Güneş-Chiron Merkür Neptün’e Karşı-Aklın Almadığı Ama Yüreğin Bildiği Şeyler Hakkında
Güneş Chiron’a aykırı gidiyor … Yani geçmişten beri bizi yıpratmış olan kırıkların yeri fena ağrıyor. Egomuz deprem geçiriyor! Üstelik Chiron’un Mars ve Pluto ile yaptığı uyumlu açılar, bu ego terbiye-etme işinin çok sistematik ve dinamik bir biçimde yürümesine neden oluyor. Bam güm dolu gibi yağıyor kafamıza ”ne zaman pes edeceksin” diyen olaylar! Ve artık, akıl-fikir üstadı Merkür de, aklın almadığı alemlerin efendisi Neptün ile çekişme halinde… Vee bu ikiliyi Ay’ın Kuzey ve Güney Düğümleri tam bir kareye tamamlıyor… MEALİ;
Geçmiş geçmek bilmez… Çünki kalbimiz kırılmıştır. O kalp kırıkları sonra ego sancılarına dönüşür. Acıların peşi bırakılmaz, çünki kırıldığımız yerden onarılmak konusunda, mağrur ve ısrarcıyızdır. Bu nedenle de ”yenilen pehlivan güreşe doymaz” hesabı, gider gider aynı yerlerden kırılırız! Ta ki, yaşadığımızın yüzeyine bakmayı bırakıp, hikmetine iman edene kadar… Yaşadığımız birçok acı olay bize birçok şey öğretir. Hiç birşey öğrenmesek bile, şefkatli ve anlayışlı olmayı, başkalarından üstün veya dokunulmaz olduğumuzu sanmamayı öğreniriz. Toplum gözünde ”güçlü ve gösterişli” olmayan konumlara ”düşmek” birçok insanın manevi anlamda ”çıkış”ına yol açmıştır. Birçok insan mesleğini yaşadığı acı deneyimler yüzünden seçmiş, birçok mutsuz ilişki mutlaka dünyaya gelmesi gereken çocukların doğumuna vesile olmuştur. Şu bir gerçektir ki; kozasını yırtmak için zorlanmayan kelebeğin kanatlarına can suyu yürümez!
Ama AKIL böyle düşünemez… Akıl hesaba vurur, muhakeme yapar, kayıplarını sindiremez ve manevi kazançları mantık çerçevesinde değerlendiremez. Akıl ne sahibini ne de sahibini zarara uğratmış olanı affedemez!
Bu aralar, Merkür – Neptün – Ay Düğümleri karesini yaşamak, bizi yaşadığımız olayları ve benimsediğimiz tutum ve bakış açılarını yeniden gözden geçirmeye mecbur edecek! Neptün’ün bir yüzü de aldanışlara dönüktür… Akıl acıya tepki verince, Neptün bize iki yol açar; biri kanmaktan yani kendimizi gerçeklerden kaçarak kandırmaktan, diğer ise onmaktan yani gerçekleri gönül gözüyle değerlendirip acının kökenine inmekten ve hem acıyla hem de onun bize yaptırdıklarıyla vedalaşmaktan geçer…
Gelin acıya teslim olmayalım, gelin hayale dalmayalım, gelin açalım gönlümüzü sabah rüzgarına ondursun bizi affetmenin hafifliğiyle…
Daha önce de kullanmışımdır mutlaka ama yine dinlesek ne zarar Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Everything Must Change – Goerge Benson, Simply Red, Chaka Khan konserinden …. ”Herşey değişir hiçbirşey aynı kalmaz… Herkes değişir kimse aynı kalmaz… Zamanın işidir bu herşeyi değiştirir… Kış bahara uzanır , kalbin acıları azalır … Asla çok çabuk değil! Yine de herşey değişir…” |