin üzerinde kitapçı kapandı, son 5 yılda.”
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kocatürk, 2011 itibarıyla halk kütüphanelerinin güçlendirildiğini ve korsana büyük darbe vurulduğunu ancak MEB'in dağıtımda kitapçıları devre dışı bırakmasının pek çok kitapçıya kilit vurdurduğunu belirtti.
Meltem Yılmaz'ın haberi
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Kocatürk, yayıncılar olarak 2011’e büyük beklentilerle girdiklerini söylüyor.
Türkiye’nin okuma alışkanlığı konusunda “doğru bilinen yanlışları” sıralayarak başlıyor söze, Türkiye’de son üç yılda okuma alışkanlıklarında ciddi bir artış olduğunu, kişi başına yılda ortalama 5 kitap düştüğünü belirterek devam ediyor: “Örneğin geçen yıl yayıncılar 170 milyon bandrol almış. Milli Eğitim Bakanlığı ise 180 milyon. Çocuk kitapları için de 50 milyon adet bandrol alınmış. Bu da toplamda 400 milyon bandrol demek. Bunların bir kısmının satılmadığını da düşünürsek en az 300 milyon kitap satışı olmuş.”
Kitap okuma alışkanlığında birinci sırayı yüzde 70’le İstanbul’un aldığını, sonra da sırasıyla Ankara, İzmir, Bursa ve Adana’nın geldiğini belirten Kocatürk, kitap satışlarında belirleyici faktörün “nüfus” olduğunu, bir kentte üniversite bulunmasının ise, satış rakamlarını sanıldığı kadar etkilemediğini söylüyor, örnek olarak da sıralamada yüzde 1 oranla yer alan Eskişehir’i gösteriyor.
Türkiye’de halihazırda 1400 halk kütüphanesi olduğuna dikkat çeken Kocatürk, yayıncıların mücadelesi sonucunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2011 itibarıyla halk kütüphanelerine 5 milyon TL bütçe ayırdığını ifade ediyor:
“Okuma alışkanlığının artması ile yayıncılık sektörünün büyümesini sağlayacak olan, okul kitapları ile halk kütüphaneleri. Bugüne kadar halk kütüphanelerine kitap alımı için toplanan seçici kurulda biz yoktuk, ama 2011 itibarıyla biz yayıncılar da yer alacağız. Batı Avrupa’da halk kütüphanelerine kitaplar yüzde 10 indirimli alınırken bizde yüzde 40 indirimli alınıyor. Önümüzdeki günlerde, bu kütüphanelerin daha güçlü hale getirilmesi ile kitap alımında uygulanan indirim oranının Batı ile uyumlu bir hale getirilmesi için çalışmalarımızı hızlandıracağız.”
Korsana büyük darbe
Yayıncılık sektörünün büyüklüğünün 1 milyar dolar olması iyi haber. Kötü olansa bu oran içinde korsanın payının 300 milyon dolar olması. Korsan kitapların artık kitapçıya girmiş durumda olduğuna dikkat çekiyor Kocatürk, özellikle küçük kentlerde korsan kitapçıların “eser sahibiymiş gibi” gittikleri il kültür müdürlüklerinden bandrol aldıklarını, bu bandrolleri kitaplara yapıştırarak kitapçılara orijinalmiş gibi dağıttıklarını belirtiyor. Bu nedenle, alınan kararla, Kültür Bakanlığı’nın bandrol satışı yapmayacağını söylüyor. “Bandrol satışını Kültür Bakanlığı’nın değil, ilgili meslek birliklerinin yapması gerektiğini bugüne kadar defalarca ifade ettik. Çalışmalarımız sonucunda hazırlıklar başladı, meslek birliklerinden arkadaşlarımız son görüşmeleri de tamamladılar. 2011 Ocak ayından, yani bu aydan itibaren artık yayıncılar meslek birlikleri ile basın yayın meslek birlikleri bir federasyon oluşturarak 6 ay boyunca yalnızca kendi üyelerine bandrol satışı yapacaklar. Ardındansa tüm Türkiye’ye bandrol satışını meslek birlikleri yapacak. Böylece korsan, bandrol alamayacak.”
Türkiye'nin en büyük yayıncısı MEB
Kocatürk’e göre Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın anı ve anma kitapları dışındaki tüm kitaplardan çekilmesi doğru ancak yetersiz bir karar, asıl çekilmesi gerekense şu an “Türkiye’nin en büyük yayıncısı” durumundaki Milli Eğitim Bakanlığı. Türkiye’de her alanda özelleştirmeye gidilirken Milli Eğitim Bakanlığı’nda halen devletleştirme politikasının uygulanmasına anlam veremediğini belirterek bakanlığın bu politikası nedeniyle Anadolu’da 10 binin üzerinde kitapçının kapandığını, bazı kentlerde kitapçı bulunmadığını söylüyor.
“İlk ve ortaöğretim kitaplarının yüzde 50’den fazlası Mili Eğitim Bakanlığı yayını. Bakanlık, Türkiye’de yayıncılık sektörünün bu kadar gelişmiş olmasına karşın çekilmek yerine buradaki yerini koruyor, bu da yetmiyormuş gibi yayıncıyı da matbaacı olarak görüyor. 180 milyon kitabı topluca alan bakanlık, kitabın dağıtımı esnasında kitapçıları da devre dışı bırakıyor. Kitapçılar da, dağıtımda rol oynayamaması nedeniyle kapanmak durumunda kalıyor. Tam da bu nedenle şu ana kadar Anadolu’da 10 binin üzerinde kitapçı kapandı, son 5 yılda.”
Dil gönüllüleri Antalya Kaynak: Alıntılar [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |