Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Kalem, kağıt ve ben.
Her yeni yıl senin için, yeni bir umut, bir arada artar mutluluk, elele artak mutluluk.. Dilime dolandı, ne olursa olsun iyi reklam yapıyor adamlar. Hatta bu reklamda ağlayasım bile geldi, yuh diyesim geldi şu an kendime. Umut etmek kötüdür, fazla kapılmamak lazım. Hiçbir şey yazasım olmamasına rağmen, bu boşluğu bir şekilde doldurmam gerekiyordu. ** Bazen sevmek yanlışları kabullenmek midir? Yanlışlar kabullenilmeyince sevmemiş mi olur insan? Peki ya ağlamak? Nedensiz, durup dururken, öylesine. Sevgi bir tohumsa biz gözyaşlarımızla mı sulamak zorundayız? Yanlış görünen yanlışlar, ortalıktan kaybolan doğrular.. Haber alınamayan biri, biri işte. Garip olan şeyler var, diyeceksin ki insanlar işte. Çok iddialı değil mi? Yaşımın haddine mi insanların garipliğinden bahsetmek. İnsanlar, garip demiştim 29 yaşımdaki kuzenime. '' Daha ne gördün ki Cansum '' dedi. Haklı, daha ne gördün ki Cansu? Senden 8 yıl önce dünyaya gelmiş insan, daha anlayamamış, çünkü anlaşılamayacağını kabullenmiş. Sen neden uğraşıyorsun ki? Uğraşma... Şarkı geldi aklıma, Ben yağmuru gözlerinde, bülbülü dillerinde, günahı bedenin de tanıyıpta sevmişim.. Dönmüyor yedi cihan, esirin olmuş zaman, şarabı dudağından, içip öyle sevmişim. Bilmiyorum neden bağlandım bu şarkıya bu kadar. Sevmek girince işin içine, bir haller oluyor hepimize. Kimisi beceriyor, hakkını da veriyor hani, kimisinde de bizim ki gibi emanet duruyor. '' Beceriksizler kulübü '' Hiç suçun yokken, hiçbir günahın, hiçbir sorumluluğun yokken saçma sapan bir dünyaya girersin. Suçlular elini kolunu sallarken, sana suçlu gözüyle bakılır. Bu toplumda insanlara da yer yok! Dün haberlerde milli piyango sıraları gösteriliyordu, bir adama sordular çıkarsa ne yapacaksın? Huzur evini açacağım, içine sadece akıllıları koyacağım dedi. Meraklıyız sorduk, neden? - Çünkü bu toplumda akıllıların yeri yok. Babamla aynı anda helal sana! dedik gitti. Bir kağıt parçasına ve numaralara umut bağlayacak kadar iyimser insanlarız, bir yandan da üç kağıtçı ve numaracı. .. Bugün bir arkadaşım beni çok mutlu etti. İlk kez biri bana bir şeyler yazdı, yazılan şeyin önemini bir kenara bıraktım. Kelimelerdeki samimiyet ve o duygu gerçekten beni etkiledi ve mutlu etti. Gözlerim de doldu ister istemez, güzel şey birilerinin seni doğru anlayıp tanımlayabilmesi.. * Dövme yaptırmayı düşünüyorum, aslında dirseğimden bileğime uzanan boşluğa yaptıracaktım. Fazla büyük ve rahatsız edici olabilir diye vazgeçtim. Ne yazdıracağımı bulursam eğer bileğimin köşesine yaptırabilirim. Belki de git-mek yazdırırız. Bunca şair yazmış kağıtlara, kağıtlar kitap olmuş, hepsi gitmek demiş, bırakmak. Bırakılmak, bırakılanlar ve uzayan bir liste, kabarık bir hayli.. Louis Aragon'da demiş, bırakıp gittin beni... bırakıp gittin beni ,kalarak olduğun yerde hareketsiz her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç bana bakıp görmediğin için ben yokken içini çektiğin için ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen?
'' Cümleler, tamamlanmayı hep bekleyecek.. '' diyorum ben de, bekleyelim.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |