Ya aşka?
Kaybetmeyi kabullenebilir misin?
Ya da kabullendiklerini sever misin?
Anlatabilir misin hiç gitmediğin bir ormanı?
Hatırlayabilir misin her gözyaşının sebebini?
Bilir misin unutmayı?
Ya da sonra tekrar hatırlamayı?
Katlanabilir misin sessizliğe?
Ya kimsesizliğe?
Uyku tutmayan gecelerde hayal kurar mısın?
Sonra o hayallerin peşinden koşar mısın?
Evini özler misin gün boyu?
Anneni arayıp sebepsiz canım der misin?
Ya da bir gün bırakıp her şeyi bir parka gider misin?
Yağmurda yürürken paçalarını ıslatır mısın?
Ve yağmur durduğunda arar mısın bulutları?
Dostumdur deyip affedebilir misin?
Haksızsan bile kırmamak için sevdiğini özür diler misin?
Bir gün ansızın her şeyini biteceğini bile bile planlar mısın
her şeyi gizlice?
Sahi sen rüyalara inanır mısın?
Sen Dağlarca denizlerce uzaktaki sevgili Bilirmisin Bende özlerim seni Sesini duymamış ,Yüzünü görmemiş olsamda Birkere tenine dokunmasamda Özlerim, merak ederim seni Mesela gözlerini merak ederim İrimi ? siyahmı ? elamı? diye Saçlarını merak ederim Uzunmu siyahmı kızılmı diye Bilemiyorumki Ben seni bilmez ,Sen beni bilmezken, Yüreğimdeki bu ateş niye.. Hayat
Hayat sızısını iliklerine kadar hissettiğim bir acıymış
Hayat yalanmış
Hayat sonunu göremediğim yolda gözü kapalı gitmekmiş
Hayat çok nankörmüş
Hayat bir şeyleri istemekmiş
Hayat en umutsuz olaylarda dahi umut ile yaşayabilmekmiş, Umudun bittiği yerde yıkılmış bir kalple yaşamakmış
Yaşayabilmek sözcüğünde saklıymış hayat
Hayat yaşamayı becerebilmekmiş
Hayat kimi yerde güldürse bileağlamakmış
Hayat gözyaşı nehrinde bir gemiymiş... Geminin rotasını iyi belirleyebilmekmiş hayat...
Hayat demir atılamayan denizde sonsuzluğa yol almakmış
Hayat senden söke söke aldıklarının yerinde oluşan yaraları görmemezlikten gelmekmiş
Hayat, hayattan firar etmekmiş
Hayat, sinsi bir intiharmış
Hayat buymuş işte bu!
Sevdiğine hasretmiş hayat
Hayat özlemmiş! ...
Hayat hasretmiş! ...
Hayat sevmekten ibaretmiş!