Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Sonunda herkes odasına döner.
Odaya dönmekte zorunluluk vardır, odaya çekilmekte istek ve irade.Odaya çekilmek keyiflidir, odaya dönmek can sıkıcı.
Fakat odadan kurtulamaz insan belki de odadan hiç çıkamaz. Dünya kadar eskidir oda. Dünya odadır. Dünyadan çıkamaz kimse. Oda kapalıdır çünkü insan yalnız ve kapalıdır. Oda kapanmıştır çünkü insan dışarı çıkmak ister. Oda mezardan otel odasına, oda yatak odasından çalışma ofisine, oda ağaç kovuğundan saray dairesine kadar geniş ve çoktur. Tek olan insan ve onun yazgısıdır. İnsan odasız yaşayamaz. Oda, yaşama tutunmanın bir yoludur. Yollar bir oda için kat edilir.
Oda yalnızlıktan çatılmıştır. Yalnızlıktan çıkmak içindir. Tek başına bir hastane odasında yatan insan, tekrar hayata dönmek adına oradadır. Odada yalnızdır. Hastalık paylaşılamaz. O oda, onun kilididir ve bir kez anahtarın sesini duyan ebediyen kurtulmak duygusundan kendisini kurtaramaz. Uyku için odasına çekilen adamla ağlamak için odasına kapanan kadın bir değildir. Birisinde oda örtüdür diğerinde oda duvar, oda mezar. Odaya giden odadan çıkmak için gider. Oda iki yönlü ve terstir. Oda kapalıdır.
Odana dön! denir çocuğa, bu cezadır. Odandan çık! denir çocuğa bu bir tehdittir. Odana git! der amir memuruna bu bir azardır, odama gel! der amir memuruna bu bir hesap sormadır. Odamıza geçelim, der kadın bu bir davettir, benim odama geçelim der işadamı misafirine bu özel ve değer verici bir girişimdir. Oda kapısı kapansın, oda boşalsın, odayı boşalttım, odamız yok, bizde oda çok, bu oda bana dar der durur insanlar. Hayat odadan odaya odalı veya odasızdır. Oda geniş, oda dardır.
Odamı elimden aldılar der diğeri, beni bir odaya kapattılar der öteki. W. Wollf her ne kadar yazsa da 'kendine ait bir oda' ne demek ve Kafka 'bir sabah uyandığında kendisini bir böceğe dönüşmüş olarak bulsa da odasında' ve türkü odalara sığamaz olmaktan söz açsa da mavi sakalın oda merakı bitmeyecektir. Oda yazgıdır ve odaya giriş kadar çıkış da yoktur. Oda mucize imgesidir.
Bunca oda niye var? Soru budur. Alttaki odalar üstteki odalardan daha ucuz, büyük odalar küçük odalardan daha cazip, ön odalardan arka odalar daha çağrışımlı. Loğusa odasıyla ölü odasını, misafir odasıyla bekleme odasını, gelin odasıyla gaz odasını, otel odasıyla tecrit odasını, yan odayla boş odayı, oda müziğiyle müzeleri de bulan aynı insan değil mi üstelik? İnsanın evrimi odaya doğrudur. Ve odada kendisi olacağına inanır. Hiçbir vahiy, hiçbir kutsal odasız değildir. İlkel bile olsa böyledir ilkin. Oda ötedir.
Odalarda sessiz konuşulur. Odalarda bilindik birileri vardır. Kulaktır oda. Duvar duvar gözdür. Serttir oda. Sığınaktır. Çıkıp gitmek içindir dönüp varmak... Bir odayı hazırlamanın sevinci de vardır bir odadan ayrılmanın üzüntüsü de. Hayat odalara dolar. Masal odaya akar. Deniz sığar odaya. Hayal sığar. Fısıltı sığar. Hiç kimselerin duymadıkları, görmedikleri odalardadır.
Oda insana özgüdür ve onun dışında hiçbir varlığın odası yoktur. Bu yüzden akıldır oda duygu değil. Yer yer içgüdüye yakın olduğu söylenilebilir ancak aklın yonttuğu bir yapı olarak duygu olmak ister. Meşruiyetini duygunun boyasına bürünerek sağlamak ister. Meşru değildir oda çünkü ölümsüz değildir. Ki karşıtı olan şeyler ölüme daha yakındır. Aşk karşıtı olamayan yegane şeydir söz gelimi. İyiliğin karşıtı vardır, savaşın karşıtı vardır ancak aşkın karşıtı yoktur. Sanat da öyle sanatın karşıtı yoktur. Şiirin karşıtı yoktur. İnsanın karşıtı yoktur. Ama odanın karşıtı vardır. Oda karşıtlıklar içerisinde insanı en kapsayandır. Müze odadan gelir. Odadan doğar. Mağara odadır. Oda mahremdir ancak kutsal değildir. Kutsallık odada barınmaz. Şüphenin yuvasıdır oda. Güneş ışığının tam girmediği hiçbir yer emin değildir. Çadır oda değildir. Çadır ilkel de değildir. Çadır doğaya saygının bir ürünüdür. Oda, doğayla savaşmaktan doğar. Açığa çıkan savaşmaktan vazgeçer, açıklık liriktir. Odaya dönen savaş kararını güçlendirir. Oda lirik değildir. Oda karanlıktır. Oda, odadır.
Ufuk Bozkır