Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Nisan 2012, 05:16   #2
Çevrimdışı
InTheDarK
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Müslümanların Allah'ı




MEZHEPLERİN DOĞUŞU

Emeviler‟in kurduğu ve başkenti Şam olan büyük imparatorluk 661 yılından 750 yılına kadar 14 Emevi Halifesi tarafından idare edildi. Daha sonra Halifelik, Emevi Devletini yıkan ve Hz. Muhammed‟in amcası Abbas‟ın sülalesinden gelen ailenin kurduğu Abbasî İmparatorluğu‟na geçti. Başkent ola-rak Bağdat seçildi. Emeviler ve Abbasiler zamanında imparatorluğun genişlemesi; zenginlik, lüks, bilimsel çalışmalar ve yeni buluşlarla birlikte birçok yeni sorunu da beraberinde getirdi. Devlet başkanları ve bürokratların lüks yaşantıları ilk dört halifenin (Hulefâ-i Râşidin) örnek yaşamlarına ters düşüyor ve bilginler arasında huzursuzluk yaratıyordu. Elde edilen ganimetlerin ne şekilde kullanılması gerektiği tartışma konusuydu. İmparatorluk içindeki Yahudi ve Hıristiyanların inanç ve ibadet özgürlükleri sağlanmıştı; ama kanunî hakları üzerinde itirazlar vardı. Müslümanlığı tam anlamamış olanların ve yeni kabul edenlerin Kuran‟ı ve Hadisleri yanlış yorumlamaları nedeniyle or-talıkta dilden dile dolaşan binlerce sahih olmayan/sahte hadis oluşmuştu. Peygamber‟in sünnetleri her bölgedeki farklı uygulamalarla değiştiriliyordu.
Politik bölünme yüzünden ortaya çıkmış olan ayrımcı gruplar, İslâm‟ın temelini oluşturan kolonları tehlikeye sokacak yorumlar yapmaktaydılar. Düşüncelerini, ruhsal tecrübelerini dile getiren ve Kuran‟ı nasıl anladıklarını açıklayan bilgili-bil-gisiz pek çok kişi tarafından da özellikle kader ve ibadet konularında dile getirilen farklı görüşler gitgide çoğalıyordu; sonuçta, gerçek ve hurafe birbirine karışıyor; yorum üzerinekurulmuş yorumlara dayanılarak ayet ve hadis tefsirleri yapılıyordu. Bu konularda devlet, öncelikle yeni bir şeriat yasası oluşturmak zorunda kalmıştı ve bu yasa biraz gecikmeyle olsa da yapıldı. Kelâm ve Fıkıh/hukuk ilimleri üzerine yoğun çalışmalar başlatıldı. Bu araştırma ve çalışmalar sonucunda çok sayıda bilgin yetişti. Ama Kuran‟ın ilme ve âlimlere verdiği büyük değer o kadar benimsenmişti ki âdeta her alimin arkasında birer mezhep ve tarikat kümeleşmesi oluşmaya başladı. Devrinin en büyük bilginlerinden olan Ebu Hanife Nu‟man bin Sâbit (699-767), İmam-ı Azam (En Büyük İmam) lakabıyla anılmaya başlandı ve Hanefî Mezhebi‟nin kurucusu oldu. İmam-ı Malik Ebu Abdullah‟ın (713-795) hükümleri, Hicaz âlimlerinin yolu olarak adlandırıldı ve daha sonra Malikî Mezhebi‟ne dönüştü. İmam-ı ġafiî Muhammed bin İdris bin Abbas‟ın (767-820) içtihatları da ġafiî Mezhebi‟ni doğurdu. İmam-ı Ahmed bin Hanbel‟in (780-855) eserleri ve Mutezile ile olan tartışmaları Hanbelî denen bir grubun oluşmasını sağladı ve daha sonra Hanbelî Mezhebi‟ni ortaya çıkardı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver