Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Engelli insanlar için eşit fırsatlar
Konu 1: Engelliliğe yönelik haklara dayalı bir yaklaşımı tanıtmak
Engelliliğin gizli veya hayırseverlik konusu olmadığı artık geniş çapta - hem ulusal seviyede hem de AB ve uluslararası seviyede - olmadığı, tersine bir insan hakları meselesi olduğu kabul edilmiştir: engellilerin topluma dâhil edilmesi, bir haktır.
Avrupa seviyesinde, engelliliğe karşı haklara dayalı bir yaklaşım, 10 yılı aşkın bir süre önce tanıtılmıştır. Engellilikle ilgili ayrımcılığa karşı maddesini dâhil ederek Avrupa Topluluğunu oluşturan Sözleşmede değişiklik talepleri, 1993'te dâhili piyasa daha başlamadan yapılmıştı. Gene de, ancak Haziran 1997'de "13. Madde" Amsterdam Sözleşmesine dâhil edilmiştir - 1993 yılındaki ilk Avrupa Engelliler Gününün ve Avrupa Komisyonunun 1994 tarihli sosyal politikası hakkındaki Beyaz Raporla düşünceyi gündeme alması ve Avrupa Engellilik Forumu (EDF) ve diğer engelliler çıkar gruplarının yoğun stratejik kampanyası ve uyumlu hareketiyle bu yol açılmıştı.
Ayrımcılığı yasaklayan 13. Madde ve cinsiyet, ırk veya etnik köken, din veya inanç, engellilik, yaş veya cinsel yönelim gerekçeleriyle ayrımcılığa karşı savaşmak için Topluluk eylemine yol açarak, engellilikten ilk defa AB Sözleşmesinde bu haliyle söz edilmiştir ve engelli insanların karşılaştıkları ayrımcılık gerçeği Sözleşme tarafından kabul edilmiştir. Bu Sözleşme maddesine dayanarak Konsey, 27 Kasım 2000 tarihinde "Çalışma ve meslekte eşit muamele için genel bir çerçeve oluşturma" adlı 2000/78/EC Sayılı Direktifini kabul etmiştir. Engellilikle ilgili olarak bu Direktif, engelli insanların çalışma hayatına katılımlarındaki engelleri kaldırmayı hedeflemektedir ve işyerinde makul bir ortam sağlayamamanın ayrımcılık oluşturabileceğini kabul etmektedir.
AB Sözleşmesinin 13. Maddesine ilaveten, 7 Aralık 2000 tarihinde Nice'deki Avrupa Konseyinde ilan edilen ve Avrupa Anayasasının (sonunda Nice Sözleşmesine dâhil edilerek) Temel Haklar Sözleşmesi engellilik gerekçesiyle herhangi bir ayrımcılığın yasaklanmasını içermektedir (21. Madde). 26. Madde özellikle temel bir hakkı kabul etmektedir: "engelli insanların, bağımsızlıklarını, sosyal ve mesleki entegrasyonlarını ve toplum yaşamına katılımını garantilemek için tasarlanan önlemlerden yararlanma hakları."
Viyana'da konumlanmış olan Avrupa Birliği Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı İzleme Merkezinin sözleşmesini hem bir Temel Haklar Ajansı olması hem de Sn. Vladimir Špidla'nın - Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM Komisyon Üyesi - portföyünde yansıtılan biçimde ayrımcılık ve eşit fırsatlar konularında yeni Komisyonun artan ilgisini genişletmesi konularında Aralık 2003'te Avrupa Konseyi'nin aldığı karar, haklara dayalı yaklaşımı engellilik alanında da devam ettirme ve derinleştirme konusunda Avrupa seviyesindeki atılan diğer adımlar olarak görülebilir.
Uluslararası seviyede Aralık 1993'te BM Genel Kurulunun 48. oturumunda benimsenen Engelliler için Fırsatların Eşitlenmesi hakkındaki 22 BM Standart Kuralları, küresel bağlamda yardımdan engelli haklarına doğru güçlü bir değişime izin veren haklara dayalı engellilik yaklaşımı için bir temel hazırlamıştır. BM Üye Devletleri için bağlayıcı olmasa da bu kurallar, eylemde bulunmak konusunda güçlü bir ahlaki ve siyasi bağlanım imlemektedir. Engellilerin haklarını ve onurunu geliştirmek ve korumak için uluslararası seviyedeki en son girişimler - her ikisi işlemde olan yeni bir BM yasal olarak bağlayıcı bir aracın, engellilik alanında yeni bir BM Anlaşmasının ve Avrupa Konseyinin tamamlayıcı girişiminin önerilmesi ve bir eylem planının önerilmesi -, Avrupa Birliği tarafından güçlü bir biçimde onaylanmaktadır.
Referanslar
Ayrımcılığa Karşı, Temel Haklar ve Sivil Toplum Birimi, Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM
Çalışma ve meslekte eşit muamele için genel bir çerçeve oluşturan 27 Kasım 2000 tarihli 2000/78/EC Sayılı Konsey Direktifi
Yeşil Rapor - Genişleşmiş Avrupa Birliğinde Eşitlik ve Ayrımcılık Karşıtlığı (Haziran 2004)
22/23 Kasım 2004 tarihli "Geleceğin Avrupa'sında Eşitlik" konulu Hollanda Başkanlık Konferansı vesilesiyle Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar GM Komisyonu Üyesi Vladimir Špidla'nın Konuşması
Çalışma ve Sosyal Politika Bakanlığı, Bulgaristan Cumhuriyeti
Engelliler Araştırma Merkezi, Leeds Üniversitesi, İngiltere
Eşit Fırsatlar ve Irkçılığa karşı Savaş Merkezi, Belçika
Konu 2: Diyalog ve daha güçlü bir sivil toplum aracılığıyla eylemleri geliştirmek
Engellilerin entegrasyonu, yalnızca bütün seviyelerdeki politika oluşturucularının konusu değildir: sivil toplum da, engelli vatandaşların endişelerini seslendirme ve engellilerin ihtiyaçlarını karşılamak için hizmet sunmada önemli bir rol oynamaktadır. Temmuz 2001 tarihli Avrupa Yönetişimi hakkındaki Komisyonun Beyaz Raporu, iyi yönetişimin beş ilkesinden ikisi olarak (hesap verme, etkililik ve tutarlılıkla birlikte) açıklık ve katılımı vurgulayarak "AB politikalarının kalitesi, uygunluğu ve etkililiğinin, - oluşturma anından uygulama anına kadar - politika zinciri boyunca geniş katılım garantilemeye bağlı olacağı" sonucuna varır. Ayrıca, "güçlendirilmiş bir danışma ve diyalog kültürünün" gerekli olduğu vurgulanmaktadır.
Toplumda engellilik meselelerinin yüksek uygunluğuna bağlı olarak hem danışmanlık süreçlerine hem de politika uygulamalarına sivil toplum organizasyonlarını dâhil etmek önemlidir - şu ilkeye uygun olarak: "engelli insanlar olmadan engelli insanlar hakkında bir şey yapılamaz". Engellilik Sivil Toplum Kuruluşları, ulusal engelliler organları, sosyal ortaklar, hizmet tedarikçileri, alan uzmanları ve engellilerin kendileri, AB politikalarının engelli vatandaşların gerçek ihtiyaçlarını karşıladıkları ve vatandaşların bunlar hakkında bilgi sahibi olduklarını garantilemek için katılmaları ve işbirliği yapmaları gerekmektedir. Sivil toplumun da hakların, ayrımcılığa karşı etkili bir yaklaşımdan kaynaklanmasını sağlamada önemli bir rolü de vardır: AB ve ulusal ayrımcılığa karşı yasamada haklarının saygın bir yere konulduğunu bilen potansiyel ayrımcılık kurbanları ancak bunlardan etkili bir biçimde yararlanabilirler.
2003 Avrupa Engelliler Yılının başarısı, toplumda ve ekonomide engellilerin haklarını ve tam entegrasyonunu geliştirmek için birlikte çalışan çok sayıda sivil toplum paydaşların ve aktörlerin dâhil edilmesinin, gerçekten bir fark yaratabileceğini göstermektedir. EYPD'nin bu yüksek seviyedeki seferberliği ve popülaritesi, Avrupa'da engellilerin ortak sorunlar yaşadıklarını ve damgalanma, ayrımcılık ve sosyal dışarıda bırakma ile ilgili olarak ortak endişeler paylaştıklarını da göstermektedir.
Yeni AB üye devletleri ve aday ülkelerde sivil toplumun gelişmesi, özellikle engellilik alanında, son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Bugün demokratik süreç içinde bağımsız sivil toplum örgütlerinin önemi, yaygın olarak kabul edilmiştir. Örgüt sayıları önemli ölçüde artmasına rağmen, AB-15'teki benzer örgütlerle karşılaştırıldığında çoğu kez oldukça zayıf kalmaktadır: Finansman eksikliği, zayıf içyapılar, bilgi ve bilgilenme eksikliği ve ağ kapasitelerinde noksanlıklar, yeni AB üye devletlerindeki ve aday ülkelerdeki sivil toplum organizasyonlarının başa çıkmak zorunda oldukları sorunlarından bazılarıdır.
Eski on AB genişleme ülkesindeki engelliler örgütlerinin durumunu geliştirmek için, Eylül 2002'de "On Katılımcı Ülkede Engelliler Örgütlerinde Kapasite Oluşturma" projesi uygulamaya konulmuş ve Temmuz 2004'te başarıyla tamamlanmıştır. AB Phare Programının finanse ettiği ve Avrupa Engelliler Forumunun (EDF) yönettiği proje, eylemde bulunma ve aralarında ağ kurma kapasitelerini güçlendirmek için engelliler örgütleri ve ulusal engelliler konseylerine yardım sağlamayı amaçlamıştı.
Referanslar
Avrupa Yönetişimi Hakkında Beyaz Rapor (Temmuz 2001)
Açılış Konuşması, Sn. Odile Quentin, Çalışma, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Direktörü, "Genişlemiş Avrupa Birliğinde Sivil Diyalog ve Sosyal Politika" Konferansı, Budapeşte, 23-24 Haziran 2003
EDF Projesi "(Eski) On Katılımcı Ülkede Engelli Örgütlerin Kapasite İnşası"
Yeni AB üye devletleri ve aday ülkelerde engelliler için EDF'nin derlediği örgüt listesi
Konu 3: Fırsat eşitliği koşullarını yaratmak
Engelliler için fırsat eşitliği garantilemek, Avrupa'da ana bir konu olmayı sürdürmektedir. Komisyonun'un "Engelliler için Engelsiz bir Avrupa'ya Doğru" Tebliğinden (Mayıs 2000) bu yana birçok şey yapılmasına rağmen engelliler, hayatın bütün yönlerine tam olarak katılmalarını engelleyen sayısız engellerle hâlâ karşılaşıyorlar. Avrupa'daki toplumlar çoğunlukla, herhangi bir engeli olmayan "ortalama" bir vatandaşa göre düzenlenmiştir hâlâ ve bu nedenle, önemli sayıda vatandaş, çoğunluğun haklarından ve fırsatlarından yoksun kalmayı sürdürüyor.
"Engelliler için eşit fırsatlar: Bir Avrupa Eylem Planı" adlı Komisyon tebliğiyle (Ekim 2003), 2010 yılını hedef alan süren çok yıllık bir Eylem Planı, engelli insanlar için eşit fırsatlar geliştirmek amacıyla kabul edilmiştir. Çalışma, sosyal dâhil olma için en önemli bir etken olmayı sürdürdüğü için AB Engellilik Eylem Planının ilk aşaması (2004/2005), sözde "çalışma zinciri"nin çeşitli aşamalarına hitap eden öncelikli eylemlere yoğunlaşmaktadır - bu zincir, engelli insanlar için fırsat eşitliğini geliştirmek açısından aday ülkeler için eşit bir öneme sahip eylem alanlarından oluşmaktadır.
İlk öncelik alanı, çalışmaya erişim ve çalışmayı sürdürmedir. 2000/7 8/EC sayılı direktife dayanarak ayrımcılığa karşı savaş ve bu Direktifin hükümlerinin ulusal yasamalarda doğru olarak uygulanmasını izlemek, bu alanda önemli bir odak olacaktır. Engellilerin çalışma durumunu geliştirmek ve engelli ve engelli olmayan insanlar arasındaki büyük çalışma uçurumunu aşmak için çalışma pazarına sosyal ortakları dâhil etmek ve engelliler için eşit fırsatlara katkı konusunda diyalogu derinleştirmek özellikle gereklidir.
Her yaşta hem temel eğitim hem de yeterli eğitim fırsatları dâhil yaşam boyu eğitim, engelli insanların çalışabilirliğini ve uyum sağlayabilirliğini artırma konusunda bir başka ana unsurdur. Çalışmalar, gençlikleri sırasında ana akım eğitime entegre edilen engelli insanların, çalışma pazarında başarılı olmak için gerekli olan genel ve mesleki ana yeterlilikler geliştirecekleri konusunda kanıt sağlamışlardır. Engelli insanlar için e-eğitim konusunda modern bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı, daha da geliştirilmelidir.
Üçüncü öncelik alanı, yeni teknolojilere erişimdir. Bu alandaki çabalar, bu alanda engelli insanların "bilgiden dışlanmalarını" önlemek amacıyla Web Erişilebilirlik İnisiyatifi gibi başarılı kavramlar üzerine dayanmalıdır. Bilgi toplumunu ve yeni teknolojileri engellilerin yararına kullanmak için harekette bulunulmalıdır, özellikle engelli insanların, işlevsel kısıtlamaları aşmalarını ve böylece topluma katılım umutlarını geliştirmelerini sağlayan bilgi ve iletişim teknolojisi potansiyeli dikkate alınmalıdır.
Avrupa Birliğinin, Engellilik Eylem Planının birinci aşaması boyunca vurgulayacağı dördüncü alan, kamusal çevreye erişimdir (herkes için tasarım ilkesi). İşyerine, boş zaman ve kültürel tesislere ve kamu taşımacılığına daha iyi erişim, engelli insanların entegrasyonu ve böylece fırsat eşitliği için vazgeçilmezdir. Tasarlama, planlama ve inşaat aşamalarında kamusal çevrenin bütün alanlarında yeterli Avrupa standartları, engelli insanların tam entegrasyonu ve hayatın bütün yönlerine katılımını sağlamak için gereklidir.
.ALINTIDIR. |