Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Nisan 2012, 09:39   #3
Çevrimiçi
Kalemzede
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İlk kadın filozof: İskenderiyeli HYPATİA!





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Matematikçi Theon'un kızıydı ve babasıyla birlikte matematik çalıştı. daha sonra genç Plutarch ile çalışmalarına devam etti. İskenderiyede, Neoplatonist Felsefe Okulu'nun başı oldu ve matematik, gökbilimi konularında yazılar yazdı. güneşi, ay ve yıldızları gözlemleyen, ölçümler yapan astrolobun mucidi olarak da bilinir. Tarihte kadın olarak saygı duyulacak, izler birakmış biridir. Hiristiyanlar tarafindan kadın olduğu ve dine olan inançları hiristiyan başpiskoposunun inançlarına benzer olmadığı için (pagan) ders verilmesine de karşı çıkıldı. 415 yılında hıristiyanlar tarafindan öldürüldü. Hypatia, İsa'dan sonra 400'lü yıllarda İskenderiye'de yaşamış, geometri ve psıkoloji eğitimi almış, ileri matematik dersleri vermiş bir pagandi. 415'te Hıristiyan keşişler tarafindan linç edilerek öldürüldü. Bu olay özellikle Aydınlanma döneminde popülerleştirilerek bir Hypatia efsanesi haline geldi. Sanatla süslenmiş, duygusallık ve ideolojik önyargılarla çarpıtılmış bu efsane günümüze dek varlığını sürdürmüştür. Aydınlanma döneminde Hypatia efsanesi bir sembol olarak kullanılmıştır: Hypatia, "Hıristiyan bağnazlığının masum bir kurbanı; öldürülmesi ise, Yunan tanrılarıyla beraber, sorgulama özgürlüğünün de ortadan kalkışının bir simgesi olarak ele alınmıştır." Kiliseye muhalefetiyle tanınan Aydınlanmanın ünlü düşünürü Voltaire, Hypatia'yi 'kilise ve vahiyle gelen dine olan başkaldırısını' dile getirmek için kullanmıştır. Hypatia figürü kilise yandaşları tarafindan da sıkça kullanılmıştır. Tabiî ki bu eserlerde Hypatia "Hıristiyanlığa karşı korkunç bir kin besleyen", hoşgörüden uzak, kocasını genç erkeklerle aldatan, ahlâksız kadın imgesiyle sunulur. Her iki imgelemede de gerçekle kurgu birbirine karışmıştır. Daha sonraki eserlerde bu iki imge sentezlenmeye çalışılmıştır. 1827'de İtalyan bir şair Hypatia efsanesini kurgusal bir yaşam öyküsüne dönüştürür. Burada Hypatia'nin yaşamına ait ögeler İskenderiyeli Azize Catherine efsanesiyle iç içe geçer. Çok ironik görünse de Hypatia İsa ile özdeşleşiyor, her ikisi de öldürülüşleriyle sehitlik mertebesine çıkıyorlar. Ne de olsa Hypatia "yiten bir uygarlığın; sanatla doğaüstü, tanrısallıkla maddecilik, ruhla beden arasında kusursuz bir uyum kuran Yunan dünyasının kurtarılması için verilen savaşımın son kurbanıdır." Hypatia figürü edebiyatta yeni bir boyutla da sunulacaktır, Hypatia'nin katledilişi anti-feminist bir harekettir: "Açıktır ki Hypatia'nin gördüğü eziyet büyük ölçüde bu küstahça ve bâtıl kadın düşmanı eğilimden kaynaklanmaktadır (...) önceleri özgür, düsünsel olarak bağımsız ve üretken olan kadınlar baskıyla susturulmuslardır." İskenderiye Başpapazı St. Cyril (MS 315-386), hıristiyanlığın temel inanışlarını anlatırken, ve örneğin dünyanin dört çevresi itibariyle duvarlarla çevrili bulunduğunu ve düz olduğunu, ya da Meryem ana'nın bakire olarak İsa'ya hamile kaldığını ve bunun bir tanrı mu'cizesi olduğunu, ya da müspet ilme aykırı buna benzer şeyleri dinsel gerçekler diye açıklarken, o dönemin çok ünlü bir matematikçisi olan Hypathia (MS 370-415), eski Yunanın akılcı bilimlerini öğretmekle meşguldu. Kuşkusuz ki akılcı verilerin belletilmesine müsamahakar kalmak Kilise bakımından pek tehlikeli bir şeydi. Bilindiği gibi Kilise o tarihlerde artık hiristiyanlık devlet dini haline girdiği için tam manasiyle güçlenmiş sayılırdı. Tehlikeyi sezdiği içindir ki, Hypathia 'nin hakkından gelebilmek icin St.Cyril' e destek oldu. Günlerden bir gün Hypathia yakalatıldı, çırıl çıplak soyularak din adamları tarafindan sokaklarda dolaştırıldı, saçlarından sürüklenerek bir Klise'ye sokuldu ve orada vucudu param parça edilerek etleri kemiklerinden ayıklandı ve kalan kisimlar ateşte yakıldı. Bu vahşet olayı sonucu olaraktır ki eski Yunan'dan gelme akılcı bilimlerin okutulmasına paydos dendi, ve Tanrı sözleri diye bilinen İncil dışında gerçek aranamayacağı ilan edildi; böylece akılcı düşün geleneğine kesin olarak son verildi. Böylece Klise, akılcılığa karşı başlatmış olduğu üç yüz yıllık savaşı tam bir zaferle süslemiş oldu. Batı artık "Karanlık çağ" dönemine girmiş oluyordu; bundan böyle din doğmaları ilm'in ve ahlak'ın kendisi sayılacaktır. Bu dönem bin yıl sürecek ve bu süre boyunca akılcı usullerle ilim yapmak isteyenler cahil diye damgalanacak, dinsiz diye suçlandırılacak, zindanlara atılacaktır. Eski Yunan'dan kalma akılcı bilim verileri yalan sayılacak, unutturulacaktır. Ancak ne var ki "imancılı'ğın", "akılcılığa" galebe çalmasıyle oluşan bu Karanlık Çağ, bin yıllık bir sapmadan sonra, tekrar eski Yunan kaynaklarına kavuşulmakla, ve daha doğrusu "gerçeklerin" din kitaplarında değil faka akıl verilerinde yattiğının anlaşılmasiyle son bulacaktır.

Bilimsel Başarıları
Babası tarafindan çok iyi eğitilen Hypatia, hiç evlenmemis ve "Antik ideale uygun "salt bilim yapan kadın" idealine uygun bir yaşam sürmüştür. Bütün dinlerin temsilcilerine ders vermiş ve saygınlığını hep korumuştur. Kilise tarafindan "inançsız kadın" olarak görüldüğünden, vahşice öldürülmesinden sonra onunla ilgili her kayıt ve belge de özellikle yok edilmeye çalışılmıştır. Öğrencilerinden Kyrene'li Synesios'a yazdığı mektuplar günümüze kadar gelebilmiştir. Cebirin babası sayılan Diophant'in Aritmetica'sına yaptığı 13 ciltlik yorum en önemli yapıtlarındandır. Elips kesitler hakkında 8 ciltlik bir çalışmanın yazarıdır.Buna dayanarak, düzensiz gezegen yörüngelerinin hesabı yapılabilmektedir. Pagan felsefesi Hiristiyanlar için dinsizlik olduğundan Hypatia'nın tüm felsefi görüşlerini içeren yapıtları yok edilmiştir. Özgür düşündüğü için linç edilen bu kadını en güzel anlatan Carl Zitelmann şöyle diyor; "Hypatia, sonradan cadı kovalamaları ile kana susamışlık derecesine varan kadın düşmanlığının ilk kanlı kurbanı olmuştu. Hypatia, adsız yüzbinleri temsil ediyor. Bu yüzden onun adının tarihten silinmemesi gerekir."

Genbilim

__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet