Cevap: Ey ozgurluk.
Öncelikle merhaba,
Bir kere senin kadar esarette olduğumu düşünmüyorum; çünkü yukardaki saydığın markaların çoğundan bihaberim. Belki bu nedenle senden daha mutluyum. Ne demişler: "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol."
Şimdi özgürlüğe gelelim. Sınırsız özgürlük diye bir şey yok zaten. Başkalarının sınırını zorladığında özgürlük biter. Eğer bizler seçici olmazsak, körü körüne toplumun bize sunduğu materyalleri alır, süzgecimizden geçirmeden benimseriz. Bu taklitçiliktir. Önemli olan kişinin kendi çevresinden almış olduğu değerleri düşünme sistematiğinden geçirip yeni değerler oluşturmasıdır. Böylece taklitçi bir zihniyet olmaktan kurtulur. Özgürlük, sonsuz olmuş olsaydı; dünyada sadece bizim olmamız gerekiyordu. Halbuki dünyada en yakınımızda ailemiz bulunmakta, arkadaşlarımız bulunmakta. Aynı değerlieri paylaştığımız için o değerler dahilinde mutlu olmaya çalışırken kendi özgürlüğümüzü de kendi elimizle kısıtlamış oluruz. Özgürlüğün kısıtlanması demek, mutluluğun kendisi oluyorsa bu da denenmelidir. Namık Kemal'in dediği gibi: "Esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten."
Dolayısıyla en büyük özgürlük Allah'a kulluktur. |