Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Eylül 2011, 22:19   #8
Çevrimdışı
Ecrin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: İzmir Saat Kulesi




Hazırlıklar artık bitmiş, bütün mekanlar mükemmel surette süslere, ziynetlere bürünmüş, o rengarenk fenerler, kandiller yakılınca, bütün memleket nurlara, yaldızlara gark olmuştu.
...Bütün ahali de ayak üzerineydi. Evlerde kimse kalmamış, kadın erkek, çoluk çocuk hepsi de sokaklarda sevinçler içinde geziniyor, art arda havaî fişekler, çarkıfelekler atılıyor, her biri bir başka türlü eğlenti ile eğleniyor, başka türlü zevk alıyordu. Fakat his, duygu hepsinde yine aynı, yine müşterek idi, şevketli padişahlarının sene-i devriye-i cülûs-ı hümayunları şenliklerini icra ile mutlu oluyorlardı.
Gecenin şerefine Hükümet Konağı ahaliye açık bulundurulmuş, hanende-i şehir Salamon Elgaze Efendi’nin ince saz takımı güzel havalar terennüm etmekte, gelenlere şerbetler, kurabiyeler, limonatalar, dondurmalar ikram edilmekteydi.

Bu hal, bu şevk sabaha kadar devam etmiş, sabah olunca herkes gayet şenli bir gün, gayet parlak bir gece geçirmiş olmasından dolayı fevkalade memnun ve mesut olduğu halde, bu şenliğin sebebi olan Hazret-i Padişahînin efzayiş-i ömür ve ikbal-i şahanesine can ve yürekten dualar ederek ayrılmıştır.” Sultan II. Abdülhamit’in yirmi beşinci cülûs yıldönümü şerefine İzmir şehri iki projeyi gerçekleştirmek için girişimde bulunmuş, bunların temelleri 1 Eylül 1900 tarihinde atılarak inşââta başlanmıştır. Projelerden ilki olan Çeşmeli Saat Kulesi tamamlanarak 1 Eylül 1901 tarihine yetiştirilmiş ve açılışı yapılarak, kent için önemli bir kamusal meydan yaratılmıştı. Ancak ikinci proje olan Sarı Kışla dahilinde yapımına başlanan yirmi beş musluklu, havuzlu sebilin inşası Saat Kulesinin yetiştirilebilmesi için yarım kalmıştı. Sarı Kışla dahilindeki bu yapının tamamlanması için Vâlilik makamı girişimde bulunmuş ve inşââtın kalan kısmı için açılan ihale 235 Osmanlı Lirası bedel ile Mühendis Mösyö Pere’nin uhdesinde kalmıştır. Cülûsun yirmi beşinci yıl dönümü nedeniyle İzmir’de yapılan eserlerle yakından ilgilenen Şair Eşref Saat Kulesi için yazmış olduğu şiirden başka , bir de Kışla dahilinde inşa edilen Sebil için de bir şiir yazmış ve sebilin yapı tarihini ebced usulü ile tarihlendirmiştir. Şiirin son mısrasındaki harflerin sayısal değerlerini hesapladığımızda, 1319 sayısı çıkmaktadır ki, bu da inşââtın yapıldığı Hicrî yılı göstermekte olup, Miladî takvimdeki karşılığı da 1901 yılına denk gelmektedir.
Şehenşah-ı muazzam hazret-i Abdülhamid hânı,
Yaratmıştır cihanda hayr-ı mahz olmak için hallâk.
Zamanında yapıldı ol kadar âsâr-ı umran kim,
Yazılsa bir büyük defter olur fihristi bin yaprak,
Olunca yirmi beş sâl-i cülûsu ol Şehenşah’ın,
Edildi cümle-i âsâr-ı umrâna bu da ilhak.
Mukaddes bir günü ettirdiğiyçün halka der-hâtır,
Vücûduyla bu havzın iftihâr etsin bütün sancak.
Sudan zannetme Eşref, geldi bal, tatlandı tarihi:
Bu fıskıyye yapıldı Kışla meydanında pek parlak.
EŞREF

Saat Kulesi’nin Mimarîsi ve Sanatsal Özellikleri
Konak meydanını süsleyen ve İzmir’in simgesi olan Saat Kulesi gerçekten zarif bir sanat eseridir. 81 metrekare taban üzerine sekizgen şekilde ve dört basamaklı haç biçimde mermer bir platform üzerine yapılan Saat Kulesi, 25 metre yüksekliğinde ve dört katlıdır. Sekizgen platformun dar kenarlarında, dörder küçük sütun üzerine oturan sebiller yer alır. At nalı kemerli, baldaken biçimli sebillerin üçer çeşmesi ve kurnası ile ortasında fıskiyeleri vardır. Fıskiyelerden bugün iki tanesi yok olmuştur. Baldekenlerin üzerini alemli kubbeler örter. Sebiller arasındaki geniş dört cephede, at nalı kemerli, demir şebekeli birer açıklık bulunur. Bu açıklıklardan deniz tarafındaki olanı kapıdır.Cephelerin ve sebillerin üzerini çepeçevre fistolu saçak dolaşır. Kulenin platformu beyaz mermerden, diğer bölümleri ise kesme taştan yapılmıştır.
Sekizgen kaide üzerinde sütunlu bir galeri ve onun da üzerinde köşeleri pahlanmış kare prizma gövde yükselir. Zarif başlıklı, küçük kaideli sütunlar birbirine üç dilimli kemerlerle bağlanır. Galeri ve çeşmelerde kullanılan pembe ve yeşil sütunların başlıklarında ve köşelerinde bitkisel süslemeler yer alır.
Gövdenin dört bir tarafında, orta yerinde açılmış at nalı kemerli küçük nişli balkon görüntüsü veren unsurlar görülür. Bunun üzerinde, Doğu ve Batı yönlerinde birer Osmanlı arması, Kuzey ve Güney yönlerinde ise Sultan II. Abdülhamit’in tuğraları kabartma olarak yapılmıştır.
Gövde üzeri, içleri beş kollu yıldızlarla doldurulmuş baklava dilimli kabartmalarla bezenmiştir. Gövdenin üst bölümü üç sıra mukarnasla genişletilmiş ve dış yüzüne dört adet 75 cm. çapında saat konulmuştur. Saatin dönemin Alman İmparatoru Kayzer II. Vilhelim tarafından Osmanlı-Alman yakınlığı nedeniyle hediye edildiğine dair bir takım kayıtlar varsa da, bu bilgiyi orijinal kaynaklarda doğrulatamadık. Saatin ana mekanik bölümü özel yapılmış demir köşebentler ve döküm ayaklar üzerine oturtulmuş, yirmi iki dişli çarktan oluşmuştur. Saatin bazı parçaları üzerinde 1901 tarihi görülmektedir.
On iki küçük sütun üzerine oturan dördüncü kat, gövdeden daha dardır ve üzerini hilalli alemi olan metal kubbe örter ve bu bölümde, saatin şimdi çalışmayan çanı bulunmaktadır.
Sarı Kışla, Hükümet Konağı, Hapishane, Hastane ve en son eklenen Saat Kulesi ile Osmanlı Devleti’nin İzmir’de modernleşme çizgisindeki kamusal meydanı tamamlanmış oluyor ve bu mekan toplumsal alanda çok sık kullanılan bir yer oluyor, hatta kentin kalbi haline geliyordu. Doğaldır ki, anıtsal bir eser olan kule saymış olduğumuz kamu binaları arasında seçkin bir yere oturuyor ve insanların gündelik yaşamlarında kullandıkları bir enstrüman oluyordu.

Saat kulesi Osmanlı Tarihi’nde “istibdat”ın sembolü olan II. Abdülhamit adına yapılmıştı. 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’in ilânı sonrasındaki özgürlük kutlamaları da Konak meydanında ve Saat Kulesi civarında gerçekleşmekteydi. Bazı kaynaklarda, dipnot gösterilmeksizin, bu özgürlük kutlamaları sırasında bazı kişiler, Abdülhamit’e ait bir eser olduğu gerekçesiyle Saat Kulesi’ne saldırarak yıkmaya çalışmışlarsa da, araya girenler sayesinde bu yıkım hareketinin önüne geçildiği anlatılmaktadır. Ancak bu olaya dönemin kaynaklarında rastlayamadık.
1 Eylül 1901’de tamamlanarak faaliyete geçen Saat Kulesi, İzmir’in güzel çirkin, acı tatlı, sevinçli üzgün yirminci yüzyılda yaşadığı her güne tanık olmuştur. Ne var ki bu anıt, 1 Şubat 1974 tarihinde İzmir’de yaşanan 5.2 şiddetindeki depremden zarar görmüş ve kulenin saat kadranları üzerindeki son kat yıkılmış, inşa edilirken kesme taşlar arasına demir ve bakır lehimlenerek yapılan ana gövde depremlere dayanmıştır. Yıkılan kısım yaklaşık iki yıllık süre içinde onarılarak eski haline getirilmiştir.

Bu araştırma: İzmir Büyükşehir Belediyesince basılan ve Dr. Sabri Yetkin tarafından İzmir Saat Kulesi’nin tanıtımı için hazırlanan Kentsel Bir Sembolün Doğuşu İzmir Saat Kulesi adlı kitapçıktan alınmıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver