Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Eylül 2011, 15:01   #5
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Denizli / Milli Mücadelede Denizli




DENİZLİ OLAYI’NIN CERAYANI
Yunan kuvvetlerinin Menderes’i geçerek Denizli’ye doğru ilerlemesi halinde en önemli tehlikelerden biri de Denizli ve kazalarında yaşayan Rum ahali ile işgal altında yerlerden Denizli’ye göç eden Rumlardı. Denizli Heyet-i Milliyesi Başkanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi böyle bir durum karşısında Rumların türlü metotlarla Denizlililere zulüm yapacaklarından endişelenmekteydi. Bu sırada halk da Rumların taşkınlıklarından ve işgal korkusuna kapılmış olduklarından panik içerisinde şehri terk etmeye başlamıştır. Böyle bir ortamda yapılabilecek en iyi hareket Denizli’de bulunan Rumları şehirden uzaklaştırmak olacaktı.
Müftü Efendi Rumların taşkınlıklarını bertaraf etmek amacıyla şehirde bulunan azınlıkların din adamları ve ileri gelenlerini davet ederek bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda işgal halinde azınlıkların Yunan kuvvetleri ile ittifak kurmaması ve ahaliye zulüm yapmamasına dair söz almıştır. Ancak bu tedbiri yeterli görmeyerek 5 Temmuz 1920 günü akşam saatlerinde Goncalı’da bulunan Demirci Mehmet Efe ile muhabere kurarak Rum erkeklerinin Denizli’den kaldırılarak daha iç bölgelere gönderilmesi hususunda yardım istemiştir.
5 Temmuz akşamı Müftü Efendi’nin telgrafhanede bulunduğu sırada yanında olduğunu belirten oğlu Lütfü Bey’in verdiği bilgilere göre; Müftü Efendi Demirci Efe’den öncelikle tren göndermesini, Rum erkeklerinin intikalini kendilerinin yapabileceğini, aksi halde gönderdiği müfrezenin aksaklıklara sebep olabileceğini bildirmiştir. Ancak Demirci Efe bu teklifi kabul etmeyerek bu işi halletmek üzere müfreze göndereceği cevabını vermiştir. Bu sırada Lütfü Bey orada bulunan telgrafları incelediğini ve “topların Hamidiye istikametine gönderildiği” bilgisinin yer aldığı bir telgrafı babasına gösterdiğini yazmaktadır. Böyle bir durumda düşman ile Denizli arasında hiçbir kuvvet kalmadığını düşünen Müftü Efendi “pekâlâ oğlum bu işi sen hallet” diyerek Demirci Efe’nin isteğine razı olmak zorunda kalmıştır.
Müftü Efendi Demirci Efe’den öncelikle müfreze göndermesini değil, tren göndermesini istemiştir. Ancak Demirci Efe’nin ısrarları ve cephe ile ilgili aldığı bilgi sonucu Efe’nin teklifini kabul etmek zorunda kalmıştır. Bundan başka konuyla ilgili bilgi veren pek çok eserde Müftü Efendi’nin Demirci Efe’ye hitaben “Denizli’de Rumlar mühim ekseriyet teşkil etti. Geçen sene İslamlar aleyhinde Yunanlılarla beraber facialar yaratmışlardı. Şu halde Denizli’de kalan İslamların hayatı ve cephe kuvveti tehlikede kalacaktır. Hiç olmazsa erkeklerinin Denizli’den kaldırılarak içeriye gönderilmelerini İslam ahali namına rica ederim” şeklinde bir telgraf çektiği belirtilmektedir.
5 Temmuz 1920 akşamı Müftü Ahmet Hulusi Efendi, Demirci Mehmet Efe ile kurduğu muhabere de Rumların nakilleri hususunda yardım talebinde bulunmuştu. Demirci Efe nakil işini yapmak üzere müfreze göndereceğini bildirmiş ve 57. Tümen komutanı Şefik Bey’in de bilgisi dâhilinde Jandarma Yüzbaşı Rıfat ve Jandarma Teğmen Fazıl Beyler komutasında bir müfrezeyi görevlendirmiştir. Aynı zamanda Rumların tehcirinde kullanılmak üzere trenler hazırlatılarak İşletme Müdürü Eşref Bey ve askeri hat komiseri Teğmen Kemal Bey’e gereken emirler verilmiştir. Böylece Rumların nakli için gerekli hazırlık yapılmış ve Yüzbaşı Rıfat ve Teğmen Fazıl Beyler idaresindeki müfreze 6 Temmuz günü Denizli’ye ulaşmıştır. Öncelikle hükümet konağına giden Rıfat Bey, geliş sebeplerini mutasarrıf vekili Kahraman Seyfi Efendi’ye anlatmıştır. Ancak orada bazı kimseler “Rumların nakli halinde, Yunanlılar Denizli’ye geldikleri takdirde hicret etmeyecek olan İslam ahaliye zulüm işleyecekleri”nden bahsederek Rumların nakillerinden vazgeçmelerini istemiştir. Bunun üzerine Yüzbaşı Rıfat Bey elinde yeterli kuvvet bulunmadığını ve sıkıntılara sebep olabileceğini düşünerek Goncalı’da bulunan Demirci Efe ve 57. Tümen komutanı Şefik Bey’e bilgi vermiştir. Demirci Mehmet Efe ise aynı gün Sökeli Ali Efe’yi 30–40 kadar zeybek kızanı ile birlikte Denizli’ye göndererek Rumların nakli için görevlendirmiştir. Tümen Komutanlığı da Dinar’da bulunan 12 kişilik jandarma müfrezesini Teğ. Şevki Bey idaresinde Denizli’ye getirtmiştir. Sökeli Ali Efe’nin Denizli’ye gelmesi ile birlikte Yzb. Rıfat Bey’e yapılan baskılar kendisine de yapılmıştır. Hicret Etmeyecek Ahalinin Hukukunu Muhafaza Cemiyeti üyesi olan Esat ve Gıyasi Efendi, Sökeli Ali Efe’ye müracaatta bulunarak Rumların nakillerinin Denizli’de kalan İslam ahali açısından kötü sonuçlar doğurabileceğini öne sürerek vazgeçmelerini istemiştir. Hürriyet ve İtilafçılar tarafından kurulan Hicret Etmeyecek Ahalinin Hukukunu Muhafaza Cemiyeti üyelerinin isteği olan bu müracaatlara Sökeli Ali Efe itibar etmeyerek Rumların intikali için çalışmıştır. Sökeli Efe zeybekleri Rum mahallesine ve şehrin dört bir tarafına dağılarak kadın, yaşlı ve çocuklar hariç olmak üzere pek çok Rum’u istasyonda bir araya getirerek yola çıkarmıştır.
Rumların nakli için görevlendirilen Sökeli Ali Efe Yunan kuvvetlerinin Denizli’yi işgal etmesi halinde, Rumların tehcirinin kötü sonuçlara sebep olabileceği ve İslam ahaliye zulüm edileceği düşüncelerine aldırış etmeyerek 6–7 Temmuz günü pek çok Rum’u trenlere bindirerek Eğirdir’e göndermiştir. Ayrıca Denizlililerin bazı Rumları gizlediği ihbarının kendisine ulaşması üzerine, şehrin dört bir tarafında tellal bağırtarak “bu tür harekette bulunanların cezalandırılacağını” bildirmiştir. Buna rağmen pek çok Rum’un gizlendiği belirlenmiş ve bunlara yardımcı olan bir Denizlili, Sökeli Ali Efe tarafından dövülerek tahkir edilmiştir. Yine Tavas’a gitmek üzere şehri terk eden İslam ahali bazı zeybekler tarafından çamlık mevkiinde önleri kesilerek soyulmuştur. Kilisli Murat Bey’in kızanları da 7 Temmuz günü Çaybaşı mahallesindeki Külahçı Ahmet Ağa ve Değirmenci Sadık Bey’in evlerini basmıştır. Zeybeklerin bu tür davranışları ile korkuya kapılan halk Rumların tehciri meselesinden rahatsız olmaya başlamıştır. Yine “Yunanlılar Çal tarafından Denizli’ye ilerliyorlar, Denizli’ye girecekler, Tümen ve karargâhı Tavas’a çekilmiş” söylentisinin ahali arasında dolaşması heyecana sebep olmuş ve pek çok Denizlili şehri terk etmeye başlamıştır. 7 Temmuz’da Askerlik Şubesi Başkanı Tevfik Bey’in 12. Kolordu Komutanlığı’na gönderdiği bir şifrede “efelerin davranışları ve hıristiyanları sevklerinin İslam ahaliyi rencide ettiği ve umumi bir heyecana sebep olacağı” bahsedilerek Denizli’deki mevcut durum izah edilmeye çalışılmıştır.
Rumların tehcir edildiği 6–7 Temmuz günleri gerek zeybeklerin keyfi davranışları gerekse Yunan kuvvetlerinin yaklaştığı ve şehri işgal edeceği söylentileri mevcut paniği artırmıştır. Denizlililer yanlarına aldıkları bir kaç parça eşya ile şehri terk ederek Tavas istikametinde göçe başlamıştır. Hicret Etmeyecek Ahalinin Hukukunu Muhafaza Cemiyeti üyesi olan bu kişiler, şehrin işgal edileceği söylentisini ve zeybeklerin münferit olaylarını fırsat bilerek ahaliyi Kuva-yı Milliyecilere ve zeybeklere karşı kışkırtmaya çalışmıştır. 8 Temmuz’da Sökeli Ali Efe’nin pusuya düşürülerek öldürülmesi ve bu kişilerin Kuva-yı Milliye aleyhtarlığını açıkça dile getirmeleri bütün bunları doğrular niteliktedir.
Sökeli Ali Efe’ye baskı kurarak Rumların tehcirinden vazgeçilmesini isteyen Hürriyet ve İtilafçılar, daha sonrada Demirci Mehmet Efe ve Tümen Komutanı Şefik Bey’e müracaatta bulunarak bu isteklerini yenilemişlerdir. Askerlik. Şubesi Başkanı Tevfik Bey’in 12. Kolordu Komutanlığı’na 7 Temmuz’da Denizli’deki mevcut durumu bildirdiği şifresinden başka, aynı gün 57. Kümen Komutanlığı’na “Rumların nakilleri siyaseten zararlı olacağından ve diğer cephelerde böyle bir muamele olmadığından Rumların dâhili gönderilmesinden sarf-ı nazar olunması” şeklinde bir telgraf çekmiştir. Tümen Komutanlığı ise “bu tür milli meselelere sizin karışmamanızı rica ediyorum” cevabını vermiştir. Bundan başka Tevfik Bey Demirci Efe’ye bir telgraf çekerek “buraya gönderdiğiniz zeybekler halkın, ırzına tecavüz ediyorlar, bir hadise çıkacağını arz ederim” demiştir. Bu telgraftan bir süre sonra da Hicret Etmeyecek Ahalinin Hukukunu Muhafaza Cemiyeti üyelerinin imzasını taşıyan bir telgraf Demirci Efe’ye hitaben çekilmiş ve bu telgrafta “gönderdiğiniz zeybekler halkın, ırzına tecavüz etmekte olduklarından vukua gelecek hadisenin size raci olacağını beyan ediyoruz” deniliyordu. Mutasarrıf vekili Kahraman Seyfi Efendi ile birlikte cemiyetin 9 üyesinin imzasını taşıyan bu telgraf Demirci Efe’yi tehdit eder mahiyetteydi. Denizlililerin bu tür şikâyetleri üzerine Demirci Efe, Sökeli Ali Efe’yi telgraf başına çağırarak Goncalı’ya dönmesi emrini vermiştir
Denizlililerin Sökeli Ali Efe kızanlarından şikâyetçi olmaları ve bazı kimselerin Rumların nakline karşı olmaları, Denizli’de bulunan Rumların tehciri meselesini güçleştirmiştir. Askerlik Şubesi Bşk. Tevfik Bey’in 57. Tümen’e çektiği telgrafta Rumların tehcirinden vazgeçilmesini istemesi ve Demirci Efe’ye çektiği telgrafta tehcirin kötü sonuçlara sebep olacağını, zeybeklerin halkı rahatsız ettiğini bildirmesi Demirci Efe’yi tedirgin etmiştir. Yine Hicret Etmeyecek Ahaliyi Muhafaza Cemiyeti üyelerinin Demirci Efe’yi hedef alan telgrafı üzerine Demirci Efe, Sökeli Ali Efe’yi telgraf başına çağırarak muhabere kurmak istemiştir. Haberi alan Sökeli Efe telgrafhaneye gitmek üzere Çatalçeşme’den Delikliçınar’a doğru yürümeye başlamıştır. Meserret Kıraathanesinin önünde toplanan halk, Sökeli’nin önünü keserek öfke dolu sözler söylemiştir. Yine Çaybaşı, Kayalık ve Saltak mahallesinden telgrafhaneye gitmek isteyen bazı zeybeklerin önü kesilerek silahları ve değerle eşyaları alınmıştır. Bütün bunlara rağmen telgrafhaneye ulaşan Sökeli Ali Efe, Goncalı’da bulunan Demirci Efe ile muhabere kurmuştur.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver