Cevap: Çin Edebiyatı
Çin'de Çağdaş Edebiyat
Konuşulan dilin anlatım aracı olarak kabul edildiği ve geleneksel konuların bir yana atıldığı 1920 yıllarında, Çin edebiyatı tarihinde bir kopukluk oldu. O dönemde, Yunan tiyatrosundan İbsen'e, simgecilikten doğalcılığa kadar Batı kültürünün bütün ürünleri, Çin yazarları tarafından ilgiyle ele alındı. Mao Dun'un Geceyarısı'nda ve Ba Çin'in Aile, İlkbahar, Güz adlı üçleme romanında görüldüğü gibi, uzun, ayrıntılı ve kapsayıcı yapıtlar verme eğilimi doğdu. Ama XX. yy'ın en dikkati çeken yazarı, Çin Halk Cumhuriyeti' nde çok sevilen ve beğenilen bir sanatçı, çetin bir tartışmacı, aynı zamanda da bir ozan olan Lu Siun'dur kuşkusuz (Bir Delinin Güncesi; Ah Q'nun Gerçek Öyküsü). Mao Çe-tung 1942'de Yen-an'da Sanat ve Edebiyat Üstüne Konuşmalar'ı yazarak, çağdaş Çin edebiyatının temellerini attı. Aydınların, kitleleri etkileyebilmeleri için halkın arasına karışmaları istendi. "Yüz Çiçek" kampanyasının özgürleştirme girişimi (1956-1957), aslında, partinin kültür siyasetinin sertleşmesi sonucunu verdi. Böylece, her yapıtın sosyalizmin kuruluşuna olumlu bir katkısı olması istendi ve Guo Mo-ju gibi eski kuşaktan bazı yazarların belli düzeyde yapıt vermeyi sürdürebilmelerine karşın, bireyciliğe göz yummayan bir toplumda, genç yeteneklerin ortaya çıkabilme şansı azaldı. Çin halkının sahne gösterilerine duyduğu derin bağlılığın sonucu olarak, yalnızca bir tür sosyalist tiyatro başarılı ürünler verdi (Beyaz Saçlı Kız). Ama 1973'te, Mao Çe-tung'un yazdığı sanılan bazı resmî metinlerde, yaratış özgürlüğü ve bireysel atılımları yüreklendirici bir nitelik gözlendi. |