Kitabı bir kaç dakika önce bitirdim.
Kitabın başlarındaki tekrarlamalar ne kadar Hakan Günday tarzının dışında gözükse de, lazım gelmiş diye düşünüyorum. O anın hissini verebilmek için bir duyguyu sayfalara dökebilmek zor, Günday bunu başarabilmiş. Askere gidip sıfıra kadar şınav çektiğinizi ve o soğukta donmayı beklediğinizi hissedebiliyorsunuz. Bu iki kelimeyle de anlatılabilecek bir anı, ancak bu şekilde olsaydı anlatılmış olunurdu sadece, anlaşılmış olunur muydu bilmiyorum.
Toplamda 33 bölümden oluşuyor. 10'dan başlayıp geriye kadar yani 0'a geliyor.
-1. bölümün girişi ise şu şekildeydi;
|
Alıntı: |
Her şey sıfırın altında başlar. Kar maskeleri geçirildikçe başların etrafına, gerçek yüzler ortaya çıkar. İnsan, saklanınca kendisi olur. Kalın kumaşlara gömüldükçe çıplak kalır. Her şey sıfırın altında biter. Hayaller de, gerçekler kadar buz tozuna dönüşünce.
|
-16 da bana çok sevdiğim bir şarkıyı armağan etmiş. -Muse- Blackout-
-23 de ise beni balkona çıkartıp sigara içip düşünmemi sağlamıştır.
Ne vardı ki o -23. bölümde?
Şu an donarak ölmekte olan Mehmetçiklerimize buradan kucak dolusu sevgiler...
Hakan Günday'ı okuduğumu en çok hissettiğim yer ise;
Hepinizin a*ına koyayım!
Zorunuza mı gitti?
Bölümü oldu.
*
Azil okunmadan, Ziyan'a geçilmemelidir.