Çevrimdışı

Düşünüyorum o halde Müslümanım

İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için.
M.Akif Ersoy

Kuran-ı kerimde bir çok yerde altı çizilen bir uyarı vardır . Ey akıl sahipleri aklınızı çalıştırmıyor musunuz? Akletmiyor musunuz? Ne de az düşünüyorsunuz cümleleriyle vurgulanmış ayetlerdir.

Ben bu yazımda gücüm nispetinde bana göre,neleri akletmemiz ve bunu neden yapmamız gerektiği üzerine bir şeyler anlatmaya çalışacağım.

Rabbin yarattığı varlığa lutfu olan akıl,insana özel bir yetenek ve İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özekliktir. İnsana Doğruyu ve yanlışı birbirinden ayırma yetisini kazandıran bu özellik,vicdanı tavır içinde önem arzeden bir yetenektir. Şöyle ki, rabbin kontrolünde çevrenlenmiş bir vicdan barış için akleder, aksi halinde bu akıl kötü,çirkin ve yanlış bir yolun müteahiti olur.Bunun içindir ki yaratıcının kullarına yol göstermesi noktasında yapmış olduğu hala akletmeyecekmisiniz vurgusu , insanoğlunun varlığı boyunca değişmeyecek olan tabiatı neticesinde aynı hatalara düşme potansiyelinin olmasıdır.1400 yıl öncesi insanlığa doğru yol göstericisi olarak inen Kuran-ı kerimin yapmış olduğu uyarılar o dönemin insanı ve sosyal yaşamıyla sınırlı kalmamalıdır. Zira; zamanlar üstü olan bu kitabı o döneme indirgemek, insanlığı başı boş bırakmaktan başka bir şey değildir.

Peki neleri akletmeliyiz;

Öncelikle bilmeliyiz ki her birimiz ölümlüyüz.Takriben 150 milyar insanın yaşamış olduğu varsayılan Dünya’ya ne ilk gelen ne de en son gidecek olan bizler değiliz.Yeryüzüne kendi tercihimizle gelmemiş ve yine kendi tercihimizle bu dünyadan göç edecek olmayışımız ,bu yaşam formunda hangi amacı gütmemiz noktasında ışıktır kanımca.Yaratıcının lutfu olarak yaşama şansı bulan bizlerin,kulluk bilincini taşıma zaruriyetimiz ,dünyadaki saadet ve huzurun korunması açısından önemlidir. Bu bilince ulaşmak için Kuran-ı Kerim de altı çizilen hala akletmeyecek misiniz uyarılarını nasihat olarak algılamak,amaca ulaşmak için en geçerli araç olacaktır.“Tekvir 27: O alemlere öğütten başka bir şey değildir.”



Bakara-208:Ey iman edenler! Hepiniz barış ve selamete girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin aranızı açan belli bir düşmandır.
Barış ve huzur için nelerin yapılması gerektiği gün gibi ortadayken hırs ve şehvetin rüzgarına kapılmış bir insanın,Rabbin düzenlemiş olduğu yaşam formunda ki rolü sadece figüranlıktır. Figüranlık varlığı ve yokluğu belli olmayan işlevsiz bir roldür. Bu rolü üstlenenlerin durumu dünya hayatını göz önüne alındığında işlevsel görünebilir. Lakin işin aslı bu değildir.Çünkü;İnsanın yeryüzünde yaşıyor olması bir tesadüf ve rabbin lutfu iken ve bu şansı bir kez daha yakalayamayacakken ,insanoğlunun düşeceği en kötü durum gayesiz bir şekilde yaşayarak, ömrünü heba etmesidir.Bir ömür insanlığın saadeti,huzuru ve mutluluğuna değil de, kişinin kendi çıkarlarına yönelik bir ömürse yaşanmamış sayılır kanımca.

Akledilmesi gereken en önemli şeyin, insan ömrünün nasıl geçirilmesi noktasında olduğu aşikardır. Yalnız, bir ömrün nasıl geçirilmesinden ziyade,o ömrü doğru bir şekilde geçirmenin cevabını aramalı ve akletmeli insan. Bakara-2:Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için kılavuzdur.

Düşünmeden,irdelemeden,araştırıp sorgulamadan körü körüne yaşamamalı insan!

Soru sormadan yaşamak aynaya bakmamak gibi bir şeydir. Aynaya bakmadan kendisi ile net bir bilgi sahibi olmayan insan,çevresinde insanların aktardığı bilgi ile yetinmek zorundadır!

"Bilmediğin şeyin ardına düşme; çünkü, işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi bundan sorguya çekilecektir!"(17/36)

Düşünüyor ve aklediyorum!O halde Müslümanım!.ogZ