Cevap: İçini dök!
O eski kapıları gıcırdayan evlerde oturmak istiyorum, yerler ahşap ve yürüdükçe ses daha da artacak. Pencerenin kenarında ufak kare bir masa ve masanın üzerinde kesinlikle kırmızı - beyaz kareli masa örtüsü, tahta 2 sandalye. Masanın üzerinde neler olabileceğini tahmin etmek zor değil, 70'lik, mezeler ve elleri. Çok içip, evin küçük, petunyalarla dolu balkonun da nefes almaya çıkacağım, İstanbul ilk kez ayaklarımın altına serilecek. Ve böyle bir sahne de çalabilecek tek şarkı, huysuz ve tatlı kadın dırırım dırırım, huysuz ve tatlı kadın dırırırırım. Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı kadın dırırı dırırım, huy-suz ve tat-lı ka-dın!
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |