Cevap: Sivas Cami ve Mescitleri
Darüşşifa: Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ulu Cami’nin bir bölümünü oluşturan darüşşifayı Ahmet Şah’ın eşi Turan Melek Sultan 1240 yılında yaptırmıştır. XVIII. yüzyılda bu yapı, hastane olarak yapılmış olmasına rağmen medrese olarak kullanılmıştır.
Darüşşifa caminin doğu duvarına bitişik olarak doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kapalı avlulu ve üç eyvanlı tipte bir yapı olup, batı ve güneyi çift katlı olarak yapılmıştır. Ortasındaki avlu destekler ve çift yönlü kemerlerle dokuz bölüme ayrılmıştır. Avlunun ortasındaki sekizgen havuzun bulunduğu bölümün üzeri külahla örtülmüş ve dıştan oldukça görkemli bir görünüm kazanmıştır. Bunun dışında kalan bölümlerin üzeri sivri, yarım çapraz ve yıldız tonozları ile örtülmüştür.
Ulu Cami’ye bitişik olan darüşşifanın yapımında yüksekliği camiden daha az tutulmuştur. Böyle olunca da dışarıdan ayrı bir görünüm kazanmıştır. Giriş portali, dışarıya eğimli ve daha taşkındır. Bununla beraber cami portalinden farklı olarak da cephe duvarı ile aynı yüksekliktedir. Giriş portaline girift kompozisyonlar oldukça gösterişli bir durum kazandırmıştır. Dıştan beş şerit halinde çerçeve içerisine alınmıştır. Bu çerçeveyi oluşturan şeritler ve kapı nişi geometrik ve bitkisel motiflerle, yüzeyde boş yer kalmayacak biçimde bezenmiştir. Geometrik motiflerin yanında dörtgenler, altıgenler, baklavalar, sekiz ve on kollu yıldız motifleri görülmektedir. Ayrıca balıksırtı ve zencerek motifleri de onları tamamlamaktadır. Bitkisel bezemelerin arasına kufi yazılar yerleştirilmiştir. Portalin iki yanındaki mukarnaslı nişlerde figürlere yer verilmiştir. Kuzey yönünde çerçeve içerisine alınmış tek ve çift başlı kartal motifleri dikkati çekmektedir. Bunlardan tek başlı kartal yapının banisi Ahmet Şah’ı; çift başlı kartalın da Selçuklu devletini simgelediği ileri sürülmüştür. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Darüşşifanın batı cephesindeki portal, profilli sivri kemerli silmelerle sınırlandırılmıştır. Bu kapının üzerinde dilimli, aynalı kemerli ve dışarıdan bir sütunla bölünmüş bir pencereye yer verilmiştir. Bu portal caminin girişinde olduğu gibi dışa taşkın bezemelerle son derece gösterişlidir. Tekstil kapısı ismi yakıştırılan bu kapı da geometrik, bitkisel ve figürlü bezemelere geniş yer verilmiştir. Ayrıca çokgen, fırıldak ve sekiz kollu yıldızlar da sıkça kullanılmıştır. Kıvrık dallar, rumiler, palmetler, lotüsler, yaprak ve akantus motifleri de onları tamamlamıştır. Vazodan çıkan palmetler ise burada ayrı bir özellik taşımaktadır. Portalin iki yanındaki yuvarlak rozetlerin üzerinde büyük boyutta, ancak tahrip olmuş birer insan figürü görülmektedir. Bunun yanı sıra portalin kuzeyinde altta silmeli üçgenlerle sınırlandırılmış olan yüzeyde iki insan figürünün olduğu görülmektedir. Bu figürlerin kimi tanımladığı konusu sanat tarihçiler arasında tartışmalıdır ve kesin bir sonuca da varılamamıştır. Bazılarına göre külliyeyi yaptıranların, bazılarına göre de ustaları simgelemektedir.
Darüşşifanın doğusunda, ana eyvanın kuzeyindeki mekân türbe olarak yapılmıştır. Bu mekân batı yönündeki bir kemerle ikiye ayrılmıştır. Türbenin batısı beşik tonozla, doğusu da tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Türbe içerisinde 16 sanduka bulunmaktadır. Bunlardan girişteki ilk sırada bulunan firuze sırlı tuğla ile olan sanduka Turan Melek Sultana, orta sırada altıgen firuze çinilerle kaplı olan sanduka da Ahmet Şah’a aittir.
Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi UNESCO tarafından 1985 yılında, 358 sıra numarası ile Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiştir. Günümüzde restorasyon çalışmaları Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Sivas Valiliği arasında yapılan protokol uyarınca yürütülmektedir. |