Bu senaryo karşısında irkiliyorsanız yalnız değilsiniz. Ne var ki birçok kişi yalnızca irkilmekle kalmayıp bunun ahlaki açıdan tümden yanlış olduğunu öne sürüyor ve olayı tu kaka ilan ediyor.
Bu kişilere neden öyle düşündükleri sorulduğunda da genellikle elle tutulur bir açıklamaları olmadığını ancak içlerindeki sesin onlara bunun yanlış olduğunu söylediğini getirmekle yetiniyorlar.
Haidt’e göre bu "ahlaki şaşkınlık" ahlak konusundaki mantık yürütme sürecinin ahlaki kararların ardından yaşandığını ve bu sürecin de gerçekte daha önce sezgi ve duygularla varılan ahlaki değer yargılarını kamu önünde haklı çıkarmak yönünde bir girişim olduğunu ortaya koyuyor.
Yale Üniversitesi gelişimsel ruhbilim uzmanlarından Paul Bloom da kimi ahlaki değerlerimizin herhangi bir mantığa dayanmadığına bunların ya doğuştan var olduklarına ya da toplumsallaşma süreci içinde edinilmiş olabileceklerine parmak basıyor.
Ancak Bloom akıl yürütmenin temel bir unsur olmasa bile karar verme sürecinde yine de önemli bir yere sahip olduğuna inanıyor.