Thomas Aquinas
Ünlü hristiyan filozof Thomas, 1125 – 1274 yılları arasında yaşamıştır. Birçok bakımdan özgün bir düşünür olan Aquinalı’nın felsefesi önemli ölçüde Aristoteles’in metafiziğine dayanmaktadır. Ortaçağ Hristiyan felsefesinin doruk noktasını gösteren Aquina’lı Thomas, öncelikle metafizikle teoloji, akılla inanç ya da arasında bir ayrım yapmıştır.
Yalnızca doğal aklın ışığına dayanan, inancın doğaüstü ışığı olmadan, salt insan aklı yoluyla bilinen ilkeleri kullanan metafizikte, filozof duyusal varlıklardan, deneyin dünyasından hareket edip, akıl yoluyla Tanrı’ya yükselir. Buna karşın, aklı kullanmakla birlikte, ilkelerini inanç ya da otorite temeli üzerinde kabul eden teolojide, Thomas’a göre, kendisini vahiy yoluyla gösteren Tanrı’dan yola çıkılır ve yaratıklarına geçilir.
Thomas Aquinas’ın teorilerin, Espanya’daki Müslümanlar ile olan savaşlarında bunun haklı savaş olarak algılanması sebebi ile kuzeyden güneye doğru inmelerinde ve sonunda 1495′te İspanya’da kovulmalarında oynadığı rolü Hristiyan alem için çok önemlidir.
Katolik Kilisesi’nin resmi öğretisini kuran Aquinas, kutsal olan ve kutsal olmayan bilgilere akılcı bir temel aramış ve Summa Contra Gentiles (Kafirlere Karşı) adlı eserinde, Müslüman düşünürlerden İbn-i Rüşd gibi, bilginin iki kaynağı bulunduğundan söz etmiştir; bunlardan birisi inanç, diğeri akıldır.
İnanç, Kutsal Kitap’tan, akıl ise düzenlenmiş ve yorumlanmış duyu verilerden beslenir ve her ikisinden üretilen bilginin dayanağı Tanrı’dır. Tanrı kendi kendisi ile çelişmeyeceğine göre, bu iki bilginin birbirleriyle bağdaşır olması gerekir. Yani Platon ve Aristoteles felsefelerini Hristiyan dini ile uzlaştırmak olanaklıdır; böylece Skolastik Düşünce’nin temelleri atılmış ve inanç ile aklın bağdaşabileceği düşüncesi bu dönemde kesin bir biçimde oluşturulmuş olmaktadır. |