Isa’nın Doğumuna Yakın Zamanlarda Yahudi Dini
İsa’nın doğumuna yakın zamanlarda Orta Doğu’da Yahudilerin yaşamı ve inanışları çok karmaşıktı.
O dönemde Yahudiler’in büyük bölümü Filistin’de yaşıyorlardı. İsa’nın vatanı olarak kabul edilen Galile de Filistin’in kuzey bölgesinde bulunuyordu.
Galile halkı tarım ve göl balıkçılığının yanı sıra ticaretle de geçiniyordu.
Yahudi halkı her dönemde olduğu gibi o dönemde de dinine çok bağlı idi.
Hristiyanlığın ortaya çıkmasına yakın zamanlarda , Yahudi halkı için dini kaynaklar büyük bir çeşitlilik gösteriyordu. Bugün Eski Ahit dediğimiz kutsal yazıların yanında Talmud[1] (rDpLT) adı verilen ve din büyükleri tarafından oluşturulmuş bulunan yazılar da büyük önem taşımaktaydı. O devirde Kudüs Talmud’u (Yerushalmi) ve Babil Talmud’u ( Babli ) çok yaygındı.
Eğer bir Yahudi , kutsal yazıları daha derinlemesine okumak isterse midrash[2] (çoğulu midrashim) adı verilen tefsir yöntemini uygulamak zorundaydı. Yazıcılar da (sopherim) aslında bu tefsir işi ile uğraşıyorlardı. Dini üstadlar ise Rabbi[3] ünvanını alıyorlardı.
Midrashim rabbinik eğitimin temelini oluşturuyordu. Eğitim kutsal yazılardaki öykülerin anlatıldığı metinler olan haggadoth ( çoğulu haggadah) ile kuralların ve törelerin yer aldığı Halakoth ( çoğulu Halakah) ‘dan oluşmaktaydı. Bunlar dışında , doğal olarak Talmud da kıymetli bir kaynak olarak yer almaktaydı.
Yahudiler dinsel olarak bir çok değişik topluluklara ayrılmışlardı. Bu dönemde bilebildiğimiz en önemli topluluklar Saddukiler, Ferisiler , Zelotlar ve Esseniler’dir.
1. SADDUKİLER
Sadduki sözcüğünün etimolojisi tam olarak bilinmemektedir. Süleyman zamanındaki baş rahip olan Zadok’un adından türediği söylense de pek olası gözükmemektedir.
Sadduki düşüncesinin en önemli özelliği kişisel ölümsüzlüğü , yeniden doğuşu[4] ve gelecek yaşamı yadsımasıdır. Saddukiler bunun yanında kaderin varolmadığına ve kişinin hür iradesine göre yaşadığına inanıyorlardı. Bu görüşleriyle Saddukiler otantik Yahudi düşüncesine daha sadık olmuşlardır.
Saddukiler’in muhafazakar görüşleri sadece din alanında değil , aynı zamanda siyasal alanda da kendini gösterir. Mesih düşüncesine karşı olmamalarına rağmen Saddukiler toplumsal huzursuzluk yaratabilecek her türlü olaya karşı çıkmışlardır.
Saddukiler’in arasında büyük aristokratların , zenginlerin ve hatta rahiplerin olması ve politik görüşleri , Saddukiliğin daha çok bir siyasal parti gibi düşünülmesine yol açmıştır.
Karşıtları Saddukiler’in görüşlerini abartmış onları dinsiz gibi göstermeye çalışmışlardır. Hatta dönemin Hellen kökenli yazarları Saddukiliğe Epikürizm de demişlerdir.
2. FERİSİLER
Ferisiler hemen hemen Saddukiler ile karşıt görüşlere sahiptirler. Ferisi adının açıklaması çok açıktır ; paruşim sözcüğü ayrılmışlar anlamına gelmektedir ve Ferisi sözcüğü buradan türemiştir. Ferisiler birbirlerini şaberim, şassidim/hassidim (dindar,sofu) yada kardeş diye çağırmaktaydılar.
Aslında Ferisileri bir dini tarikat diye tanımlamak doğru değildir ; çünkü Ferisilerin diğer Yahudiler’den ayrı uygulamaları yoktur. Ancak Ferisiler daha kuralcıdırlar. Bu nedenle Ferisileri bir grup olarak görmek çok daha doğru olur.
Ferisiler Yahudi dogmalarını benimsiyorlardı ve bölgede o çağlarda hakim olan Hellenleşmeye karşıydılar. İnsanın bu dünyadaki davranışlarının karşılığında öteki dünyada mükafat ya da ceza göreceğini ve dinin kurallarının eksiksiz yerine getirilmesinin gerekliliğini savunuyorlardı.
Ferisiler dini eğitime büyük önem vermişler , bölgede bir çok yerde okullar açmışlar ve yazılı yasalarla ( Thorah[5] ) birlikte , o dönemde derlenebilmiş sözlü yasaları da okutmuşlardır.
Ferisiler için Thorah en önemli kaynaktı ve o dönemde yaygın olan ve Thorah’tan farklılık gösteren Haggadah’a ya da Halacha’ya itibar etmiyorlardı.
Ferisiler , meleklerin, cinlerin varlığına ve yeniden doğuşa inanıyorlar ; Tanrı’nın egemenliğinin yakın olduğunu düşünüyorlardı. Ferisiler aynı zamanda Yahudi milliyetçisi idiler ve yakın zamanda büyük bir Yahudi imparatorluğu kurulacağına inanıyorlardı.
Thorah’a olan bağlılıkları , yaşam biçimleri , inançları ve eğitime verdikleri önem Ferisiler’in Yahudi halkı içinde saygın bir yer edinmelerini sağlamıştır. Ayrıca yazıcılar da bu özelliklerinden ve sağladıkları güvenden ötürü Ferisiler arasından seçilmiştir.
İncil’de sözü geçen iki yüzlü hain Ferisi tiplemesi ile gerçek Ferisiler arasında büyük farklılıklar olduğu çeşitli tarihçiler tarafından teyit edilmiştir. Ancak bu şekilde davranmış olan bir Ferisi grubunun varolabileceği olasılığı da her zaman olanaklıdır. |