Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
Eğer olmasaydı mesafeler, bu kadar büyük özleyebilir miydik?
Bu kadar büyük sevebilir miydik?
Şu gökyüzündeki kuşların peşine takılıp, göç edesimiz gelir miydi?
Bulutlara oturup kavuşmayı bekler miydik?
Her giden uçak, ona gidiyor diye düşünebilir miydik?
Bütün şarkıları hayaliyle süsleyebilir miydik?
Görecek rüyalarımıza oturtacak bir yüz bulabilir miydik?
Olmasaydı mesafeler, belki o zaman çok anlamsız olurdu elimizdeki telefon.
Belki o zaman dokunmanın ne denli güzel olduğunu anlayamazdık.
Sarılmak hiç bu kadar imkânsız gelmezdi bize.
Görmediğini, görmeyeceğini bile bile ağlamak bu kadar tatlı gelmezdi.
Mesafeler olmasaydı, yanyana oluşumuz bizi monotonluğa süreklemez miydi?
Hep yanımda olsa, kimi özleyecektim ki ben?
Mesafeler olmasaydı eğer, boyumu aşan bu özleme nasıl sitem edecektim ben?
Edemezdim ki..
Uzun yolları yürüyüp kan ter içinde kalamazdım ki.. '' Yürüdüm, yürüdüm çok yollardan geçtim inan çok büyüdüm. ''
Her adımda biraz daha büyüdüm, seni de büyüttüm.
Hayal kırıklığına uğrayacağımı aklımdan silerek, seni gözümde bile büyüttüm. Biliyordum yanıltacağını beni. - Aç kapını lütfen çünkü, ben geldim.
Çok üşüdüm, çok soğuk yerden geldim. Bana bana biraz gülümser misin?
Kimseye sormadım yolu kendim buldum geldim, simsiyahların içinden sana karbeyaz geldim. Beni biraz sever misin?
Üstüm biraz tozlu, yolda çok düştüm geldim.
Ellerim çizik üzgünüm, dikenliklerden geldim.
Kalbim paramparça ama sana topladım geldim.
Bir bilsen neler yazdım, hepsini yaktım geldim.
Annemi bıraktım sana, kimsesiz geldim. Çocukluğumun söküklerini dikebilir misin?
İzin ver de oturayım lütfen, bacaklarımı çok yordum geldim.
Kusura bakma üstüm ıslak, büyük yağmurlardan geldim. Anlatsam her şeyi, dinler misin?
Yanıma para almadım, beş kuruşsuz geldim.
Yolda biraz acıktım ama sana, dayandım geldim. Hiç yokken hep olmak nedir, bilir misin?
Kendime devdim devdim devrildim geldim.
Kardım, buzdum eridim, erittim geldim.
Aşkı sırtıma aldım, taşıdım, evladım dedim.
Açtım, soldum, sarardım geldim.
Yandım, söndüm, kül oldum geldim. Ellerinle ellerime su dökebilir misin?
Yüzüme vurdu rüzgar yağmuru, daha çok dedim.
Yağmur çarptı kendini bana, "bu yetmez" dedim. Kırılmış kanatlarıma bir kez dokunabilir misin?
Taştım, dağdım, kum oldum geldim.
Camdım, kayaydım, tuz buz oldum geldim. Beni Tanrı'ya tekrar inandırabilir misin?
Bin kere öldüysem, bin kere dirildim geldim.
Canımdan can, kan verdim ama adını yaşattım geldim. Yedi kat yerin dibinden beni duyabilir misin?
Kimse inanmadı sana, bir ben taptım geldim.
Dönecek yerim kalmadı, her şeyi mahvettim geldim. Şimdi beni biraz sever misin? Ben geldim!
Bu kadar iyi anlatamazdı hiçbir şarkı.
Geldiğimde gider mi acaba diye düşünmek bitirir insanı. Düşünüyorum, çünkü; A l ı ş m a l ı y ı z. - Herkes gidecek. - Bu şehre adım atınca böyle oluyor işte, bütün griliğini üzerine döküyor acımadan. Elinde değil ki güzel şeyler düşünebilmek. Kaldırımlara bakıyorsun, '' tıpkı benim gibi eksik '' diyorsun. Burda da bitiyor film, içime dokunuyorsun. * Ha bu arada Eskişehir'de çok güzeldi. Belki de o kadar güzel değildi ama bize gitmek iyi geliyor işte. İnsanlardan ziyade, bulunduğun yerden gitmek iyi geliyor.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |