Cevap: Rize ili arşiv
Hayatın Dönüm Noktaları Geçiş dönemleri olarak adlandırdığımız “doğum, evlenme ve ölüm” olayları bütün insan topluluklarında, gerek geçmişte ve gerekse de günümüzde büyük bir öneme sahip olmuştur. Bu süreçlerle ilgili çeşitli inanışlar ve pratikler uygulanmıştır. Toplumlar geçmişten getirdikleriyle, o an da içinde bulunulan dinsel yapının değer ve pratiklerini bağdaştırarak “doğanı” karşılamış, “evlenenleri” onaylamış ve desteklemiş, “öleni” ise uğurlamışlardır.
Rize bölgesinde de bu dönemlerle ilgili pek çok uygulama mevcuttur. Yöreden yöreye kimi farklılıklar gösterse de biz burada genelleme yaparak kısaca anlatmaya çalışacağız.
Doğum Doğum öncesinde bebek için kıyafetler ve beşik hazırlanır. Beşiği kız tarafı hazırlar (Pazar). Doğum, günümüzde genellikle hastane de olur ama geçmişte olduğu gibi “ebe nine”ler tarafından da yapılabilmekte. Doğum yapan kadın, “albasması”na karşı korunur. Doğum günü uzun süre uyuması engellenir. Çeşitli nesneler (nazar boncuğu, ip..) kullanılarak korunur. Lohusanın sütünün bol olması için “loğusa şerbeti” yapılır.
Bebeğin doğumundan 7 gün sonra bebek “yedilenir”. Yani bebeğin ve annesinin temizliği yapılır. Eğer anne ilk bebeğini dünyaya getirmişse “beşik alayı” yapılır. Annenin ailesi tarafından hazırlanan beşik ve çeşitli hediyeler eşliğinde bebek görmeye gidilir. Beşik alayıyla gelenlere yemekler verilir. Üzülmeyi Kaldırma: Loğusalık dönemi ağır geçen kişi “üzülmüş” oluyor. Bu durumda “üzülmeyi kaldırma” işlemi yapılıyor. Şöyle ki; terazinin (el terazisi) bir kefesine kuran, diğerine su konuyor. Üstü örtülü hastanın başına, yüreğine, dizine, ayağına su olan kefe okunarak değdiriliyor. Çok üzgün olduğu için su dökülmüyor, sonunda da su hastaya içiriliyor, böylece hasta ayağa kalkıyor. (Çayeli / Sefalı Köyü) Dolala: Loğusa bir kadın ağır bir iş yaparak hastalanırsa buna dolala denir. Loğusayı iyileştirmek için ayağı ete bastırılır veya tütsü yapılır. (Pazar)
Evlenme Günümüzde her ne kadar gençlerin fikri alınsa da görücü usulüyle evlenme vardır. Ancak kız istemediğinde kaçma, kaçırma da görülebilmektedir. Bazı yerlerde “kız çekme” de denilmektedir. Azda olsa “berdel evlilik” vardır. “Başlık parası” ve “beşik kertme” eskiden olmasına rağmen şimdi yoktur. Önceden beri yabancıya kız verme ve yabancıdan kız almadan kaçınılmıştır. Ama şimdi bu düşüncenin önemini yitirdiğini görüyoruz.
Evlilik seremonisi genelde şu şekilde yapılır:
Kız istenir, söz kesilir, düğün günü kararlaştırılır. Düğüne davet için davetlilere “lokum” adı verilen kurabiyeler gönderilir. Düğünden önceki akşam kız evinde “kına gecesi” yapılır. Bu geceye yakın akrabalar koç getirdiklerinden “koç akşamı” da denir. Yine düğünden önce, kız oğlan evine, oğlan da kız evine bohçalar gönderir. Düğün günü gelin alayı oğlan evine geldiğinde, damat alayı karşılar, gelinin üstüne para ve çerez serper. Bu arada karşılama esnasında silahlar atılır. Genellikle düğün akşamında imam nikahı kıyılır. Düğünden üç gün sonra gelin evine gidilir. Çamlıhemşin yöresinde gelin damat evine yengesiyle birlikte gelir ve ilk 4-5 gün yengesi gelinin yanında kalır. Bu süreç gelinin yeni evine alışma süresidir, yengesi ona yardımcı olur ve bu zaman zarfında gerdek olmaz. Alışma süresinin sonunda gelin evine ziyarete gidilip gelindikten sonra gerdek olur.
Rize’de daha önceleri “damat” yerine “enişte” tabiri kullanılıyordu. Koca adayına “enişte” deniyordu. Enişte sofrası, enişte lokumu, enişte daveti gibi ifadeler hep damat kastedilerek kullanılıyordu. Enişteye, yani teyzenin kocasına ise “dayı” deniliyordu. Dondarcı: Düğün yemeğini pişiren kadınlara dondarcı denir.
Elbise Kesmek: Kız ve erkek tarafı düğünden bir süre önce birlikte düğün alışverişi yaparlar. Elbiseler ve takılar alırlar. Buna elbise kesmek denir.
Enişteyi Bağlama: Düğün günü damadın arkadaşları damadı kollarından ve ayaklarından sandalyeye bağlarlar. Kaynana bir tepsi baklava göndererek damadı bu durumdan kurtarır.
Kapılık: Gelin erkek evine gelince eve girmeden önce gelinin kardeşi gelin için kapılık (hediye) ister kayınbaba veya kaynana genelde ahırda bulunan hayvanlardan birisini geline kapılık olarak hediye ederler. Hediye edilen gelinin malı sayılır. |