Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Kahramanmaraş`a Özgü Adet - Gelenek ve Görenekler
Seğmenler, Sin - Sin Oyunu, Yüzük Oyunu, Soğan Kapması Kahramanmaraş Köylerinde Düğünlerde Sağmenler (Seymenler)
Kahramanmaraş köylerindeki düğünlerde, oğlan evi tarafından davet edilerek çevre köylerden gelen topluluğa sağmen (Seymen) denilmektedir. Düğünün olduğu köyden davet edilenler sağmen olamazlar. Sağmenliği meydana getiren kişiler oğlan evi tarafından okuntu gönderilerek çağrılır. Okuntu gönderme düğüne davet etme demektir. Bunun için, çağrılan kişilere birkaç elma, bir miktar şeker, bir değirmi basma, havlu, mendil, çorap gibi şeyler gönderilir. Bunlara okuntu, okuntuyu götürenlere okuyucu denir. Okuyucu okuntu dağıttığı kişilere "Size .....ın selamı var, önümüzdeki hafta düğüne buyurmanızı söyledi" der. Okuyucular genellikle dili tatlı, bu işe uygun kişiler arasından seçilir.
Köylerdeki düğünlerin çoğu Pazartesi ya da Salı günü kurulur. Sağmen alayı, düğünün başladığı gün gelir. Sağmen gelirken beraberinde keçi, koyun, inek ve öküz gibi hediyeler getirir. Bunlar düğün evine verilir.
Sağmenler, düğün olan köye yaklaştıkları zaman silah sıkarlar. Bu davranış sağmenin gelmekte olduğunu duyurur. Sağmenin gelişini haber alan köylü, davulla birlikte karşılamaya çıkar. Belli bir yerde karşıladıktan sonra birlikte düğün evine dönerler. Köylü, bu gelen topluluğu üçer, beşer paylaşır. Bu davranış düğün sahibini müşkül durumdan kurtarmak içindir. Düğün sahibi kendisine getirilen canlı malı kestirerek sağmene yemek ikram eder.
Sin - Sin Oyunu Sağmenler akşam yemeğini yedikten sonra halaylar başlar. Gece yapılan oyunların en ilginci sin - sin oyunudur. Bunun için köyün uygun bir yerine ateş yakarlar. Bu ateşe alanbaş denir. Davul ve zurna sin - sin havasını devamlı olarak çalar. Oyuncular teker teker ateşin çevresinde el ve ayak hareketleri ile durmadan dönerler. Ateşin başında oynayan kişi, topluluktan biri çıktığı zaman alanı terk eder.
Bu terk etme işinde atik davranmazsa oyuna giren kişi oynayanın sırtına yumrukla vurarak çıkmasını sağlar.
Gelin Perşembe günü sabahla öğle arasında ata bindirilerek her iki tarafın erkek sağdıçları yanında olmak üzere gelin alayı halinde götürülür. Bu gelin götürme törenine sağmenlerde katılırlar. Akşamdan sonra yatsı namazı ile birlikte gerdek'e verilir ve böylece düğün biter.
Gelin geldikten sonra güreş yapılır. Bu güreşlere sağmenlerle birlikte komşu köylerden tanınmış pehlivanlar davet edilir. Galip çıkan pehlivanlara derecelerine göre ikramiye verilir. Ertesi sabah düğün bitmiş olur. Sağmenler ve diğer misafirler evlerine dağılırlar.
Yüzük Oyunu Kahramanmaraş köylerinin bir çoğunda, eskiden beri oynana oyunlardan biriside yüzük oyunudur. Bu oyun çeşitli yerlerde değişik biçimlere bürünmüştür. Bizim burada belirttiğimi oyun, bunların hemen hepsinin ortak yönünü kapsayacak şekildedir. Bu oyun düğünlerde ve kış geceleri oynanır.
Düğün devam ettiği gecelerde gençler davul ve zurna ile halay çektikten sonra büyük bir ateş yakarak bu ateşin çevresinde sin - sin oyununa geçerler. Bu oyun bitince bir evde toplanarak yüzük oyunu oynamak üzere iki gruba ayrılırlar. Ortaya bir ekmek tahtası ile yüzük yakımı olarak bir tava, on bir zarf getirilir (Bu oyun bazı yörelerde fincan ve ceviz kabuğu ile de oynanmaktadır). Her iki tarafın bir baş oyuncusu bulunur. Oyuna geçilmeden önce baş oyuncular arasında taş tutulur. Dolu çıkan taraf yüzüğü saklar, diğer taraf aramaya başlar. Yüzük ilk çekilen zarf arasında olursa, o zaman tabak arayan tarafa geçer. Şayet ikinci zarfın içinde çıkarsa, dimyet olur, böylece yüzüğü saklayan taraf on deve (sayı) kazanmış olur. Yüzüğü saklama işi devam eder. Yine karşı taraf aramaya başlar. Birinci ikinci zarfları kaldırır, yüzük bulunmazsa dimyet geçer. Şayet yüzük sonraki zarfların birinin içinden çıkarsa kaldırılmayan zarflar deve sayılır. Eğer sondan iki zarf kalmışsa, bu iki zarftan birini arayan taraf "Bize" diye kaldırır. Bu kaldırma işinde yüzük zarfta çıkarsa arayan taraf saklar. Çıkmazsa diğeri iki deve kazanır. Oyun böylece devam eder, hangi tarafın deve sayısı otuz olursa diğer tarafa otuz çektirir. Devesi otuz olmayan taraf diz çöker, diğer taraftan biri hocalık yapar. Bir kişide elinde sopa ayakta bekler. Diz çökenler, başlarındaki kişi ile birlikte aşağıdaki sözleri söyleyerek yere yatıp kalkarlar.
Otuz of
Beller büken otuz of
Evler yıkan otuz of
Kırk yaşında emekleten otuz of
Çocukları yetim koyan otuz of
Kara Meryem'e hizmetçi yapan otuz of.
Bu bitince tabak otuz of çeken tarafa yeminle verilir. Bu yemin şöyledir: Enteşenin, menteşenin, kızılcıktaki kara eşenin, Cuma günü yatanın ve beni babalımı (Vebal) aldın kabul ettin mi? "Aldım" denilirse tabak verilir, yoksa verilmez. Oyuna devam edilir. Hangi taraf deve sayısını elli yaparsa partala (Karşı tarafı sinirlendirip üzecek şiir şeklinde söylenen ağır sözlerdir) söylerler. Partalayı söyleyecek kişinin elinde değnek (Sopa) vardır. Bu kişi iki taraf arasında durur. Partala syleyeceği tarafa dönüp şunları söyler:
Haydin şunlara varalım,
Halın hatırın soralım,
Oy zalim nenni nenni,
Ufacık terlerin silelim,
Oy zalim nenni nenni,
Demen (Değmeyin) beylere beylere,
Zalimin göçü,
Ark üstünden hatlatırım (Atlatırım),
Oy zalim nenni nenni,
Çayır çimen toplatırım,
Demen beylere beylere,
Alar (Ağalar) ho.....,
Sen bir misafir adamısn,
Oy zalim nenni nenni,
Çayır çimen toplatırım,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Dağdan vururlar hezeni,
Gelir uzanı uzanı,
Aptal Meyrem'in yol kazanı,
Oy zalim nenni nenni,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Bizim soba taplı olur,
Oy zalim nenni nenni,
Get kendini üşütte gel,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Hocalar gelir firezden,
Oy zalim nenni nenni,
Seni götürürler birezden,
Oy zalim nenni nenni,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Bizden olsana,
Yüzük bulsana,
Çalıp alsana,
Yüzük bilmen neden oynan,
Oy zalim nenni nenni,
Merkep gibi otlatırım,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Sana biner hotlatırım,
Oy zalim nenni nenni,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Adana'dan aldım kutu,
Oy zalim nenni nenni,
Merkep gimi otlatırım,
İçi dolu sıçan otu,
Demen beylere beylere,
Alar ho.....,
Yük üstüne pala koydum,
Bir ucunu dala koydum,
Kaynanana ........
Yüzük bilmen neden oynan.
Partala bittikten sonra, tabak partala çalınan tarafa yeminle verilir. Enteşenin, menteşenin, kızılcıktaki kara eşenin, Cuma günü yatanın ve beni babalımı (Vebal) aldın kabul ettin mi? "Aldım" denilirse tabak verilir, yoksa verilmez. Oyuna devam edilir. Hangi taraf deve sayısı yüz iki olursa o taraf utmuş (Yenmiş) olur. Utulan taraf, sıra halinde diz çöker, önce kendi şapkaları ile terleri silinir. Bundan sonra çeşitli oyunlar oynanır.
Bu oyunlar şunlardır: Soğan Kapması, Kül Yüzmesi, Duvar Örmesi, Daldala, Merkebe Ters Bindirme, Şildirşip Namazı, Bostanda Ayı Var, Bağa Tilki Girmiş, Mangır Satma, Üzümcü Köy Ağası, Kel Hüseyin'in Değirmeni, Okuma.
Soğan Kapması
Bir soğan iple tavana asılır. Utulan taraftaki kişilerin elleri arkadan bağlanır. Bunu ağızları ile yakalamak zorundadırlar. Soğan sallanır. Utulan taraftan bu soğanı kim kaparsa ya cezadan kurtulur, ya da diğer oyunlarda cezası azalır. Suçu artanlar ağır ceza görürler. Bundan sonra "Kül Yüzmesi" oyununa geçilir. Bir leğenin içine su konur. İçine kül atılıp karıştırılır. Suyun içine yüzük atılır. Utulan taraftaki kişiler yüzüğü bulmak için ağızlarını suya daldırarak teker teker ararlar. Ağzı ile yüzüğü bulup çıkaran imtihanı kazanarak cezadan kurtulur. Bulamayan imtihanı kaybederek ceza görür. İmtihanı kaybeden kişilere "Sağdan say" derler. Sağdan sayılır. Kalan tespit edilir. Kazanana mükafat olarak su dağıttırılır. Sonra duvar örme işine geçilir. Duvar ustası gelerek taşlara tek tek bakar. "Hepsi için bir balyoz, bir külünk, ikide amele lazım" der. Utulanların içinden balyozu, külüngü seçer. İçlerinden iki de uzun boylu amele ayırır. Utulanlar diz üstü oturtulur. Ameleler onları birbirinin üstüne koyup ölçüye getirerek teker teker örer. Böylece oyunlar bittikten sonra utulanlar eşşeklere ters bindirilip davul zurna ile evlerine kadar götürülürler. |