Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Kült Filmler
Requiem For A Dream ( Bir Rüya İçin Ağıt ) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Özgün ad Requiem for a dream Yönetmen Darren Aronofsky Yapımcı Eric Watson
Palmer West Senaryo yazarı Roman:
Hubert Selby, Jr. Uyarlama:
Hubert Selby, Jr.
Darren Aronofsky Oyuncular Ellen Burstyn, Jared Leto, Jennifer Connelly, Marlon Wayans Görüntü yönetmeni Matthew Libatique Kurgu Jay Rabinowitz Film müzikleri Clint Mansell Yapım yılı, ülkesi 2000, ABD Süre 102 dakika Dil İngilizce Cins Sinema filmi Tür Dram, suç Film madde bağımlısı 4 karakteri anlatmaktadır. Her şey istedikleri gibi başlar. Geçimlerini uyuşturucu satarak kazanmaya karar veren Harry ve Tyrone için her şey gayet güzel başlamıştır. Hayli para kazanırlar. Aynı zamanda Sara Goldfarb hayallerini süsleyen televizyona çıkma fırsatını yakalamıştır. Sürekli rüyasında televizyonda kırmızı elbisesi ile seyircileri selamladığını görür. Kırmızı elbisesini bulur. Fakat kendisine küçük gelmektedir. Bu elbisenin kendisine gelebilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır. İşte her şey o zaman başlar. Diyet yapmaya başlayan Sara, komşusunun tavsiyesi üzerine doktora gider. Doktor ona kullanması için haplar verir. Bu haplar Sara'nın yerinde duramamasını, sürekli iş görmesini sağlamaktadır. İşleri iyi giden Harry annesine yeni bir televizyon alır. Götürdüğünde annesinin durumunu gören Harry çok üzülür, ve hapları birdaha kullanmaması gerektiğini söyler.Fakat sera bu hapları almaya devam eder bir süre sonra haplara vucüdu alışır.Bağımlılık oluşturan haplar Seranın hayaller görmesine zamanla hiç yemek yememeye başlamasına sebep olur.Hayat, harry,tryone ve marion içinde hayli zorlaşmıştır.Bu bağımlı durum hayatlarını alt üst eder... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
.................................................. .................................................. ........ Fight Club ( Dövüş Kulübü ) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Özgün ad Fight Club Yönetmen David Fincher Yapımcı Arnon Milchan Senaryo yazarı Chuck Palahniuk (roman), Jim Uhls (senaryo) Oyuncular Edward Norton, Brad Pitt, Helena Bonham Carter, Meat Loaf, Jared Leto Yapım yılı, ülkesi 1999, ABD Süre 139 dakika Dil İngilizce Bütçe 63 milyon dolar Dövüş Kulübü, (orijinal adı Fight Club), Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimli roman üzerinden çekilen kült filmdir.
1999 yapımı olan film, David Fincher tarafından yönetilmiştir ve başrollerde Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter rol almıştır. Müziklerini Dust Biraderler (Dust Brothers) yapmıştır.
2000 yılında film, en iyi ses efektleri dalında akademi ödüllerine (oskarlara) aday oldu ve 2001 yılının kasım ayında en iyi film müziği dalında Brit ödülünü almıştır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Filmin baş kişisi, sıradan hayatının girdaplarında bunalımlar geçiren bir sigorta müfettişi olan Jack, Kanserli olmadığı halde, uykusuzluğunu yenmek ve hayatına anlam katmak adına, kanserlilere moral destek sağlayan terapi gruplarına katılır. Orada, Marla Singer adlı bir kızla garip bir yakınlık kurar.
Bir iş gezisi dönüşü ise, Tyler Durden adlı egzantrik karakterle tanışır. Durden, Jack'in olmak isteyip de olamadığı adam gibidir. Tyler'ın girişimleriyle bir yeraltı faaliyeti olarak başlayan dövüş kulübü, Jack'e hayatında yepyeni kapılar açacaktır... Ve tabii, bu kapılardan ister istemez Marla geçecektir... Fakat... Tyler Durden gerçekte kimdir?
.................................................. .................................................. ...... Lost Highway ( Kayıp Otoban ) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Özgün ad Lost Highway Yönetmen David Lynch Yapımcı Mary Sweeney Senaryo yazarı David Lynch
Barry Gifford Oyuncular Bill Pullman, Patricia Arquette, Balthazar Getty, Robert Loggia, Robert Blake, Michael Massee Görüntü yönetmeni Peter Deming Kurgu Mary Sweeney
Film müzikleri Angelo Badalamenti Yapım yılı, ülkesi 1997, ABD Süre 135. dk Dil İngilizce Cins Sinema filmi Tür Dram / Macera / Cinayet Karanlık dehlizler, derin uçurumlar, hiçbir yere varmayan yollar ve zihinsel kısır döngüler boyunca belirsiz ve klostrofobik mekanlarda kimliklerini arayan, özgül benlikleri üzerindeki kontrollerini yitirmiş iki erkeğin, birbirlerinden ayrı ve aynı zamanda birbirleriyle kesişen şizofrenik dünyalarını ele alan “Kayıp Otoban”ın ( Lost Highway ), film-noir ( kara film ) türünün son dönemdeki başarılı örneklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.
“Mavi Kadife”, “İkiz Tepeler” ve “Vahşi Duygular” gibi çarpıcı filmlerinden tanıdığımız David Lynch, bu filmde, bir yandan benliğin, uzam ve zaman kavramları üzerinden şekillenen ontolojik sınırlarının muğlaklığını açılımlamaya çalışırken, diğer yandan da bilinmeyenin bilinilir olması çabasını boşa çıkararak, bir anlamda, insan anlayışının, epistemolojik anlamda bilinemeyenliğini koruyan, fenomen karşısında uğradığı yenilgiyi gözler önüne seriyor. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir açıdan şizofrenik bir katilin, sahip olduğu farklı kişiliklerin öyküleri, diğer bir açıdan da yazgısal bir belirsiz kimliği paylaşan iki farklı insanın içinde kayboldukları karabasan yaşantıları olarak ele alınabilecek ikili bir hikayeye sahip olan “Kayıp Otoban”, Los Angeles’da yaşayan ve bir gece kulübünde caz saksafon çalan Fred Madison adlı bir adamın başından geçen garip olaylarla başlıyor.
Karısı Renee’nin kendisini aldattığı paranoyasıyla yaşayan Madison, evinin dışarıdan kamerayla çekilmiş görüntülerinin yer aldığı bir kaset alır. Ardından bu sefer evin içininin çekildiği bir kaset daha alan Madison, daha sonra karısıyla yatak odasındaki görüntülerinin yer aldığı üçünücü bir kaset daha alır. Bu sırada karısının, daha önce hiç tanımadığı bir arkadaşının partisine katılan Madison, burada kendisini tanıdığını ve şu anda evinde olduğunu söyleyen garip bir adamla tanışır.
Telefonla evini arayan Madison, karşısında, şu anda fiziksel olarak karşısında bulunan adamın sesini duyunca şaşkına döner. Ertesi gün karısının evde ölü olarak bulunması üzerine zanlı durumuna düşen Madison, aleyhine olan deliller üzerine, karısını öldüren kıskanç koca suçlamasıyla hapse atılır. Karısının öldürülmesine dair hiçbir şey hatırlamayan Madison, gelişen olaylar karşısında ne yapacağını bilemez. İşte tam bu sırada dört duvar arasında tıkılıp kalan Madison, bir anda ortadan kaybolur ve yerine Pete Dayton adlı genç bir adam geçer. Dayton, arabasının bakımını sadece kendisine yaptıran bir gangsterin Alice adlı sevgilisine aşık olan bir genç bir oto tamircisidir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İşin ilginç tarafı, Alice, Renee’ye inanılmaz bir şekilde benzemektedir. Alice ile birlikte gangsterlerin elinden kaçmaya çalışan Dayton, sevgilisinin, kirli geçmişinden kurtulması için, Alice’i ****** olmaya iten adamı öldürmeye karar verir. Bu adam da, bir önceki hikayede Renee’nin yakın arkadaşıdır.
Fred ile Peter’ın, her ne kadar aynı kişinin alt egosu olarak görülmeleri mümkünse de, David Lynch, bu tarz bir Freudyen açıklamaya izin vermemektedir. Fred orta yaşlı bir zengin bir erkekken, Peter, mavi yakalı işçilerin yaşadığı bir kasabada sıradan bir oto tamircisidir. Peter başka bir adamın kadınını çalarken, Fred, karısını bir başka erkeğe kaptırmıştır. Bu iki adamın, benzer bir şekilde, hafıza kaybına uğruyarak kimliklerini yitirmiş olması ise Freudyen bir alt ego açıklamasını kuvvetlendirmektedir. Fakat yine de her iki insan da, gerek zaman gerekse de uzam açısından birbirleriyle bağlantılı olmayan, ama paralel gelişen iki dünyanın kurbanlarıdır. Her ikisi de benzer ilişkilere sahip olsa da bu ilişkileri yaşayış biçimleri çok farklıdır.
Filmde kesin bir açıklama olasılığına izin vermeyerek olayların ve karakterlerin birbirleriyle olan ilişkisini muğlak bırakan David Lynch, ortaya pek çok olası açıklama sunsa da, bunların hiçbirinin bir diğerine üstün gelmesine fırsat vermiyor. İnsan rasyonelitesine aykırı düşen bir dizi olayın yaşandığı filmde, anlaşılmazlığın, bu rasyonalitenin sınırlarından kaynaklandığını vurgulayan David Lynch, Fred ile Peter arasında yaşananan ve uzam-zaman kategorilerini hiçe sayan transformasyonun, açıklanamaz olmadığını, her şeye rağmen bir mantığa sahip olduğunu ima ediyor. Bu anlamda, tek bir benliğin sahip olduğu farklı kişilikler tanımlaması yerine, benliklerinin başka bir benlik tarafından işgal edilmesine engel olamayan bireyler tanımlaması da Fred ile Peter arasındaki ilişkiyi anlamamıza alternatif bir yaklaşım getirebiliyor. Tepkiler Film, bazı sinema severler tarafından bir başyapıt olarak görülse de bazıları hiçbir şey anlatmadığı görüşündedir. Film ünlü Amerikan eleştirmenler Siskel ve Ebert tarafından rezalet olarak görülmüş, Lynch ise bu görüşleri filme gitmek için iki neden olarak göstermiştir. Filmin Smashing Pumpkins, Nine Inch Nails, Marilyn Manson ve Rammstein gibi rock / metal sanatçılardan oluşan soundtrack'i ilgi görmüştür. Slovenyalı düşünür Slavoj Zizek tarafından "Gülünç Yücenin Sanatı: David Lynch'in Kayıp Otoban'ı Üzerine" adlı bir kitap yazılmıştır. Film 2003'te opera olarak da sergilenmiştir.
.................................................. .................................................. .................. Memento ( Akıl Defteri ) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yönetmen Christopher Nolan Yapımcı Jennifer Todd
Suzanne Todd Senaryo yazarı Jonathan Nolan Screenplay: Christopher Nolan Oyuncular Guy Pearce, Carrie-Anne Moss, Joe Pantoliano Görüntüler Wally Pfister Kurgu Dody Dorn Film müzikleri David Julyan Yapım yılı, ülkesi 2000, ABD Süre 113 dk. Dil İngilizce Cins Sinema filmi Tür Gerilim-Dram Leonard Shelby (Guy Pearce), pahalı takım elbiseler giyer; son model bir Jaguar kullanır; ucuz, tanınmamış motellerde konaklar ve ödemelerini hep nakit parayla gerçekleştirir. Başarılı bir işadamı görüntüsündedir... Ancak Leonard'ın tek işi intikam almaktır; karısının ırzına geçip öldüren adamın peşindedir.
Şüpheleri polis tarafından dikkate alınmayan Leonard'ın yaşamındaki tek mücadelesi, adalet arayışı üzerine kurulmuştur. Katili belirlemekte ise büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Leonard'ın nadir görülen, tedavisi olmayan bir hafıza kaybı hastalığı vardır. “ Kaza ” öncesi olayları tüm ayrıntılarına kadar hatırlayabilen Leonard, onbeş dakika önce ne olduğunu, ne yaptığını, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilememektedir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Eski bir sigorta müfettişi olan Leonard bu probleminin farkındadır. Üstelik, bununla başa çıkacak disiplin ve motivasyona da sahiptir; sevgili karısının son dakikalarının zalim anısı. Kaybettiğinin gölgesinde kalarak, yaşamını kart indeksleri, fotoğraflar, dosyalar, tablolar, dövmeler ve geçmişi hatırlamasını sağlayacak, tutku haline gelmiş alışkanlıklarla yeniden biçimlendirmiştir.
Bunlar kendisine zaman ve yere ait yardımcı deliller sunarken, onu misyonuna da yaklaştırmaktadır. Karakterlerini veya dürüstlüklerini iyi kestiremediği halde , hastalığı sebebiyle Leonard başka insanlara güvenmek zorundadır. |