Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Eylül 2011, 14:23   #30
Çevrimdışı
Melodram
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hêг πêysê.






Acı çekiyorum.
Acı çekiyorum.
Acı çekiyorum.
Acı çekiyorum.
...
Alışveriş çılgınlığı insana acı çektirir mi? Çektirirmiş anladım.
Ayağımı hissetmiyordum dün eve geldiğimde, geçer diye düşündüm geçmedi.
Dayanamıyordum gece yattığımda ve aniden uyandım..
En nefret ettiğim yere gittim, hastaneye.
Sargıya aldılar, incinmiş dediler.
Nasıl olur? Gözüm gibi bakıyordum oysa ona..
Ben gözüm gibi baktığım her şeyi incitir miydim? Canını mı acıtırdım?
Kendine haksızlık etme kızım, iyisin sen iyi.
Hayat çok farklı noktalara atabiliyor insanları. Dün yüzüne bakmadığım -sevmediğimden değil uzak olduğum için- insanla yıllardır arkadaşmışız gibi, gezdik. Tanımadığıma pişman oldum mu desem? Ne olacağı hiç belli olmuyor işte bu hayatta. '' Bu hayatta her şey olabilir '' diyorum yeniden.
*
Dün bir de fark ettim ki, insanların hiç tahammülü yok, bir başkasına.
Bir başkasının hatasına, günahına, fikrine de.
Saygı yok, hoşgörü yok, sabır yok.
Ve bunların hepsi aynı topraklarda yaşıyor, bizde buna millet diyoruz.
Tek bir yanlışta birbirini öldürecek kadar gözü dönmüş insanların bir arada yaşaması, milleti oluşturuyor-muş.
Bende tahammülsüzüm ama neye? Haksızlığa, başka neye olacak.
*
2 saat d&r'da oyalandım dün, oyalanmak değil aslında kendimi buldum.
Evet tam anlamıyla buydu söylemek istediğim, kendimi buldum.
Bıraksalar hiç çıkmazdım, ama bırakmadılar!
Her neyse yahu, geç buraları..
Asıl olay, ilkokulda başladı.
5. sınıftaydım ve Montaigne-Denemeler kitabını okumamı istedi hocam.( O zaman hocamı var, öğretmen derdik. Hoca demek artistlik oluyordu, eheh )
Okumamıştım, kaldırmamıştı bünyem.
3 kitabı birden okuyorum şu sıra.. Denemelerde bunlardan biri.
Okumaya başladım çünkü ilkokul öğretmenim aradı beni.
Çok şaşırdım!
Emekli olmuş haliyle, yaşlanmış.. Sesi değişmemiş ama.
Her zamanki gibi biraz sert, biraz yumuşak, naif..
'' Cansucuğum nasılsın benim güzel kızım? Ben Tülin ''
Hocaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaam? ( Afet Güçverir geldi aklıma hoca camide )
Duygulandık sanırım.
Çünkü o benim öğretmenim olduğu zaman benim psikolojim bozuktu.
Deprem vs vs.
20 dakika konuştuk..
Gölcük'e geri dönmüş, o da depremzedeydi..
Ne olursa olsun insan özlüyor sanırım, geçmişini.
Oysa geçmişi yerle bir oldu!
Kapadıktan sonra kendimi çok mutlu hissettim.
Dünyalar benim olmuş gibiydi.
Haftasonuda eğer ayağım iyi olursa, ilkokul arkadaşlarım ve öğretmenimle buluşacağım.
Ne konuşacağız ki? Ya da yetecek mi zamanımız, yılların birikmişliklerine.
Bilemedim.
*
Ha bu arada, huzur 50 metre ilerde, solda..
Hangi yoldan gidiliyor bilmiyorum.
Her 50 metrede bir, soluma mı baksam?




I
Gerçekten karanlık günlerde yaşıyorum!
Doğru söz delilik. Düz alın
Kanıtı vurdumduymazın. Gülen ki
Korkunç haberi
Henüz almamış.


Ne günlere kaldık ki
Neredeyse suçtur ağaç üzerine bir konuşma
İçerir çünkü susmayı bunca kötülük üstüne!
Orda ağırdan caddeyi geçen
Erişilmez mi dara düşen
Arkadaşları için?


Doğrudur: geçimimi sağlıyorum daha
Ama inanın: bu bir rastlantı yalnız. Yaptığım
Hiçbir iş doyma hakkını vermiyor bana.
Rasgele korunmuşum. (Talihim dönüverse. Yokum.)


Bana diyorlar: ye iç! Bak keyfine!
Nasıl yer içerim kaparsam
Yiyeceğimi bir açın elinden ve
Bardaktaki suyum bir susuzda yoksa?
Ve yiyip içiyorum gene de.


İsterdim bilge olmak.
Eski kitaplarda yazılı nedir bilge
Kavga dışı kalmak dünyada ve kısa yaşamını
Korkusuz geçirmek
Zora başvurmadan edebilmek
Kötülüğe iyilikle karşılık vermek


İsteklerine ermeyip unutmak
İşi bilgenin.
Yapamam bütün bunları:
Gerçekten karanlık günlerde yaşıyorum!


II
Şehre geldim bozuk düzen günlerde
Açıklık sürerken.
İnsan arasına karıştım ayaklanmada
Ve onlarla birlikte öfkelendim.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde.


Yemeğimi yedim iki savaş arası
Katillerin arasında yattım
Sevgiye saygısız
Ve doğaya sabırsız baktım.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde


Her yol batağa çıkardı benim zamanımda.
Dilim durmaz ele verirdi beni.
Elimden gelen azdı. Ama hükmedenler
Daha rahat olurdu bensiz buydu umudum.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde.


Gücüm azdı. Hedef
Uzak mı uzak.
Apaçık belliydi benim ulaşmam
Mümkün değildiyse de.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde.


III
Siz siz ki çıkacaksınız
Battığımız tufandan
Düşünün
Eksiklerimizden söz ederken
Karanlık çağı da
Sizin kurtulduğunuz.
Gittiydik ayakkabıdan çok ülke değiştirip
Sınıf savaşları arasından umarsız
Yalnız haksızlık var da baş kaldırma yoktuysa.


Biliyoruz oysa:
Alçaklıktan nefret bile
Çarpıtır çizgileri
Haksızlığa öfke bile
Kısar sesi. Ah biz
Hazırlamak isterken dostluk yolunu
Dost olamadık kendimiz.


Siz ama o gün gelince
İnsanın insana el uzattığı
Anın bizi
Hoşgörüyle.


...
O gün mavi eylül ayında
Sessiz körpe bir erik ağacı altında
Tuttum onu sessiz beyaz aşkı
Kolumda kutsal bir düş gibi.
Ve üstümüzde güzel yaz göğünde
Bir bulut vardı çoktan gördüğüm
Çok beyazdı ve çok yukarılarda
Ve başımı kaldırıp baktığımda değildi orda.


O günden beri birçok birçok aylar
Geçti sessiz aşağı kaydılar
Yok oldu o bütün erik ağaçları
Ve bana sorarsan aşk n'oldu diye
Sana derim ki: hatırlayamıyorum
Ama gene de inan ki biliyorum ne demek
istediğini.
Ama gene de gerçekten hatırlamıyorum onun
yüzünü.
Yalnız: o zamanlar öpmüştüm onu biliyorum.


Ve bu öpücüğü de çoktan unutmuş olurdum
O bulut olmasaydı orada
Onu bugün de hatırlıyorum ve hep hatırlayacağım
Çok beyazdı ve yukarılardan geliyordu
Erik ağaçları belki çiçek açıyordur gene de
Ve o kadının belki de şimdi yedi çocuğu olmuştur
Ama o bulut yalnız birkaç dakika için açtı
Ve yukarı baktığımda rüzgârda kayboluyordu
bile.


Bertolt Brecht

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver