Uzun zamandır susuyorum kendime. Dayayıp duvara kulağımı, kendi yalnızlığımı dinliyorum.
Sanki kendine başkalaşan bir adama dönüşmüşüm. Her sabah aynalarda kendimle tanışıyorum yeniden. Ne komik değil mi?
‘Kendini başkasının yerine koymayı bil ama hep orada kalma…
Sonra kendin olmayı unutursun’ demiştin ya bana…
Şimdi ben karşımda duran bana yabancı kendimin yerine koysam kendimi ve orda kalsam ne eksilir, kalmasam ne artar?
Öyle zor bir yerdeyim ki, ne durabiliyorum yerimde, ne de gidebiliyorum yerimden bir adım öte…
Böyledir işte umutsuz aşklar; uzaklaştıkça büyür, yaklaştıkça küçülür.
Kahraman Tazeoğlu /BambAŞKa