Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Kasım 2011, 19:42   #3
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hz. Ibrahim (abraham) Kimdi?




İspanyollar Ra-Ram-Uri ülkesine Chiahuahua ülkesi derlerdi. Bunu yerliler Şivaya" olarak telaffuz ederler. Sanskritçe'de Şivaya = "Şiva'nın Mabedi." Hindu dini alimlere göre, Ram ve tanrı Şiva bir zamanlar aynı ilahtılar. Şiva ve Yah (Kitabi Mukaddes'te söz edilenle aynı) adları Amerikan yerli dinlerinde yaygındır ve yaygın olarak Amerikan güneybatısında taş oymalarda kazıldığı görülür. ("India Once Ruled the Americas!", "Hindistan Bir Zamanlar Amerikaları Hükmetti" kitabıma bakınız).
Ayodhya ayrıca Tanzania Afrika'da ve Kudüs'te (Judea) Dar-es-Salam için başka bir addı. Yerusalemitler'e (Kudüslüler) Yehudiya veya Judeans (Yah Savaşçıları) denildiği bilinir, bu da Yahudilerin Hint kökenini kesin bir şekilde doğrular.
Çin dahil, kadim dünyada Ram'ın dini fikirlerinden etkilenmeyen bir taraf yoktu. Örneğin, Hıristiyanlar ve Yahudiler Muhammet'in öğretilerini Yahudi kaynaklardan kopya ettiği konusunda beyinleri yıkanmıştır. Oysa, Muhammet'in zamanında Ram veya Abraham'ın ilahiyatı bütün dini mezheplerin temelini oluşturuyordu. Muhammet'in tek yaptığı şey bunları putperestlikten arındırmaktı.
"... Mekke Mabedi Hindistan'dan gelen Brahmin misyonerleri tarafından kurulmuştu. Muhammed'in zamanında kutsal bir yerdi ve ölümünden sonra bir kaç asır oraya haça gitmelerine izin verildi. Onun peygamberden çok önce kutsal bir yer doluğunu inkar edilmez bir gerçektir." (Anacalypsis, Cilt I, sayfa 421.)
"... Brahminler eski kitaplarındaki kayıtlara dayanarak Mekke şehrinin Hindistan'dan gelen bir koloni tarafından kurulduğunu söylerler ve sakinleri en eski devirlerden beri onun Agar'ın oğlu İsmail tarafında inşa edildiğini söylerler. Bu şehre İndus dilinde İsmailistan denilirdi." (Anacalypsis, Cilt I, sayfa 424.)
Muhammed'in zamanından önce, Arap halkının Hinduizmine Tsaba denilirdi. Tsaba veya Saba "Tanrıların Meclisi" anlamına gelen bir Sanskritçe kelimedir. Tsaba ayrıca Işa-ayalam (Şiva'nın Mabedi) denilirdi. Müslüman kelimesi Moşe-ayalam (Şiva'nın Mabedi) Sabaizm'in başka bir adıdır. Kelime şimdi İslam olarak kısalmıştır. Muhammet kendisi Kureyşi kaviminin bir mensubu olarak ilk başta bir Sabaist'ti. Tsabaistler Abraham'ı bir tanrı olarak görmezlerdi. Onu bir avatar veya Tanrı tarafından seçilmiş bir öğretmen, Avather Brahmo (yeraltı dünyanın yargıcı) olarak kabul ederlerdi.
İsa'nın zamanında Arapların ve Yahudiler'in dilleri, dini simgeleri ve gelenekleri hemen hemen aynıydı. Eğer zaman makinesi ile geçmişe dönsek, çoğumuz Yahudi ve Araplar arasında fazla fark görmezdik. Tarihi kayıtlara göre İsa'nın zamanında Araplar putlara taparlardı. Alt tabaka ve kırsal Yahudiler için de aynı şey geçerliydi. Bundan dolayı Orta Doğudaki Yahudi ve Müslümanlar; ile Hindistan'daki Müslüman ve Hindular arasındaki kavga son derece saçmadır. Tamamen bir hiç uğruna, Müslümanlar Yahudilere ve Hindulara karşı savaşıyor veya tersi, zira her üç grup aynı kaynaktan geldiler.
Hebron'un (İbranice'de Khev'run) Keşmirce -Sanskritçe karşılığı Kudüs'ün eski sakinlerinin Hint kökenini açıkça gösterir: Khab'ru (mezar; tabut). (Grierson'un Sözlüğü'ne bakınız; sayfa 382.) İbranice'de bile Kever = "Tabut."
Hint dil bilimci ve oryantalist Maliti J. Shendge'in "The Languages of Harappans" (Harappanların Dilleri) kesin bir şekilde Batı Asya ve İndus Vadisi Uygarlığı bir araya getirir. Sadece Harrappa dilinin Akkatça ve Sümerce olduğunu kanıtlamıyor, ilk "Abraham" Havva göğüs kemiğinden yaratılmadan önce Adem olduğunu kanıtlıyor.
"... denilebilir ki, Fırat-Dicle'den İndus ve doğusuna dek, kendilerine sonra Asshuriau diyen Akkatça konuşan Samiler bulunuyordu. Onların Hint adı Rig Veda'dan "Asura" olarak bilinirdi. Bu bölgenin aynı etnik grubundan değişik aşiretler tarafından mekan edilmesi bizi şaşırtmaması gerekir. Ancak onların ırk olarak homojen bir grup olduklarını düşünmek doğru olmaz. Dil bilimi kanıtları gösterdiği gibi Akkatlılar ve Sümerler oluşmuş karışık bir nüfusları vardı. İleride araştırmaya konu olabilecek diğer etnik grupların da bulunma olasılığı var. Bu karışık nüfus günümüzdeki bilgiye ters düşmemektedir. İndus vadisinde bu değişik etnik mozaik muhtemelen tarih öncesinden uygarlığın başlarında mevcut olan bir demografik yapıydı.
"Eğer bu Akkatlılar Batı Asya aşiretleriyle aynıysa, Vedik mitolojide ilk çift konusunda eşit derecede söz edilmesi gerekir. Ancak, şifreli bir atıf dışında bu çift'den hiç söz edilmiyordu. Bu biraz kafa karıştırıcı. Tanrıları Asura olmasına karşın bu kavimin ilk atası olmaması pek anlaşılır değil. Rig Veda'da Brahman'ın tarih öncesi baba olarak mevcut olması yeterli değildir, çünkü tek başına eril bir unsurdur. Brahman yakından incelendiğinde iki sözcükten oluştuğu görülür Abu + Rahmu, bunlar da Sami mitolojide ilkel çifttir. Rahmu'nun Akkad karşılığı Lahmu'dur, bu da sonradan denizden doğan ve tanrılar ve ifritler tarafından kur yapılan tanrıça Laksmi'ye dönüşmüştü. Lahmu Akkadlarda bir ejderhadır, ama Ugaritçe'de Rahmu Abu'nun genç kızıdır. Brahma (abu + rahmu = abrahma = brahma), burada düşünülen bütün değişimler bu eşleştirmelerle açıklanabilir, veya Abu Samilerin en büyük tanrısının kızı birçok dönüşümden geçmiştir ve Hindu panteonda birçok karşılığı vardır, bunların arasında Laksmi, bütün maddi tezahüratların tanrıçası olarak önemlilerden biridir. Dolayısıyla Indus vadisinin Asura aşireti ilkel çift olarak Abu-Rahmu'ya tapıyorlardır." (sayfa 269-270).
Bayan Shendge'nin araştırmaları Hebron'daki Abraham ve Sarai mezarları gerçekten Brahm ve Saraisvati'ninikiler olduğu inancımı iyicene güçlendiriyor. Bizim Abraham anlaşılan bir rahipti, belki de Abu-Rahmu (Adem ve Hava) kültünün kurucusuydu ve tektanrılı dinini Batı Asya'ya taşıdı. Kendisi ve Sarai yurtları Hindistan'da ilahlaştırılmalarına karşın Yahudilikte insan olarak anılmışlardı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver