Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Hayat Denizinde Yüzen Duygusal Balıklar
BALIK BURCU
Elementi: Su
Niteliği: Değişken
Kutbu: Negatif
Yöneticisi: Neptun (geleneksel olarak, Jupiter)
Balık’la birlikte Zodyak çemberi tamamlanır. Arketipsel birey tekamülünün son aşamasına gelmiştir. Bununla birlikte bu durum, burcun geleneksel tanımlarında aşikar olan bir durum değildir. Kova hakkında hiçbir şekilde eleştiril olmayan yazıları dengelemek için nasıl onun olumsuz yanlarından bahsettiysek, Balık için tam tersini yapmamız gerekir. Kendi gözlemlerime göre, belki Başak hariç olmak üzere, Zodyak burçları içerisinde en olumsuz tarifler Balık’la ilgili olarak yapılmıştır. Bunlar Balık’ın kişilik bozukluklarından ziyade, astrolojik yazıların kendisinden kaynaklanmaktadır.
Balık’ın sorunu onun zayıf, renksiz ve enerjisiz olması değildir. Sorun şu ki Balık burcu insan tekamülündeki en zor aşamayı, benliğin aşılmasını sembolize eder. Balık burcunda Kova’da başlayan sürecin devamı vardır, ancak arada bir fark var.
Kova’da benlik toplumsal grubun içinde ortaya çıkar, daha doğrusu grupla özdeşleşir, bu durum kendini genellikle mütevazılık kılıfı altında şişmiş bir benlikle gösterir. Kova burcuyla ilgili yazımızda işaret etmiş olduğumuz üzere kişinin ait olduğu sosyal grubun ondan daha üstün bir varlık olup olmadığı tartışmalıdır.
Balık’ın teslim olduğu yer bir sosyal grup değil, bizzat evrenin kendisidir. Tanrı hakkında ne düşünürsek düşünelim, evrende onu BİR yapan bir şeyler vardır. Diğer burçlarda doğan, gelişen, tamamlanan ve toplumsallaşan ego artık Balık’ta kendinden daha büyük bir şeye teslim olur. Kişisel gerçeklik sistemleri, kişisel yanlış ve doğru fikirleri, artık Olan’ın karşısında önemsizdir. Mistisizmin dilinde Balık ruhun Tanrı’ya teslimiyetini sembolize eder. Yine de bunu ancak çok az birey yapabilir. Bu yarım yarım yapılması mümkün olmayan bir şeydir, yarım teslimiyet felaket getirebilir.
Balık’ın başka bir özelliği de kesin bir şekilde anlaşılmalıdır: o hem bir son, hem bir başlangıçtır. Zodyak yalnızca bir çember değil, bir helezondur. Yani ne zaman onu dolaşsak, aynı zamanda yukarı çıkmış oluruz. Balık helezonun her dönüşündeki son basamaktır, fakat aynı zamanda Koç’tan önceki aşamadır. Bu yüzden Balık yeni benliğin doğmasından önceki aşamayı gösterir. Gerçekten de olgunlaşmış benliğin teslim oluşunu sembolize eden döngünün sonunda olan Balık, Koç’la yeni karşılaşmada ortaya çıkacak olan daha yüksek planda yeniden doğuşun ön safhasıdır. Bu yüzden Balık, hem bilincin ego-öncesi, hem ego sonrası hali olarak da görülebilir.
Kişinin egosunun yapısı, o kişinin gerçeklik sisteminin tabiatını oluşturur. O halde Balık burcunu ya henüz bir gerçeklik sistemi geliştirememiş, ya da bir gerçeklik sistemini aşmış (ki balıkların hayal güçleri çok kuvvetlidir) bir burç olarak görülebilir.
Her iki tipte de ego diğer burçlar göre daha az keskin tanımlıdır. Sonuç olarak kişinin kendini bir şey olarak ileri sürme arzusu daha azdır. Her iki Balık tipi de son derece alıcıdır. Primitif tipte bu durum edilgenliğe, eylemsizliğe ve sorumluluk alma isteksizliği yüzünden kurban olmaya yol açar. Gelişmiş tipte hakikati derin bir ruhani düzeyde bilmeye ve hatta kendini hakikat için feda etmeye yol açar. Kelimenin tam anlamıyla zaferin karşıtı olarak şehitlik demektir bu.
Daha önce söylediğimiz üzere, gerçeklik sistemi primitif tipte yeterince iyi tanımlanmamışken, gelişmiş tipte kişi gerçeklikten bağımsızlaşmıştır. Bu durum gelişmiş tiplere farklı gerçeklerle baş etme kapasitesi, başka insanların imkansız olarak düşündüğü yönleri görebilme yeteneğini verir. Primitif tipin yalnızca kafası karışır.
Her iki tipte başka insanlar için görünmez olan şeyleri görebilir. Balıklar psişik yeteneklerle bağlantılıdır (bununla birlikte psişik olabilmek için epey bir balık vurgusu gerekmektedir). Birçok Balık’ta psişik yetenek kendini etraflarındaki insanlara aşırı hassasiyet şeklinde ortaya çıkar, öyle ki enerjiler ve izlenimler kolayca alınır. Balıklar bu enerjileri kendi enerjileri olarak yaşama eğilimine sahip olduğu için, enerjiler yeterince olumsuzsa, her iki tipte zayıf düşebilir.
Her iki tip için de eşyalar başka burçlardan olanlarınki kadar belirgin çizgilerle birbirinden ayrılmaz. Sınıflandırmalar zayıftır. Gelişmiş tip evrende başka insanların hemen görebildiğinden daha fazla birlik görürken, primitif tipin kafası karışır.
Girmeye hazır olmadığı bir dünyaya yakalanmış olan primitif tip, fantezi de barınak aramaya eğilimlidir. İlerlemiş tipler bile çok az insanın katılmasına izin verilen özel bir dünyada barınak arayabilir. Balıkların çoğunda görülen uzaklık, aslında onların aşırı hassasiyetinden kaynaklanır.
Ego vurgusunun azlığı dolayısıyla Balıklar toplumsal hizmetlere çekilirler, fiziksel ve zihinsel hastalara bakmak veya bakım isteyenlerle ilgilenmek gibi. Bu durum Kova’nın toplumcu idealizmine yakın görülebilir, fakat Balıklar, içe doğru bir ego şişmesine neden olan grupla özdeşleşme özelliğine sahip değildirler.
Fakat Balık’a özgü hizmette bir tehlike vardır. Primitif Balıklar, kendilerinden daha talihsiz görünen insanlara bakarak titrek egolarına güvenli bir kıyı bulabilirler. Sorun şu ki kendilerinin korunaklı konumunu sürdürebilmek için Balıklar ‘yardım ettikleri’ insanların iyileşmesini istemezler. Bu korkak bencillik yine Neptün’ün getirdiği tehlikelerden biridir.
Birçok balık ne primitif ne de gelişmiş tipe girer. Genelde bunların bir karışımıdırlar. Bir birey hassas ve merhametli olduğu gibi çevresindeki olumsuz enerjilerin kurbanı da olabilir, evrendeki sınırsız olanakların farkında olduğu gibi, bunlar onun kafasını da karıştırabilir. Balık ister dünyaya geliş, ister dünyadan gidiş olarak görülsün, her iki durumda da tümüyle burada değildir. Uzlaşımsal gerçeklik sistemlerini – gerçekten de üstün bir şeylere sahip olduklarında bile – kabul etmek burcun ana ikilemidir.
Balık’ın Neptün ve Jupiter’le İlişkisi
Balık ve Neptün arasındaki ilişki güçlüdür. Her ikisi de benliğin aşılması ve sonsuzla birliğin sembolüdür. Her ikisi de kişiye büyük bir hayal gücü ve hassasiyet getirir. Her ikisinde hayal gücü aşırıya kaçarak yanılsama ve kendini aldatmaya dönüşebilir. Neptün’le ilişkilendirilen çelişkileri bile Balık’ta bulabiliriz. Her ikisi de fedakarlık ve kurban olmayla ilikilidir, her iki sembol de güçlü bir egonun yokluğunu gösterir ve su elementiyle ilgilidir.
Balık’ın geleneksel yöneticisi olan Jupiter’i görmek o kadar kolay değildir. Neptün ve Jüpiter inanca güçlü bir vurgu yapsa da, Jüpiter daha ziyade bilgi ister. Belki de ana bağlantı Jüpiter’in, hem Balık hem Neptün gibi dini bir boyutu olmasıdır. Bu durum doğrudan doğruya Jüpiterin bütünleşme, parçalar ve bütünler arasındaki ilişkiyle ilgili olmasından çıkar. Fakat Jüpiter doğrudan mistik deneyimlerden çok teolojiyle ilişkilidir; o mistik değil rahiptir. Bu yüzden Jüpiter’in balıkta yerleşimi çok iyi olsa da, Balık burcunu Neptün’e vermemiz gerekir.
Balık Burcunun Gezegenler Üzerindeki Etkisi
Balık’ta bulunan gezegenlerin büyük çoğunluğu kişinin kuvvet uygulama yeteneğini azaltma ve bu sırada başka insanlara karşı açıklık getirir. Güçlü bir biçimde yin enerjisine sahip olan gezegenler Balık burcunda hayalperest bir nitelik alır. Bu çok yaratıcı ve icatçı bir kişiliğe sebep olabilse de kişinin gerçeklik duygusunu kötürüm edebilir. Ay bu duruma özellikle açıktır. Venus bu burçta son derece romantik hale gelebilir, fakat burada yine en benliksiz sevgi yeteneğine de sahip olabilir.
Balık’ta en çok mustarip olan gezegenler irade ve enerjiyle ilişkili olan gezegenlerdir. Balık’taki Mars’ın enerjisi yoktur, Balık onun iradiliğine fazla alan tanımaz. Marsı veya Güneş’i Balık’ta olan insanlar kendi dar bireyselliklerini aşan amaçlara başarılı bir şekilde adanabilirler. Bu durum, başka bir halde bahsettiğimiz Balıklar’a özgü çelişkilerin içinde hapsolmayla sonuçlanacak enerjiyi serbest bırakır.
Satürn, dar ve güçlü gerçeklik yönelimiyle Balık’ta harika bir durumda değildir. Oysa Jüpiter, Balık’ı yönetsin veya yönetmesin, bu burçta çok iyidir, çünkü burç Jüpiter’e bilinç genişlemesi için ihtiyaç duyduğu alanı sunar.
© ROBERT HAND, HOROSCOPE SYMBOLS
---------- Zodyak’ın (Burçlar Çemberi-Güneş’in izlediği yol) son burcu olan Balık, tanımlanması zor olan bir burçtur; çünkü onun dili sembollerde gizlidir. Öğrenilmiş değerlerle Balık’ı tanımlamak zordur. Genel olarak, bu burç için bütünlük ve birlik arayışındadır denilebilir. Genellikle Allah’ı arama arayışı içindedir veya buna alternatif olabilecek inancı ve aidiyeti içinde barındıran bir kaynağı araştırır. Bu arayış içinde dünyevi sınırları anlamakta ve kendini bu sınırlar içinde tanımlamakta zorlanır. Çünkü o herkesin ve her şeyin birbiriyle ilintili ve bağlı olduğu anlayışını kabul etmeye hazırdır. Bu durumda ayrım yaratan sınırlar ve maddi dünyanın sert savaşçı kuralları onun doğasına aykırıdır. Balık, kolaylıkla içinde bulunduğu şartların veya ilişkilerin şeklini alabilir. Etrafında olup bitene karşı algısı çok gelişmiştir ve bu nedenle, kendi isteklerinin ayrımını yapmakta zorlanır. Özellikle yakın ilişkiler söz konusu olduğunda bu durum kendisi için önemli bir karmaşa halini alabilir. Sezgisel farkındalığı kendi varlığını olduğu gibi muhafaza etmesini zorlayacak ölçüde gelişmiştir. Limitsiz hayal gücünü normal hayata adapte edebilmenin bir yolunu bulması onu rahatlatabilir. Aksi halde kendisini dışlanmış ve bu hayatta yeri olmayan birisi gibi hissedebilir. Zaman içinde, Balık burcu için sanatsal dışa vurum veya iç dünyasını diğerlerine yardımda bulunabileceği şekilde ifade edebilmek hayati derecede önem taşır. Sanatın tüm dallarında, hayat boyu arayışını sürdüreceği bütünlük çağrısını üretken bir şekilde yenileyebilir ve bu şekilde diğerlerine de ilham kaynağı olabilir. Sosyal yardım kurumlarında bir olmak ve kurtarıcıyı bulmak özlemine pratik cevaplar bulabilir. Böylece, Balık kolektif hayal gücünün vizyonlarını ve özlemlerini toplumda vücuda getirerek güçlenir.
Güçlü bir romantik ve idealist olabilme potansiyeli vardır. Rüyalarına, fantazilerine ve hayal gücüne izin vermesi yaratıcı potansiyelini bu dünyada ifade edebilme şansını arttıracaktır. Fakat bunu geleneksel yöntemlerle vücuda getirmesi zordur, çünkü bilinçli aklın sınırlamaları içinde Balık hassas iç dünyasını ifade edemez. Bu nedenle, anda kalmak ve hemen önünde durup kendisini çağırmakta olana iştirak ederek, büyüyü keşfetmeye çalışmak hayatını anlamlı hale getirebilir. Ancak bu şekilde kendiliğinden önüne geleni yaparak başarılı oldukça, hayatın akışında korunduğu duygusunu hissedebilir. Bu birlik duygusunu ve özlemlerini doğal akış içinde sezinleyene kadar, kendi yaşamını, bilinçli aklın sınırlarıyla deneme tahtasına döndürebilir. Bu aşamada kendisini ümitsiz vaka olarak tanımlamaya yatkındır. Çünkü onun donanımı bu dünyanın haksızlıklarına ve zalimliklerine dayanacak ölçüde dünyevi değildir, yani Zodyak’ın diğer burçları gibi bu dünyanın katı yaptırım gücüyle savaşmak için bilinçli bir donanıma sahip değildir. Balık’ın en güçlü silahları kolektif sembolleri deşifre etmesindeki sezgisel becerisi ve şefkat kapasitesidir. Ancak bu yeteneklerini hayatın pratikliğine adapte edebilmesi için öncelikle kendisini tanıması gerekir. Böylece kendi büyüsünü ve evrenle insanoğlunun birliğini keşfetme aşamasına gelebilir, ama bu aşamadan önce kolaylıkla diğerlerinin etkisinde kalabilir veya yüksek algısı nedeniyle çok yorulabilir. Bunlardan korunmak amacıyla da sürekli yön değiştirebilir veya tam aksine kendi doğasına uymayan suni sınırlar ardına gizlenebilir. Maddi dünyada yaşamak bazen çok acı dolu bir deneyim halini alır. Bu acıyla baş edebilme yöntemi bazen kaçış mekanizmalarını çalıştırır. Eğer bu kaçış, sanatsal bir dışavurumla birleşebilirse Balık için yaşam döngüsü ve inancı arayış yolculuğu yeniden başlar. Bu döngüler içinde hayatın mükemmel bir yer olması özleminden feragat etmeyi öğrenir.
Kendi içindeki Balık özelliklerini veya burcun yöneticisi olan Neptün’ün fonksiyonlarını ifade edemeyen kişi, hayal gücünden yoksun, makineleşen sıkıcı bir hayata mahkum kalabilir. |