Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Ocak 2012, 14:59   #9
Çevrimdışı
KarakıZ
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Termitlerin Gizli Dünyası




Kör Mühendis ve Mimarlar
Termitlerin yaptıkları işin öneminin daha iyi anlaşılabilmesi için bir insanın inşaat yapması -daha doğrusu inşaat yapmayı öğrenebilmesi için- ne gibi aşamalardan geçmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mimari açıdan uzmanlaşabilmek için uzun yıllar sürecek bir eğitime ihtiyaç vardır. Bir mimar, öğrendiği teorik bilgileri pratiğe dökerken her çalışma ile ilgili birçok proje yapmak zorundadır. Bu projelerin üzerinde günlerce düşünüp matematiksel ince hesaplarla, milimetrik çizimlerle, mukavemet hesaplamalarıyla uğraşarak bir tasarım yapar. Tüm bunların yanında, inşaat aşamasına geçildiğinde başka mimarlar, inşaat mühendisleri, makine mühendisleri, işçiler, ustalar ve yine inşaat konusunda uzman başka kişiler de seferber olurlar. Bu işlerle uğraşan kişilerin hepsi belli bir eğitim almış, işinin uzmanı kişilerdir. Termitler ise mimari eğitim almış olması mümkün olmayan küçücük böceklerdir. İnsanlardan daha ustaca inşaatlar yapabilmeleri son derece mucizevi bir olaydır.
Termitlerle insanların mimari yeteneklerinin daha iyi karşılaştırılabilmesi için dikkat çekilmesi gereken çok önemli bir nokta daha vardır.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Hiç kimse çıkıp da kör mimarların, kör mühendislerin yandaki tünelin (Manş tüneli) projesini çizdiğini, sonra bunu uygulamaya geçirdiğini iddia etmez. Ancak evrimcilerin iddiası tam olarak budur. Kör termitlerin tesadüfler eseri tüm bu özellikleri kazandıklarını iddia ederler. Akıl sahibi bir varlık olan insanın yapamayacağı bir şeyi kör böceklerin yaptığını iddia etmek akıl ve mantık sınırlarını tamamen terk etmek demektir.
Kör bir mimarın bir inşaat yapması mümkün müdür? Kör bir mimarın kendisinin 300 katı büyüklüğünde bir proje çizdiği, daha sonra bu projenin yapımını kör bir ustabaşına devrettiği, ustabaşının da bu inşaatı kör işçilere yaptırdığı görülmüş müdür? Tabii ki böyle bir şey görülmemiştir, böyle bir şeyi duymak da imkansızdır. Doğuştan kör insanların karmaşık matematiksel işlemler gerektiren, yapımı detaylı teknik bilgilere dayanan gökdelenleri yapabileceğini kimse iddia etmez. En basit bir inşaatta bile; binanın basıncı, mukavemeti, temelinin yapısı, havalandırma sistemleri, güvenlik çıkışları gibi düşünülmesi gereken onlarca detay vardır. Bu detayları yapacak kişiler de ancak görebilen ve işinin uzmanı olan kişilerdir.
Termitlerle insanların yaptığı inşaat işlerinin karşılaştırılmasını tamamlayabilmek için yine olasılıklarla hareket edelim ve şöyle bir varsayımı kabul edelim. Kör işçilerden, kör mimarlardan ve kör mühendislerden oluşan bir ekip inşaatı bitirmiş olsunlar. Böyle bir durumda akla gelebilecek ihtimaller neler olurdu? Herhangi biri çıkıp da bu inşaatın tesadüfen gerçekleştiğini mi iddia ederdi? Yoksa inşaatta görev alan kör kişilerin özel bir eğitimden geçtiğini, belli bir tecrübelerinin olduğunu, onları kontrol eden ve yöneten birilerinin olduğunu mu düşünürdü? Öncelikle kör insanlar böyle bir inşaatı yapamazlar; oldu ki yaptılar o zaman bu kişileri eğiten, yapacakları işin her aşamasında onlara yol gösteren, her adımlarını denetleyen birileri var demektir. Görme yeteneği olmayan insanların böyle bir kontrol olmadan bir binayı inşaat ettiklerini iddia etmek, tamamen mantık sınırlarının dışına çıkmak demektir.
Bu durumda termit yuvalarının tesadüfen ortaya çıktığını iddia etmek de aynı şekilde akıldan bile geçmemesi gereken bir düşüncedir.

Termit Gökdelenleri
Termitler 7 metre yükseklikte gökdelenler yapar. Termitlerin boyutu ile yaptıkları yuvaların yüksekliği karşılaştırıldığında "gökdelen" tanımlamasının hiç de abartılı olmadığı görülecektir.
Termitlerle insanların yaptıkları yapılar karşılaştırıldığında ortaya inanılması güç rakamlar çıkar. Termitlerin yapmış olduğu "gökdelen-yuvaları" daha iyi değerlendirebilmek için Amerika'da bulunan Empire State binası iyi bir kıyas imkanı oluşturur.
1930 yılında yapımına başlanan ve tamamlanması yaklaşık 14 ay süren bu bina, Dünya Ticaret Merkezi'nin 1972 yılında yapımına kadar dünyanın en yüksek binası olmuştur. Konularında uzman 4 büyük firma tarafından inşa edilen bu binanın uzunluğu 443 metredir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Termitlerin insanlarla aynı boyda olduklarını varsaysak, bu durumda yaptıkları yuvalar insanların inşa ettiği binalarla kıyaslandığında, termitlerin yuvalarının (soldaki resim), sağdaki resimde görülen Empire State binasının şu anki yüksekliğinin 2 katı kadar yüksek olabildiği görülürdü.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Yaklaşık 8.000 metrekarelik bir alana kurulan bu binanın yapılmasına başlanmadan önce 16 farklı proje ortaya atıldı. Temel atılmak için 10.5 m. derinliğe inildiğinde 28.500 kamyon dolusu toprak taşımak zorunda kalındı. İnşaat bittiğinde ise toplam 10 milyon tuğla, 112.000 metre su borusu, 5.181.000 metre telefon kablosu kullanılmıştı. Bunlar bir gökdelenin üretilmesi için gerekli olan malzemelerdir.38 Şimdi termitlerin yuvalarına geri dönelim.
1-2 cm. ebatlarında olan termitler, bu küçük cüsselerine rağmen 7 metre yüksekliğinde devasa yuvalar yapar. Termitlerin insanlarla aynı boyda olduklarını varsayalım. Bu durumda yaptıkları yuvalar insanların yaptığı binalarla karşılaştırılırsa bu yuvaların Empire State binasının şu anki yüksekliğinin 2 katı kadar yüksek olduğu görülür. Termitlerin yaptıkları işin muazzamlığı ortadadır. Yuva yapımındaki detaylar incelendikçe termit yuvalarındaki mükemmellik daha net ortaya çıkmaktadır.

Termitlerin Yuva Yapım Aşamaları
Termitler yuvalarını yaparken yıllarca yeraltında yaşar ve sayıca belli bir seviyeye ulaştıktan sonra yuvalarını yüzeye doğru genişletmeye başlarlar. Termitlerin yuvalarını nasıl yaptıklarını incelerken göz önünde bulundurulması gereken bazı önemli noktalar vardır. Termit kolonilerinde genellikle 1-2 milyon termit birarada yaşar, nefes alır ve birlikte hareket ederler. Bu sırada ortaya çıkan oksijen ihtiyacı oldukça fazladır. Bu canlıların hiç havalandırma olmadan, yuvadaki nem sabitlenmeden yaşamaları mümkün değildir. Dolayısıyla inşaat devam ederken termitlerin bu ihtiyaçlarının da gözönünde bulundurulması ve buna göre bir düzen oluşturulması gerekmektedir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Termit tepecikleri toprağın üzerinde görünmeye başladıklarında bir veya iki küçük tepecik şeklinde ve 30 cm. kadar bir yüksekliktedirler. Termitler kısa bir süre sonra bu küçük konilerin yanında yenilerini inşa etmeye başlarlar. Bu arada ilk yapılan tepeciklerin de yüksekliği ve genişliği artmaktadır. Her bir anda tepeciklerin sayısını ve zemin genişliklerini artırmaya devam ederler. Bu tepeciklerin en yüksek ve geniş olanını her zaman orta kısma inşa ederler ve aralardaki boşlukları doldurmak suretiyle ayrı ayrı başladıkları bu tepecikleri tek bir kubbeye tamamlarlar.
Nitekim termit yuvalarının yapım aşamaları incelendiğinde son derece şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşılır. Hiç penceresi, hava alacak bir deliği olmayan bu taş binaların içinde termitler rahatlıkla yaşamlarını sürdürür. Bunun nedenini, yuvanın yapım aşamaları ile birlikte inceleyelim.
Özellikle sağanak yağmurların hemen arkasından toprağın yumuşayıp işlenmeye uygun olduğu dönemlerde, arazide, belirli zaman aralıklarıyla termit tepecikleri birbiri ardınca yükselmeye başlar. İlk başta hafif bir tümsek şeklinde oluşmaya başlayan yuvanın 5-6 metre boyuna erişmesi aylarca hatta yıllarca sürebilir.
Yuvadaki genişleme rastgele taşınan toprak yığınlarının biriktirilmesiyle başlar. Bu toprak yığınları daha sonra yuvayı ayakta tutan merkez sütunlar olacaktır. Yığın belli bir yüksekliğe eriştiğinde inşaat durdurulur. Bu yığınlar birbirlerine yeterli yakınlıkta sütunlar haline getirildiğinde, tepeden daire şeklinde bir kemerle birleştirilir.
Yuvanın yapımı sırasında, tepecik büyürken kanallardan yükselen konveksiyon hava akımları, görünmez bir inşaat iskelesi görevini görür ve işçiler bu akıntıların çevresinde sağlam duvarlar örerler.
Yuva böylece yığın olmaktan kurtulur ve kademe kademe izlenen ince tekniklerle kompleks bir yapı haline gelir. Sonuçta ortaya havalandırma sistemi olan, nem oranı kontrol edilebilen, birbirine bağlantılı tünel ve pasajlardan oluşan mükemmel bir serbest mimari örneği çıkar. Aşamaların her döneminde yuvanın mimarisi mükemmeldir ve en ufak bir hata barındırmaz. Yuvanın inşası devam ederken koloni üyeleri rahatlıkla yaşamlarını sürdürebilirler. Her dönemde havalandırma kusursuz işler, geçitler ve tüneller tam olmaları gereken yerlerde olur. Termitlerin yaşamına zarar verebilecek hatalara hiçbir aşamada rastlanmaz.
Bu tepecikleri çok katı ve sağlam olarak inşa ederler ve bunların birleştirilmesiyle kubbe tamamlandığında bu tepecikler yapı iskelesi görevi görürler. Ortada olanları, tepe kısımları hariç tamamen ortadan kaldırırlar. (Bunlar birleştirildiğinde kubbenin tepesini oluştururlar) İçteki inşaatlar için veya tepenin yüksekliğini daha fazla artırmak için kil kullanılırlar.
Dış kabuk veya kubbe, yuvanın iç kısmını yağmur ve dış tahribattan korumakla kalmaz, yumurtaların çatlaması ve yavruların bakımında çok önemli olan ısı ve nem dengesinin sağlanması ve korunmasında da etkili olur.
Peki nasıl olup da bu kör hayvanlar böyle bir mimari şaheser inşa edilebilmektedirler? Şantiye halindeyken dahi yuvanın teknik düzeni nasıl kusursuzca işlemektedir? İnşaatın her aşamasında nemi nasıl sabit tutmaktadırlar? 1 milyon nüfusa sahip kolonideki kusursuz düzen nasıl sağlanmaktadır? İnşaat faaliyetleri nasıl yönlendirilmekte ve kontrol edilmektedir?
Son derece iyi organize olmuş bu sistemin oluşmasında mutlaka termitleri yönlendiren, hepsine kendi işini yapmasını ilham eden, onlara emir veren bir "irade sahibine" ihtiyaç vardır. Bu irade elbette termitlerin kendilerine ait değildir. Bu iradenin sahibi; herşeyin sahibi olan, herşeye gücü yeten, bütün canlıları yönlendiren, yapmaları gereken şeyleri onlara ilham eden Allah'tır.
Allah'ın bu küçük canlılarda tecelli eden aklını gören her insan, bir kere daha düşünmelidir. Hayatının asıl amacını bir kere daha hatırlamalı ve hayatını her şeyin sahibi olan Rabbimizin istediği şekilde yönlendirmek için çaba harcamalıdır.
Kuran ayetlerinde, müminlerin Allah'ın yarattığı canlılar üzerinde düşündüklerinden ve bunlardan öğüt aldıklarından bahsedilir. Bu kitapta amaçlanan da Allah'ın yaratmış olduğu milyonlarca canlı türünden bir tanesindeki mucizevi özellikleri ortaya koyarak Allah'tan başka güç sahibinin olmadığını bir kere daha hatırlatmak ve Allah'a yönelip dönmek için bir çağrıda daha bulunmaktır. Allah ayetlerinde şöyle buyurmaktadır:
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Allah herşeye güç yetirendir. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

"Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru."
(Al-i İmran Suresi, 189-191)

__________________
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver