Piskopos
Piskopos, bazı hıristiyan kiliselerinde, birkaç cemaatten oluşan bir bölgenin başpapazı olan, fetva verme yetkisini haiz üst kademeden din adamı.
Roma başpiskoposu Papa olarak adlandırılır ve Katolik Kilisesi'ndeki en yüksek makamın sahibidir. İngiltere'deki Canterbury başpiskoposu Anglikan toplumunun sembolik lideridir.
Piskoposlar İsa'nın Havarileri'nin ardılları sayılır ve ruhbanlık yetkilerini kesintisiz biçimde onlardan kaynaklandığına inanılır.
2. yüzyılda, piskopos kilise ayinlerinin başlıca yöneticisiydi; ayrıca kilisenin mali işlerini yönetir, tartışmalı sorunları çözüme bağlardı. 4. yüzyılda hıristiyanlığın devletçe tanınmasından sonra, piskoposlar kilise dışı yönetim işlerinde de sorumluluk almaya başladı. Piskoposların görevleri arttıkça ve cemaatler genişledikçe, bazı görevlerini papazlara aktarmaları kaçınılmaz oldu. Ama konfirmasyon ayinlerini yönetmek, papazları atamak ve öteki piskoposları kutsamak gibi yetkiler gene piskoposların elinde kaldı.
Orta Çağ'da kilisede sorumluluk dağılımı daha örgütlü bir biçim aldı ve bir kilise bürokrasisi doğdu. Piskopos adına davranan karmaşık bir alt görevliler hiyerarşisi gelişti. 16. yüzyılda Reform hareketi sırasında birçok Protestan kilisesi, bir ölçüde yozlaştığı, bir ölçüde de Yeni Ahit'te böyle bir kurum olmadığı gerekçesiyle piskoposluk kurumuna karşı çıktı. Günümüzde Katolik, Ortodoks, Anglikan, Eski Katolik ve İsveç Lutherci kiliselerinde piskoposluk temeline dayalı kilise örgütlenmesi geçerlidir. Katolik Kilisesi'nde tarihsel nedenlerle belirli bir ülke ya da bölgenin başlıca piskoposu sayılan din adamları primas unvanını taşır; ama bunların kendi bölgeleri dışında yargı yetkileri yoktur. Hristiyanların çoğu, kilisede episkoposun sözcük anlamına uygun bir gözetim görevinin gerekli olduğu görüşündedir. Ama bu gözetim konusunda görüş ayrılıkları vardır. Katolik Kilisesi, Ortodoks piskoposların yetkilerinin Havariler'e dayandığını kabul etmekle birlikte Anglikan din adamlarının yetkilerini tanımaz. Anglikanlar ise piskoposluğu kilisenin varlığı için değil, yalnızca esenliği için zorunlu saydıklarından, hem öteki kiliselerin din adamlarının yetkilerini tanırlar, hem de Havariler ardıllığı kuramına karşı çıkan Protestan gruplarıyla yakın ilişkiyi sürdürürler. |