Cevap: Kilis Cami ve Mescitler
Zeytinli Camisi
Yeni Mahalle Ömer Hoca Sokağında bulunan ve küçük bir mescit olarak yapılan, bu yapının ilk yapıldığında minaresi yokmuş.
Kıbleye paralel uzanan iki sahını bulunan caminin, son cemaat yeri üç kemerli gözlüdür. Bu kemerler ortada iki sütuna (Kilis bu tür yapılarda, sütun uygulaması sadece Tekke, Hindioğlu, Zeytinli Camilerinde görülür) yanlarda da gömme ayaklara binmektedir.
Betonla örtülü ve kemer dolgularında yalın iki tane çörten bulunan son cemaat yerinden basık kemerli bir ile harime geçilir. Cami, dikdörtgen biçiminde düz atkılı dört tane pencere ile aydınlanmaktadır.
Çevresi ince bir frizle kuşatılan yalın bir nişten oluşan mihrabın her iki yanında birer konsol vardır.
Düzgün kesme taş ve moloz taşlarla yapılan caminin minaresi ve minberi yoktur. Şeyh Camisi
Tırıhlı Mahallesi,Şıh Camisi Sokaktadır.
1569 yılında Hacı Bulgar oğlu Hacı Baki Murad tarafından yaptırılan caminin Hurufat Defterleri’nde “Şeyh İhlas Camisi” , “Hıdır Şeyh Camisi” , “Şeyh Camisi” adlarıyla geçer.
Sadece minaresi özgün olup, caminin kuzeybatı köşesindedir.
Kare planlı kaidesinin köşeleri pahlıdır.Kısa ve silindirik gövdeye sahip olan minarenin peteği ve külahı gövdesine göre daha kısadır.Tek şerefeli ve şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur Cüneyne Camisi
Eski adı “Meşhedlik” bugünkü adı Abdioymağı” olan mahallenin “Odupazarı” yöresindedir.
Bu yörede Kilis’in fethi sırasında şehit düşen Müslüman sahabilere (Hz.MUHAMMED’i görmüş ve Kendileri’nin sohbetinde bulunmuş olan mümin kişi) ait mezarlar bulunduğundan; mahalleye, “meşhedlik” yani “ bir adamın şehit olduğu veya bir şehidin gömüldüğü yer,şehitlik” adı verilmiştir. Cami, sahabelerin şehit düştüğü yere yapıldığından “küçük cennet” anlamına gelen “cüneyne” adı verilmiştir.
Kilis’te Ulu Cami’den sonra en eski cami olan Cüneyne Camisi, sonradan yapılan müdahalelerle özgünlüğünü yitirmiştir. Günümüze özgün olarak kalabilen minaresi, avluya geçilen sivri kemerli bir kapı üzerindedir. Kaidesi kare olup, küp kısmının köşeleri pahlıdır.Kalın ve hantal olan gövdesi çokgen (onikigen) biçinmindedir. Tek şerefeli minarenin, şerefe korkulukları süssüzdür. Şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuş, mukarnasların alt ve üstlerinde silmelere – birer tane – silmelere yer verilmiştir. Silindirik olan peteği ile külahı taştan yapılmıştır. Şeyh Hilal Camisi (Şeyh Ahmet Camisi)
Bu yapı eski adı “Kıbeli (Kıbeli Mahallesi çok büyük bir mahalleymiş, günümüzde Çaylak ve Muhali adıyla iki ayrı mahalleye bölünmüştür)” bugünkü adı “Çaylak” olan mahallede olup; 1631 yılında Şeyh Hilal tarafından yaptırıldığı için “Şeyh Hilal” , 1937 yılında Şeyh Ahmet’e satıldığı için de “Şeyh Ahmet Camisi” adıyla anılır. Caminin bir tek minaresi özgün olup; 1643 yılında Musa kızı Fatma tarafından yaptırılmıştır.
Avlunun kuızeybatı köşesinde olan minarenin, kare olan kaidesinin köşeleri pahlıdır. Çokgen ve kalın minare gövdesi düzgün kesme taştan yapılmıştır. Tek şerefeli ve şerefe altı üç sıra mukarnaslarla doldurulmuştur.
Minare gövdesinin güney yönünde bulunan kapının üzerindeki yazıtın biraz yukarısında önemli bir kısmı dökülmüş, yıpranmış sekiz kollu bir yıldız biçiminde çini bir pano vardır. Panodaki yıldızın kollarında da, bitkisel motiflerle birer tane beşgen ve daire biçiminde motif vardır.Siyah, kahverengi, yeşil, açık ve koyu mavi renklerin kullanıldığı bu çini yapının tek süs öğesidir. Şeyh Süveden Camisi (Hacı Özbek Camisi)
Muhali (eski adı Kıbeli) Mahallesi’nde olan cami, geçirdiği onarımlarla özelliğini yitirmiştir. Geçmişten miras olarak minaresi kalmış olup; minareyi 1713 yılında Abdülaziz adlı bir kişi yaptırmıştır.
Kaidesi kare ve kaidenin köşeleri de pahlıdır. Kısa olan gövdesi ile peteği yuvarlaktır. Düzgün kesme taşlarla yapılan minarede tek şerefe bulunmakta ve şerefe altı üç sıra silme ile iki sıra yüzeysel mukarnaslar vardır. Tabakhane Camisi
Tabakhane Mahallesi’nde (eski adı Meşhedlik Mahallesi) olan cami, Hurufat Defterleri kayıtlarında “Bağhane Camii, Şeyh Gökçe Camii Şerifi, Şeyh Gökçe Ferdi Camii, Debbaghane Camii” adlarıyla geçer. Minaresi dışında tüm özelliklerini yitirmiştir.
Düzgün kesme taşlardan yapılan minarenin kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlıdır. Tek şerefeli olup, gövdesinin ortasında friz vardır. Şeref altı üç sıra mukarnas, mukarnasların alt ve üst kısımlarında işlemeli silmeler vardır. Onaltıgen olan gövdede bir sıra ara sıralanmış sekiz tane çini, çini olmayan yüzeylerde çam ağacına benzer motifler vardır. Şerefe korkulukları ajur tekniğiyle işlenmiş motiflerle, yuvarlak olan petek silmelerle süslenmiş olup; külahın dört yüzüne de birer tane çini yerleştirilmiştir. Murtaza Ağa Camisi
Şeyh Abdullah Mahallesi Murtaza Caddesi’nde bulunan bu camiyi 1661 yılında Kilis Voyvodası Murtaza Ağa’nın yaptırmıştır.
Caminin günümüze ulaşan özgün bölümü minaresidir.
Düzgün kesme taşlardan yapılan minare kare planlı ve köşeleri pahlıdır. Silindirik biçimde olan gövdenin ortasında yuvarlak bir silme vardır.Tek şerefeli minarenin şerefe altları mukarnaslarla doldurulmuştur. Yuvarlak peteği, gövdesine göre daha kısa ve daha incedir. Şeyh Süleyman Camisi ( Şeyhler Camisi)
Şeyhler Mahallesi’nde Eşref Kasteli karşısındadır.
Yapıldıktan sonra birkaç onarılan camiden geriye özgün olarak sadece minaresi kalmıştır.
Avlu kapısının doğusunda olan minare düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlı olan minarenin iki kuşaklı gövdesi, oldukça kalındır. Tek şerefeli olup, şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur. Türkler Camisi
Bölük Mahallesi (eski Sibat ve Kana Mahallesi) Küçük Çarşı Sokak’ta (Binbaşı Sokak) bulunan Kürtler Camisi’ni Kürt Hüseyin Ağa yaptırmıştır.
Çok onarım gören cami özgün yapısını yitirdiği gibi özgün adını da yitirerek, adı “Türkler Camisi” olarak değiştirilmiş olup; eski camiden sadece minare kalmıştır.
Kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlı olan minare, kesme kirli kalkerli taşlardan yapılmıştır. Çokgen olan gövdesi oldukça kısadır. Peteği (petek,gövdeye göre daha ince) ve külahı taştan yapılmıştır. Şerefe altı, altında yuvarlak bir silme bulunan mukarnaslarla doldurulmuştur. |